Pera’dan Boğaz’a kültür-sanat rotası
İstanbul, Beyoğlu’ndan Beykoz’a uzanan, multidisipliner sergilerle dolu. Biz de sanatseverler için Komet’in ikonik resimleri ile karma bir dijital sergiyi içeren sanat dolu bir rota oluşturduk.
Deniz Burak BAYRAK
İBB Miras’ın restore ettiği tarihî yapılarda bir süredir İBB Kültür çok nitelikli sergiler açıyor. Kentin birbirinden uzak iki noktasında konumlanan Botter Apartmanı ile Çubuklu Siloları, kamusal alanlar olarak toplumun resim ve dijital sanatlar ile buluşmalarını sağlayan, büyük bir boşluğu dolduran iki mekân. Aralarındaki mesafenin yanında mevcut sergilerin malzeme ve kavramsal çerçeve farklılığı, Boğaz’dan Beyoğlu’na kontrast yaratıp karşıt bağlarla iki yakayı birbirine bağlıyor.
Hollandalı saray terzisi Jean Botter için yaptırılan Casa Botter, dönemin ünlü mimarı Raimondo D’Aronco’nun eseri. Art nouveau bina, açıldığı günden beri Levent Çalıkoğlu’nun hazırladığı ‘Solo Botter’ başlıklı sergilerle adından söz ettiriyor. Botter’in duvarlarını şimdi Komet’in yapıtları süslüyor.
Komet 2022’de bu dünyadan göçüp gitti ama ardında sayıca ve medyumca çok büyük eserler bıraktı. 1960’larda başlayıp daima ileriye götürdüğü pentürü, erken dönemden çağdaş zamanlarına kadar izleyende hep hayranlık uyandırdı. Komet’in resim anlayışı 70’lerde daha politik bir zemine kaymıştı. Figürlerini eleştirel bir çizgiye oturtan ressamın işleri gerçek ile düş arasında bir yere konumlanıyor. Siz belki biraz melankoli hissedersiniz, belki absürt gelir bu yazdıklarımız. İşte onun sanat pratiği bu yorum çeşitliliğine alan açan bir yapıya sahip. Erken döneminde toplumcu bir dinamizmle göç-birey-devlet üçgeninde üretim yapan Komet’in özgün figürleri bu pratiğin sonucu ortaya çıkan üretimlerde boy göstermeye başlıyor.
Türkiye resminde çığır açan Komet’in farklı dönemlerine bir yolculuğa çıkacağınız sergide, dikkat çeken bir ayrıntı var: Resimlerin üstüne belli bir espasla yazılmış şiirler. Duygu dünyasının yoğunluğunu duyumsatan -felsefe ile iç içe- dizeler satır satır okunmaya değer. Sergi, 12 Ocak’a kadar pazartesi hariç her gün ziyarete açık.
SİLOLAR’DA ‘BOŞLUK’
Casa Botter’den çıkıp Karaköy’den Üsküdar’a, oradan da Şehir Hatları’nı kullanarak Boğaz havası eşliğinde Çubuklu’daki Silolar’a ulaşmak çok keyifli, kolay ve ucuz. Silolar, dijital ve teknolojik materyallerin üretim pratiğinde öne çıktığı eserlerin sergilendiği bir galeriler bütününe dönüşmüş durumda. Hande Şekerciler ve Beyza Dilem Topdal’ın eş küratörlüğünde yaşama geçen ‘The Void’; 3, 4, 5, 6 ve 7 numaralı siloların ‘boşluk’unda yankılanan bir ışığa dönüşüyor.
Barış Çavuşoğlu, Berkay Tuncay, Büşra Tunç, ha:ar & Hakan Gündüz, Maotik & Nik Colt Void, media.tribute ve Meggie Weinheimer’in çarpıcı yerleştirmeleri ışığın doğasını temel alıyor. Bazılarından söz etmek gerekirse; ’Rezonans' adlı yerleştirme, içinden geçtiğinizde bir spektrum oluşan ve ses efektiyle boyut değiştirdiğiniz hissine kapılmayı sağlayan bir etkileşimli üretim. Weinheimer ‘Axiom’ adlı işinde; led, difüzyon, alüminyum gibi malzemeleri özne olarak seçmiş. Berkay Tuncay ‘Rahatlama Videolarından Şiirler’de neonu adeta duvar resmine dönüştürmüş. Teknolojinin ürettiği stresi atmak için saatlerce izlenen videoların bir rahatlama yanılsamasıyla kördüğüm yarattığını ifade ediyor yerleştirme. ‘Beyond Echoes’ görsel-işitsel bir deneyim sunuyor ancak sanatçının yerleştirmenin bir parçası olarak sis kullanışı görevliler için sorun yaratabilecek bir unsur. Havasız ve karanlık bir ortamda yoğun bir sis dalgasının mekâna pompalanışını görevli gençler adına yadırgadık. İBB’nin bununla ilgili bir çözüm bulması ve çalışanların sağlığının düşünülmesi gerektiğini belirtelim.
Polioksimetilen, paslanmaz çelik, sıvı silikon kauçuk, kablo, polipropilen, plastik hammadde, metal sac, lazer gibi malzemelerin kullanılıyor oluşu artık sanat üretiminde malzeme anlayışının değiştiğini; her şeyin sanatsal malzeme olarak üretime dâhil edilebileceğini gösteriyor. Ses kayıtlarının ya da yapıta özel üretilen ses tasarımlarının yerleştirmeleri tamamlaması da anlayış ve bakış açısı değişimlerinin kanıtı olarak kompozisyonları tamamlıyor. ‘Boşluk’, 23 Şubat’a kadar Çubuklu Silolar Dijital Sanatlar Müzesi’nde açık olacak.
NOT: Sergi alanında yanıp sönen ışık efektleri ve patlayan sesler bulunuyor. Foto-sensitif epilepsi rahatsızlığı olan ziyaretçilerde nöbetleri tetikleyebilir. Ayrıca bazı eserlerde kullanılan lazerler, göz ve kamera sensörlerine direkt temas ettiğinde hasara yol açabilir. Ziyaretçilerin lazere doğrudan bakmaktan kaçınmaları öneriliyor.