İşyerinden ‘performansını bilinçli olarak düşürdüğü’ gerekçesiyle tazminatsız atılan işçi, 6 yıldır sürdürdüğü hukuk mücadelesini kazandı ve tazminatını aldı

Performansını düşüren işçi tazminatsız atılamaz

BİRGÜN / EMEK

Delikli makine operatörü olarak çalıştığı işyerinden performansını bilinçli olarak düşürdüğü gerekçesiyle tazminatsız atılan işçiye, 6 yıl sonra yargıdan müjdeli haber geldi. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, işçiye kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesi gerektiğine hükmederek kararı bozdu.

İHA’nın haberine göre, Kayseri’de çalıştığı işyeriyle aynı sektörde faaliyet gösteren başka bir fabrikadan daha iyi şartlarda teklif aldığı iddia edilen işçi, işveren tarafından ‘bilinçli olarak performansını düşürdüğü’ gerekçesiyle kapı önüne konuldu. Yıllarca çalıştığı işyerinden tazminatsız şekilde atılan işçi, ilk olarak Kayseri 2. İş Mahkemesi’nde alacak davası açtı. Tarafları dinleyen mahkeme, işverenin performans düşüklüğüne dair uyarı ve savunma taleplerini içeren tutanakları imzalamayan işçinin tazminatsız işten çıkarılmasına onay verdi. Davacı işçi kararı temyiz edince, devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.

Yargıtay kararı bozdu, yerel mahkeme direndi

Yargıtay kararı bozdu. Davalı işverenin ‘işçinin düşük performans sebebiyle savunmasının istendiğini, savunma vermediğini ve veriminin düşmesi sebebiyle iş sözleşmesinin feshedildiğini’ savunduğuna dikkat çeken Yargıtay, “İşyeri disiplin kurulu kararında hammadde ve malzemeyi zayi etmek suçundan sözleşmenin feshedildiği yazılıdır. Davalı işveren davacının hammadde ve malzemeye zarar verdiğini ispat edememiştir. Cevap dilekçesinde sözü edilen hususlarda sadece performansa dayalı belge sunulmuştur” dedi.

Yargıtay kararında şu ifadeler yer aldı: “İşçinin düşük performans göstermesi geçerli fesih nedeni olabilirse de İş Kanunu’nun 25. maddesinde düzenlenen haklı fesih nedenleri arasında işçinin performans düşüklüğü yer almamaktadır. Böyle olunca davacının ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin kabulü gerekirken, isteklerin reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”

Yargıtay’ın kararı bozmasının ardından yeniden yapılan yargılama sonunda Kayseri 2. İş Mahkemesi, kararında direnince devreye bu kez Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi. Genel Kurul kararında, işverenin, davacının işyerindeki tavırları, çalışma verimini düşürmesi, kendisine verilen uyarı ve savunmaları imzalamayı reddederek işverenin yönetim yetkisini tanımaması sebebiyle iş sözleşmesinin disiplin kurulu kararı ile haklı sebeple feshedildiğini savunduğu, bu sebeple davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanamayacağını bildirerek davanın reddini istediği hatırlatıldı. Mahkemece dinlenen davalı tanıkları beyanlarında, davacının ortalama günde 500 adet çelik delik delmekteyken başka bir işyerinden teklif aldığını belirttikten sonra günlük 240 adet delik deldiğinin iddia edildiği de belirtildi.

Haklı değil, geçerli fesih nedeni

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında şu ifadeler kullanıldı: “İş sözleşmesinin feshine neden olarak gösterilen düşük performans gösterme, 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesinde düzenlenen geçerli fesih nedenidir. Performans düşüklüğü haklı fesih nedeni oluşturacak ağırlıkta olmamakla birlikte işyerinin normal işleyişini bozan, iş görme borcunun gerektirdiği şekilde yerine getirilmesini engelleyen hallerden olup geçerli fesih nedeni oluşturduğundan, bu fesih şekli de işçinin kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanmasına engel teşkil etmez.

Davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesi hatalıdır. İşçi görevini uyarıya rağmen hiç yerine getirmezse işveren haklı sebeple derhal; eksik, kötü, yetersiz bir biçimde yerine getirirse geçerli fesih hakkını kullanabilecektir. Dosya kapsamında yer alan tutanaklardan da anlaşıldığı üzere davacının iş görme borcunu hiç yerine getirmemiş olmasından değil, eksik ve kötü ifa ettiğinden bahsedilmektedir.

Hal böyle olunca, iş sözleşmesinin performans düşüklüğüne dayalı olarak geçerli sebeple feshedildiği anlaşılan davacının, Özel Daire bozma kararında da değinildiği gibi kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Yerel mahkeme kararının belirtilen nedenlerden dolayı bozulmasına, düzeltme yolu kapalı olmak üzere oybirliği ile karar verildi.”

2011 yılında başlattığı hukuk mücadelesini kazanan işçi, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı sonrası tazminatını aldı.