HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin mücadele çatısı olmayı sürdüreceğini belirterek, "2022 direniş yılıydı, 2023 kazanmanın ve zaferin yılı olacak" dedi. AKP’nin dört korkusu olduğunu söyleyen Buldan, "HDP’den, kadınlardan, İstanbul ve Haziran’dan korkan bir AKP var" diye konuştu.

Pervin Buldan: AKP'nin dört korkusu var
Fotoğraf: AA

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, AKP’nin dört korkusu olduğunu söyledi. Buldan, bunları HDP, kadınlar, İstanbul Sözleşmesi ve Haziran Hareketi olarak sıraladı.

Buldan, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

2022 yılının zorlu olduğu kadar kıyasıya bir mücadeleyle geçtiğini belirten Buldan, “2022 yılı AKP-MHP ittifakının tüm ülkeyi topyekûn uçuruma sürüklediği bir yıl oldu. Savaş çığırtkanlığı tırmandırıldı, ekonomik kriz daha da ağırlaştırıldı, demokratik hak ve özgürlükler, farklı yaşam tarzı her gün saldırılarla karşı karşıya kaldı. Kadın kazanımları bir bir gasp edilmeye, demokratik siyaset sürekli olarak engellenmeye çalışıldı” dedi.

"SALDIRILAR AĞIRLAŞTI, TECRİT DERİNLEŞTİRİLDİ"

Yıl boyunca muhalefete yönelik saldırıların arttığını ifade eden Buldan, “Aslında, özelde HDP’ye, genelde tüm toplumsal muhalefete yönelik gözaltı ve tutuklamadan fiziki saldırıya, kumpas davalarından vekil düşürmeye varıncaya kadar sistematik bir darbe süreci işletildi. İmralı’da Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit derinleştirildi, çözüm ve diyalog kanalları kapatıldı. 2022 iktidar zihniyetinin, olanca gücüyle karanlığı, kötülüğü, hukuksuzluğu, ayrımcılığı ve eşitsizliği çoğaltmaya çalıştığı bir yıl oldu” diye belirtti.

Tüm saldırılara rağmen yılı mücadeleyle geçirdiklerini kaydeden Buldan, şunları söyledi: "Bunun karşısında elbetteki bizlerin, demokrasi güçlerinin, emekçilerin, kadınların ve gençlerin ise örgütlü mücadelesinin daha da büyüdüğü, demokrasi umutlarının dimdik ayakta tutulduğu bir yıl oldu. Karanlığa karşı bizler aydınlığı çoğalttık. Umudu ve cesareti çoğalttık. İtirazlarımızı, dayanışmamızı çoğalttık. Mücadele ortaklığımızı, ittifaklarımızı çoğalttık. Türkiye'nin her yerinde adalet, özgürlük ve barış taleplerini haykırdık. Ülkenin her yerinde doğa talanından emek sömürüsüne, hak ve hukuk gaspından özgürlüklerin kısıtlanmasına ve demokratik siyasete yönelik engellemelere karşı her yeri mücadele alanına dönüştürdük, meydanı faşizme bırakmadık."

Buldan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Emekçiler ağır sömürüye karşı örgütlenme hakkını savunmaya devam ettiler. Gençler, öğrenciler bugünlerinin ve umutlarının karartılmasına karşı ortak itirazda buluştular. EYT’liler, grevdeki işçiler alın terlerine sahip çıkarak kazandı. Kazanmaya da devam edecek. Özellikle kadınlar açısından 2022, erkek düzene karşı büyük bir mücadeleye sahne oldu. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar hak, adalet ve özgürlük mücadelesinin en önünde yer aldı. Mücadeleden asla geri adım atmadı. Örgütlülükten asla vazgeçmedi. Kadınlar sokakları, meydanları, alanları asla terk etmedi. Kadınlar güvencesiz işlerde çalışmaya hayır dedi. Yoksulluğun kadınlaşmasına, kadın kazanımlarının gasp edilmesine her yerde karşı çıktı. Kadınlar ‘bir kadının daha katledilmesine tahammülümüz yok’ dedi. Kadın cinayetlerinin ve çocuk evliliğinin normalleştirilmesine karşı çıkan onurlu mücadelenin en önünde yine kadınlar yer aldı. Ege’den Karadeniz’e kadar ülkenin her yerinde, yandaşlara peşkeş çekilen doğanın katledilmesine karşı en görkemli ekoloji mücadelesini yine kadınlar gerçekleştirdi. Kadınlar sadece eşitlik ve adalet talep etmedi. Ölüm saçan savaş politikalarına ve sömürü düzenine karşı da mücadele hattını ördü. Kadınların mücadelesi sınırları aştı! İran’dan dünyanın her yerine yankılanan kadınların ‘Jin jiyan azadî’ sloganıyla birleştiğini hep birlikte gördük.

