Sonuçları kabul etmeyen Fujimori, Castillo’nun zaferini engellemek için her yolu deniyor. Beyaz yakalı ordunun ırkçı hukuk stratejisi devrede. Peru’da korku hakim.

Peru’da karanlık güçler kol geziyor!

José Carlos Llerena Robles*
Vijay Prashad**

Özgür Peru Partisi’nin (Peru Libre) adayı Pedro Castillo, dünyanın dört bir yanından tebrikleri almaya başladı. Castillo’nun 6 Haziran’daki başkanlık seçimlerini kazandığına hiç şüphe yok. Peru Ulusal Seçim Süreçleri Ofisi (ONPE) seçim sonuçlarını açıkladı. Castillo, ikinci turda oyların yüzde 50,127’sini (8,84 milyon) alırken, rakibi Popüler Güç Partisi’nin adayı Kieko Fujimori yüzde 49,873 (8,79 milyon) oy aldı. Eldeki tüm verilere göre Fujimori seçimi kaybetti.
Buna rağmen Fujimori seçim sonuçlarını kabul etmedi. Hatta, seçim sonuçlarına itiraz etmek için Peru’nun en iyi hukukçularını işe aldı. Oy sayımları açıklanmaya başlarken, Fujimori takımı 134 itirazda bulundu, ellerinde 811 itiraz dosyası daha bulunuyor. Peru hukuk birliğine aşina olan herkes birçok önemli ismin Fujimori’nin kadrosunda olduğunu fark edecektir: Echecopar, Ghersi, Miranda & Amado, Payet, Rey, Cauvi, Pérez, Rodrigo, Elías & Medrano, Rubio Leguía Normand ve Rebaza, Alcázar & De Las Casas. Fujimori’nin sadece Lima’da otuzdan fazla avukatı bulunuyor. Fujimori takımı, Castillo’nun olası zaferini öngörerek, Castillo’yu hukuk yoluyla engellemek için bu avukatları seçimlerden önce işe almıştı. Beyaz yakalı ordunun ortaya koyduğu ırkçı hukuk savaşı stratejisi, Castillo’nun özellikle kırsal kesimden gelen ve aldığı desteğin temelini oluşturan oyları geçersiz kılmaktan ibaret.

FUJİMORİ-ABD İŞBİRLİĞİ

ABD, Lisa Kenna’yı Peru’ya yeni büyükelçi olarak atadı. Lisa Kenna, eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun eski danışmanı, dokuz yıllık eski CIA görevlisi ve Dışişleri Bakanlığı Irak yetkilisi. Kenna, seçimlerden hemen önce, ABD ile Peru arasındaki yakın ilişkileri ve bir başkandan diğerine barışçıl bir geçişe duyulan ihtiyacı vurguladığı bir video yayınladı. Kenna, “Başkanlık geçişi tüm bölge için örnek teşkil ediyor” dedi. Latin Amerika’daki seçim sürecine bir müdahaleden bahsediyorsak, söz konusu ABD olacaktır.

Kieko Fujimori’nun takımında Fernando Rospigliosi gibi kilit isimler de bulunuyor. Rospigliosi, Başkan Alejandro Toledo döneminde İçişleri Bakanı idi. Takıma katılmadan önce Rospigliosi, Fujimori’nin babası eski başkan Alberto Fujimori’nin işlediği suçların karşısında oldukça eleştirel bir tavır takınmıştı. Şimdi ise Rospigliosi ABD Büyükelçiliği ile çalışmaya kaldığı yerden devam ediyor. 2005’te, solcu asker Ollanta Humala, 2006’daki başkanlık yarışına girmeye hazırlanıyordu. Tüm göstergeler, 2000 yılında Kieko Fujimori’nin babası Alberto Fujimori’ye karşı darbe girişiminde bulunan Humala’nın büyük bir desteğe sahip olduğunu gösteriyordu. Hatta bazıları, Humala’nın Peru’yu sola götürmek için Venezuela’dan Hugo Chávez’i ve Bolivya’dan Evo Morales’i takip edeceğini düşünüyordu. İşte bu dönemde Rospigliosi, ABD Büyükelçiliği’ne gitti ve Humala’nın zaferini engellemek için destek istedi.
18 Kasım 2005’te, Rospigliosi ve eski Milli Savunma Müdürü Rubén Vargas, öğle yemeği için ABD Büyükelçiliği’ne gitti. Bu buluşmada, “aşırı milliyetçi Ollanta Humala’nın, hafife alınmayacak bir siyasi güç oluşturmakta olduğu ihtimallerine dair endişelerini” dile getirdiler. Rospigliosi ve Vargas, ABD hükümetinin Uluslararası Narkotik ve Kanun Uygulayıcı Birimi altında görev yapan Capital Humano y Social’da (CHS) çalışmışlardı. İkisi de, elçilikten “Humala’nın kapsamının takip edilmesini ve bölgede Humala karşıtı haberlerin ve yorumların teşvik edilmesini” talep etti. ABD Büyükelçiliği’nin kaynaklarını kullanarak Humala’yı baltalamasını istiyorlardı ki bunlar, eski moda kirli taktiklerdir.

SOL KORKUSU

ABD, Humala’nın Hugo Chávez ile olan bağlarından ve ABD ordusunun Peru’daki varlığına ilişkin yaptığı açıklamalardan endişeliydi. Elçilik, Rospigliosi ve Vargas’ın söylediklerinden memnun kaldı ve Humala 2006’daki seçimi kaybetti. 2011’de Fujimori’yi alt ederek kazandı, fakat Humala, 2011’den sonra kendisini neoliberallerin bir adayı olarak tanıttı. ABD’nin zararsız ve faydalı gördüğü biriydi. 19 Mayıs 2011’de Humala, kendisini neoliberal programa bağlayan bir metin imzaladı (“Compromiso en Defensa de la Democracia”). Humala, Peru’daki sağ kanadın babası, yazar Mario Vargas Llosa tarafından kutsandı.

2010’daki Nobel Ödülü’nün prestijini kullanan Mario Vargas Llosa burada anahtar bir figür. Pedro Castillo’nun kırsaldaki oyları toplamasının ardından Llosa, kırsal bölgedeki seçmenler aleyhinde ifadelerde bulundu ve Peru’nun Venezuela gibi olabileceğini, bunun Peru için felaket olacağını söyledi. Llosa, Peru işçilerini ve köylülerini kötüleyen açıklamalarla ONPE’nin içinde sürmekte olan darbenin üstünün örtülebileceğini uman aşırı sağcı entelektüellerin arasında yer alıyor.

Her şey hazırlanmış görünüyor: CIA çıkışlı bir büyükelçi, ABD Büyükelçiliği’ne giderek solu kötüleme konusunda yardım isteme alışkanlığı olan kirli taktiklere aşina bir adam, kendi halkına karşı alerjisi olan bir yaşlı adam ve 1992’de kendi kendine karşı darbe yaptığında oligarşi tarafından desteklenmiş eski başkanın kızı olan bir aday.

Pedro Castillo sokakları tutmaya devam ediyor. Seçimlerinin çalınmasını istemeyen kalabalıklar toplanacak. Fakat Peru’da korku hakim. Karanlık güçler kol geziyor. Halk onları alt etmeyi başarabilecek mi?

* Eğitimci, La Junta üyesi
** Gazeteci, tarihçi

globetrotter.media’dan çeviren Ayşe Göl