AKP’nin yaşadığı iktidar kriziyle birlikte ‘eleştirel destek’ pozisyonuna geçen Perinçek, Gezi Davası kararları da eleştirdi. “Siyaset başka suç başka” diyen Perinçek, “Gezi eylemlerinde biz de varız? Haydi, gelsinler güçleri yetiyorsa benim de yakama yapışsınlar” ifadelerini kullandı.

Perinçek’ten Gezi çıkışı: Gezi'de biz de varız, güçleri yetiyorsa yakama yapışsınlar

AKP-Cemaat ittifakının dağılması ardından kurulan yeni iktidar ittifakında yer tutan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Gezi Davası’nda çıkan kararlara tepki gösterdi. Perinçek, “Siyaset başka suç başka. Gezi eylemlerinde biz de varız? Haydi gelsinler güçleri yetiyorsa benim de yakama yapışsınlar” dedi.

AKP’nin 15 Temmuz sonrasında oluştuğu yeni iktidar koalisyonu içerisinde yer alan Doğu Perinçek, derinleşen ekonomi ve yönetme krizleriyle birlikte AKP ile ilişkisini “eleştirel destek” pozisyonuna taşıdı. Perinçek son dönemde, özellikle de Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgal operasyonunda AKP’nin tersine Rusya yanlısı bir çizgi izliyor. Aydınlık geleneğinden gelen AKP’li Ethem Sancak’ın partiden ihracının istenmesi ve ardından istifa etmesi de iktidar ortakları arasındaki gerilimin su yüzüne çıktığı son gelişme olmuştu.

Perinçek, Gezi Davası kararları ardından da AKP’nin pozisyonu karşısında açıklamalarda bulundu. Ulusal Kanal'da yayınlanan Çıkış Yolu programına katılan Perinçek, Gezi Davası kararlarına tepki gösterdi.

‘SİYASET BAŞKA SUÇ BAŞKA’

"Hem halkımızda hem de Vatan Partisi de dahil bütün siyasi çevrelerde şöyle bir yanlış var. Siyasi karşıtlık ile suçu bir birine karıştırıyoruz. Siyaset başka suç başka” diyen Perinçek, “Biz siyasette şu ya da bu girişime şu veya bu eyleme karşı olabiliriz. Ama suç tanımı buradan çıkmıyor. Suç, Ceza Kanununda tanımlanan eylemdir. Kanunsuz suç olmaz, kanunsuz ceza olmaz. Ceza Hukukunun en temel 2 prensibidir. Herhangi bir kişinin de suç işlediğine hükmetmek için o kişinin Ceza Kanununda tanımlanmış eylemini kanıtlamak gerekir” ifadelerini kullandı.

Perinçek, Osman Kavala hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına tepki gösterdiği konuşmasına şöyle devam etti:

“Kavala olayında iddianameye bakıyoruz. Burada daha çok bir siyasi karşıtlık var. Gerekçeli karar henüz açıklanmadı ama şu andaki açıklanmış hükümde Osman Kavala'nın hükümeti devirme girişiminde bulunduğunu kanıtlayan eylemler gösterilmiyor. Daha çok Soros destekli Anadolu Kültür Vakfı başkanı olduğu belirtiliyor. Gezi eylemlerini desteklediği belirtiliyor. Bir de Henry Barkey ile görüşmesinden bahsediliyor. En karanlık işinden başlayalım: Henry Barkey ile görüşmek suç değil. Tek başına Barkey ile görüştü diye kimse suçlu olmaz. Henry Barkey ile Sayın Cumhurbaşkanımız da görüşür. Sayın Devlet Bahçeli ile de Doğu Perinçek ile de görüşür. Aydınlık ve Ulusal Kanal'ın Genel Yayın Yönetmenleri de görüşür. Bunlar suç olmaz. Ancak hükümeti devirme girişimi suçunun kanıtlarından biriyse bir değeri vardır. Görüştü ama acaba bu suç kapsamında mı?

“İkinci olarak Soros destekli bir vakfın başkanı olması... Bu da tek başına bir suç değil. Yabancı bir takım kurumlarla bir takım ilişkiler çerçevesinde bir suça götürüp bağlayabilirsin. Ama Soros'un desteklediği bir vakfın başkanı olmak doğrudan doğruya hükümeti devirme girişimi eylemini ispatlamaz.

‘GEZİ’YE DESTEK OLMAK SUÇ DEĞİL’

"Üçüncü olarak Gezi eylemlerine Osman Kavala'nın destek olması var. Gezi eylemlerine destek olmak, bulunmak da bir suç değil. Gezi eylemleri protesto eylemleriydi. Gezi eylemlerinde 2 farklı akım vardı ama bu akımlar da siyasi akımlar. Bunlardan biri suçlu, diğeri suçsuz tespiti doğru olmaz. Gezi eylemlerinde bir Batı işbirlikçileri var. Onların arasında PKK, HDP de vardı. Bir de 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' diyen, Türk bayrağı altında eylemlere katılan ve en sonunda bütün Gezi hareketine hakim olan vatansever güçler vardı. Burada da Vatan Partisi başı çekiyordu. En sonunda da 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' diyen, Türk bayrağı taşıyan güç damga vurdu eylemlere. Ve Kadıköy'de 1 milyona yakın insanın katıldığı Gazdan Adam mitingi de tamamen vatansever bir hareketti.”

Sözlerinin devamında, “Hükümeti istifaya çağırmak suç oluşturmaz. Eğer suçsa, o suç benim” diyen Perinçek, “Gezi eylemlerinde biz de varız. Haydi gelsinler güçleri yetiyorsa benim de yakama yapışsınlar. Gezi eylemleri hükümete karşı protesto eylemleri. Hatta biz orada 'Hükümet istifa' dedik. Hatta Kavalalar 'Hükümet istifa' fikrine katılmıyorlardı. 'Hükümet istifa' denebilir. 15 Temmuz 2016'ya kadar veya Silivri duvarını yıkmamıza kadar BOP Eş Başkanı olduğunu söylüyordu Cumhurbaşkanımız, o zaman başbakandı. Biz de ona 'İstifa et' diyorduk” ifadelerini kullandı.

Perinçek, “Hatta o sürecin belli aşamalarında da 'Şu an da çözüm süreci var. AK Parti'yle karşı karşıya değiliz. Bu çözüm sürecini baltalayan bir eğilim gözüküyor' diye bir takım şüpheler de ifade etmişlerdir. Dolayısıyla burada AK Parti'ye karşı olmak açısından bir suç tanımı da yapılamaz. Hükümeti devirmek başka, istifasını talep etmek başka” ifadelerini kullandı.