HDP Eş Genel Başkanı Buldan partisinin TBMM Grup Toplantısına katılarak konuşma yaptı / AAHDP Eş Genel Başkanı Buldan partisinin TBMM Grup Toplantısına katılarak konuşma yaptı / AA

"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ GERİ KAZANACAĞIZ"

Danıştay, dün biliyorsunuz bir karar alarak, tek adamın sözleşmeden çekilme kararını hukuka uygun buldu. Hukuksuz kararın uygun bulunduğu bu hukuku, daha doğrusu hukuksuzluğu biz kadınlar iyi biliyoruz. Bu hukuk kadınların değil, erkek düzenin hukukudur. Bu nedenle bu karar kadınlar nezdinde yok hükmündedir. İstanbul Sözleşmesi’nden asla vazgeçmeyeceğiz ve sözleşmenin yeniden uygulanması için mücadelemizden biran bile geri durmayacağız.

İstanbul’u nasıl kazandıysak, İstanbul Sözleşmesi’ni de bir kez buraya yazıyoruz. Biliyorsunuz, AKP’nin dört korkusu var. HDP’den, kadınlardan, İstanbul ve Haziran’dan korkan bir AKP var. Korkmaya devam etsinler. Çünkü HDP geliyor, Haziran geliyor, kadınlar geliyor. İstanbul iradesine sahip çıkmaya başlayacak. Bir kadın partisi olan HDP biliyor ki Türkiye’yi faşizme dayanan tek adam rejiminin karanlığından çıkaracak güç, kadın gücüdür. Bu güce dayanıyoruz ve biz bu güce yürekten inanıyoruz. Bu muhteşem gücün kadınları buradan sevgiyle saygıyla selamlıyorum ve 2023 yılı biz kadınların olacak.

"HAKİKATİN YARGILANMASINA İZİN VERMEDİLER"

8 Mart, Newroz ve 1 Mayıs meydanları, faşizme karşı halklarımızın en güçlü ortak cevabı oldu. Meydanların bu iradesini zafere dönüştüreceğimiz 2023’te de yine 8 Mart’ın, Newroz’un ve 1 Mayıs’ın ortak ruhuyla hazırlandığı bir yıl olacak. Kobani Kumpas Davası’nda arkadaşlarımız yaptıkları tarihi savunmalarla kumpasın temellerini çökertti. Hakikatin yargılanmasına izin vermediler. Tarih önünde hepsinin alınlarının ak, başlarının dik olduğunu biliyoruz. HDP, 27 Eylül 2021’deki deklarasyonuyla oluşturduğu demokratik seçeneği, 2022’de çok daha güçlü bir siyasal tercih haline getirdi. Tutum belgemiz, Türkiye demokrasi tarihi açısından halen önemini korumaya devam ediyor. HDP, iktidarın tüm sıkıştırma politikasına karşın muhalefet alanını büyüttü ve toplumsallaştırdı. Barıştan, özgürlükten yana bir söz üretmeyi, bir yol inşa etmeyi başardı. Aday tartışmalarını kişilerden çok demokratik zemine çekmeyi, ittifaklarını büyütmeyi ve genişletmeyi kendisine yol edindi.

"EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI HALKLARA YENİDEN UMUT OLDU"

İşte Emek ve Özgürlük ittifakı tam da bu aralıkta bir kez daha yeniden halklara yeniden umut oldu, doğdu. Kürt ittifakını genişletme çalışmaları bu aralıkta hız kazandı. HDP, bu ülkenin iki egemen kutup arasında sıkışan tüm kesimlerine umut olmayı başardı. Bu nedenledir ki, HDP, Türkiye’nin en güçlü değişim umudu olduğu için, her gün yeni bir saldırı dalgasıyla karşı karşıyadır. HDP’nin bileşeni olan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı sevgili Keskin Bayındır ve Diyarbakır İl Eşbaşkanı Hayrettin Altun gözaltına alınarak tutuklandı. Buradan Keskin Bayındır’a hem de Hayrettin Altun’a kucak dolusu sevgilerimizi ve selamlarımızı gönderiyorum. Tabi biz bu tutuklamaların amacını gayet iyi biliyoruz. Kürt halkının demokratik siyasetteki kararlılığını ve geleceği belirleme gücünü kırma amaçlı olduğunu biliyoruz. Bu saldırılar, aynı zamanda AKP-MHP ikilisinin seçim çalışmasıdır. Tarihten ders çıkartmayanlara bir kez daha hatırlatmak isteriz. Bizi ve mücadelemizi asla durduramayacaksınız. Kürtlerin dâhil olmadığı bir denklemi bu ülkede asla hayata geçiremeyeceksiniz. HDP’nin temsil ettiği siyasi gelenek demokrasinin ve eşit birlikte yaşamın kurucu gücüdür.

PARİS’TEKİ SİLAHLI SALDIRI

Bu iktidarın giderayak Kürt düşmanlığını daha da büyüterek, bunu küresel bir siyaset haline dönüştürmeye çalıştığını biliyor ve görüyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun, Kürtler bir siyasal irade olmasın diye çırpınıp duran bir iktidar var karşımızda. En son Paris’te Ahmet Kaya Kültür Merkezi’ne yapılan saldırı da bu iklimin bir devamıdır. Tıpkı 9 Ocak Paris katliamı gibi. Yaşamını yitirenleri buradan bir kez daha saygıyla anıyorum. Dünyanın neresinde olursa olsun, Kürtlerin iradesini teslim alamayacaksınız. Kürtlerin iradesini engelleyemeyeceksiniz ve asla tasfiye edemeyeceksiniz. Kürtlerin iradesi, Paris’te de Ankara’da da İstanbul’da da Amed’te de Rojava’da da birdir. Ve buna artık inanacaksınız ve bunu artık kavrayacaksınız. Bir kez daha belirtiyoruz, bu katliamı bütün boyutlarıyla aydınlatmak, bağlantılarına açığa çıkartmak Fransız devletinin sorumluluğundadır. Biz de sonuna kadar takipçisi olacağız.

AYM'YE HAZİNE YARDIMI BAŞVURUSU

HDP’den, HDP’nin zaferi çıkar, demokrasiyle ve barışla buluşmak isteyen halklarımızın zaferi çıkar ve çıkacaktır da. Buna herkesin yürekten inanmasını istiyorum. Burada bir hususun altını çizmek istiyorum. Kamuoyuna da yansıyan bir meseleyi açıklığa kavuşturmak istiyorum. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, HDP'ye yapılacak hazine yardımına tedbir konulması için AYM'ye başvuru yaptı. Partimiz hakkındaki kapatma davası da aynı siyasi kampanyayla açılmıştı. Bunu biliyoruz. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın hesapların bloke edilmesi başvurusu da aynı siyasi kampanyanın bir devamı olup, AYM'yi baskı altında tutmaya yönelik bir girişimidir. AYM’nin hukuki temeli olmayan bu başvuruyu değerlendirmeye almaması ve bir an önce reddetmesi gerektiğini buradan ifade etmek istiyorum. Hukuk Komisyonumuz da bu konuya dair bugün AYM'ye gerekli başvuruda bulunacak ve bir basın toplantısıyla kamuoyuna gerekli açıklamaları yapacak ve bilgilendirmesini yapacaktır.

"TARİHİN EN BÜYÜK ZAMLARI GÖRÜLÜYOR"

AKP-MHP ittifakının konuşulmasını asla istemediği, en önemli hakikatlerden biri ekonomideki karanlık tablodur. Geçim savaşı veren milyonlar, her gün bu iktidarın hışmına uğramaktadır. 25 Aralık’ta asgari ücrete yüzde 54 zam yaptılar. Aradan altı gün geçmişken tarihin gördüğü en büyük yılbaşı zamları gelmeye başladı. 1 Ocak’la birlikte vergilere yüzde 122 zam getirildi. Asgari ücretliye sermaye ve devletin cebinden yüzde 54 zam yapılırken, vatandaşın cebinden toplayacakları vergiye ise yüzde 122 zam yaptılar. İşte AKP-MHP sömürü düzeninin gerçek yüzü budur. Türkiye halkları bunu görmeli ve bilmelidir. Bu iktidarın tek derdi kendi yandaşları ve rant düzenidir.

"İKTİDAR, BU ÜLKEYE ZARAR VE ZİYANDIR"

Bu hileli, çarpık sistemde iki kesim ortaya çıkmıştır. Biri; Saray ve çevresindeki yandaşlar, ikincisi ise faiz ve savaş lobileridir. Bunlar yüzde 1’i temsil etmektedir. Geriye kalan yüzde 99 ise açlık ve sefaletle karşı karşıyadır. Hal böyleyken AKP Genel Başkanı ‘Enflasyonun boynunu kırıyoruz’ diyerek, her gün hayal satmaya, masal anlatmaya devam etmektedir. ENAG 2022 yılı enflasyonunu yüzde 137,55 olarak tespit etti. TÜİK ise yine çalarak, çırparak yüzde 64 olarak açıkladı. Asıl belini büktüğünüz, boynunu kırdığınız halktır, işçidir, emekçidir, kadınlardır, üreticidir, esnaftır. AKP-MHP’nin iktidarda kaldığı her bir gün, her bir saat, borç artıyor, enflasyon artıyor, dış ticaret açığı artıyor. Hep söylüyorum. Bu iktidar bu ülkeye zarar ve ziyandır. Ama bu döngü elbette ki böyle devam etmeyecek. İktidarın kendi rant ekonomisini büyüterek kazandığı, halkın ise her gün kaybettiği, sofrasındaki ekmeğinin küçüldüğü bu düzen böyle sürmeyecek. Yüzde 99, yüzde 1’lik kesimin rant ve sömürü düzenini sona erdirecek kadar güçlü ve kararlıdır.

"2023 YILI YOKSULLUĞA KARŞI DİRENİŞ YILIDIR"

Yandaş şirketler karlarına kar eklerken, maden işçilerinin yerin yedi kat dibinde ölüme yollandığı, iş cinayetlerinin her gün can almaya devam ettiği, açlığın sokaklarda kol gezdiği bu sömürü düzeni, bu kirli denklem böyle devam etmeyecek. Halkı krizle yaşamaya alıştırdığını, ekonomik çöküşü normalleştirdiğini sanan iktidar çok büyük bir yanılgı içindedir. 2022 yılı, açlığa, yoksulluğa, sefalete karşı önemli bir direniş ve mücadele yılıydı. Şimdi 2023 kazanmanın, gidişatı değiştirmenin yılı olacaktır. EYT’liler mücadele ederek kazandı. Grevdeki Beka-ert işçileri grev haklarını kullandılar ve kazandı. Kocaeli’nde hakları için grevde olan Karton-san işçileri yeni yıla grevle girdi. Ama eminim ki onlar da direnişleriyle kazanacak. Buradan grevdeki tüm işçileri ve direnişlerini selamlıyorum. Onlara kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum. Mücadele ederek büyüyeceğiz, büyüyerek, büyük kazanacağız. Başka da alternatif yoktur.

Krizden krize koşan iktidarın yarattığı sömürü düzeni karşısında mücadeleden mücadeleye, grevden greve koşan işçiler, emekçiler, geçinemedikleri için itirazlarını büyüten milyonlar mutlaka ama mutlaka kazanacaktır. Ortak direnişimiz ve mücadelemiz, büyüyen umudumuzun da, yükselen cesaretimizin de temel kaynağıdır. 2023 hem mücadelemizin büyüyeceği hem de seçimlerde geleceği belirleyeceğimiz bir karar yılıdır. Karar verdik ve değiştireceğiz. Karar verdik, bu düzene kaybettireceğiz. Karar verdik, adaletli, onurlu, eşit bir yaşamı birlikte inşa edeceğiz."