Pir Sultan Abdal'a dair türlü rivayetler ve kafa karışıklıkları var. Hangi dönemde yaşadı, öldü veya Hızır Paşa kim gibi sorulara cevap arayacağız.

Pir Sultan Abdal neden öldürüldü?-1: Pir Sultan hakkında ne biliyoruz?

Olgay Söyler

Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 15. yüzyılın sonlarında doğup 16. yüzyılın ortalarına kadar yaşadığı kabul edilen Pir Sultan Abdal’ın hayatı hakkında net bilgilere sahip olmamakla birlikte, onun halk tarafından fazlasıyla sevilerek deyişlerini ve menkıbelerini dilden dile aktarılması, izlerini günümüze kadar getirmesinde en büyük etken olmuştur. Rivayetlere göre asıl adı Haydar olan Pir Sultan, Sivas’ın Yıldızeli ilçesine bağlı Banaz köyünde doğmuş, ailesi Banaz’a Yemen’den gelip yerleşmiştir.


Pir Sultan hakkında söylenenler tereddütler ile doludur. Hızır Paşa’nın hangi Hızır olduğu şiirlerindeki Şah isminin gerçek anlamda kimi kastettiği tam olarak bilinmese de devrin siyasi ve ideolojik özelliklerine bakılarak çeşitli yorumlar getirilmiştir. Buna göre Hızır adını Sivas valisi Hızır Paşa’yı karşıladığı Şah adının da İran Şahı Tahmasb olduğu daha ağır basmaktadır fakat Pir Sultan’ın bilhassa telmih sanatına başvurarak meydana getirdiği demeler de şah sözcüğünün Hz. Ali ya da İmam Hüseyin yerine kullanıldığı akla gelmektedir. Yine Pir Sultan Abdal’ın çok sevilmesinden dolayı ölümünden sonra Pir Sultan, Pir Sultan Abdal, Abdal Pir Sultan gibi adlarla yeni âşıkların ortaya çıktığı da bazı edebiyat tarihçileri tarafından aktarılır. Pir Sultan Abdal şiirlerinde Türkçeyi ustalıkla kullanmış coşkun ve akıcı bir dille hem dünyanın faniliği ne hem de bakiliğini çok güzel işlemiştir. O, Aleviliğin incelenişinde önde gelen bir kaynaktır.

Yaşamı defalarca ele alınmış, bunlar da çeşitli rivayetlere ve Alevi hafızası olan sözlü kültüre dayandırılmıştır. Başkaldırısı üzerineyse resmi tarih ve arşiv vesikaları sessizdir. Bu kaynaklarda genel olarak çok daha büyük ayaklanmalar yer alırken Pir Sultan’ın haykırışı, yani deyişleri olmasa onun hareketi unutulup giderdi. Arşiv vesikaları ve resmi tarihte yankısını bulmayan bu isyan ve onu hakkında söylenebilenler saha araştırmaları özellikle Boratav’ın yaptığı yolculukla biraz daha görünür oldu. Alevi hafızasında canlı tutulan Pir Sultan, gerçek adıyla Haydar, Banaz köyündendi. Alevi dervişler topluluğu ulularındandı. Sosyal ve dinsel nitelikli bir ayaklanmanın başında yer aldı. Bu ayaklanma Kanuni Sultan Süleyman ile Şah İsmail’in yerine tahta çıkan oğlu Şah Tahmasb’ın hükümdarlık yıllarında olmuştu.

Pir Sultan’ın müritleri arasında, Sivas ve Hafik arasında yer alan Sofular köyünden Hızır adlı bir dervişi vardı. Hızır, talihinin peşinde İstanbul’a gitti ve orada yıldızı parladı, paşa ve sonra Beylerbeyi oldu. Söylencelere göre paşa ve vezir olacağını ve gelip kendisini astıracağını Pir Sultan kendisine önceden söylemişti. Söylediği gibi, kendisi bir ayaklanmanın başında yer aldığında eski müridi de paşa olarak ayaklanmayı bastırmakla görevlendirildi. Pir Sultan, Sivas’ta Toprakkale’ye kapatıldı ve ölüm cezasına çarptırıldı.

Yine söylenceye göre, Hızır Paşa, içinde “Şah” geçmeyen üç nefes okumasını isteyerek yaşamını bağışlamayı denedi. Pir Sultan sazını getirtti ve Şah’ı öven üç nefes okudu.

Şah İsmail ile I. Selim arasındaki savaşın yeni alt üst ettiği bir dönemde, manevi Şah ölümlü Şah’la çoğu kez istenerek karıştırılıyor olsa da andığı İran’daki Şah değil, manevi Şah, Şâh- ı Merdan, yani doğrudan Ali idi diyor İ. Melikoff eserlerinde.

Pir Sultan Abdal, Sivas’ta asıldı ve Hızır Paşa adı da lanetlendi. Menkıbelerinin, efsanesinin yaşadığı muhit Yıldızdağı eteklerinde bulunan Banaz’da canlı bir şekilde yaşatılır ve burada onun neslinden geldiği söylenen bir aile de mevcuttur. Burada Pir Sultan’ın asıldıktan sonra birkaç yerde göründüğü darağacına hırkasını asarak kaybolduğuna dair menkıbeleri çok hoş bir üslup ve hüzünle anlatırlar.

Üstelik burada evlatlarının yani üç oğlu ve bir kızı olduğunu, oğullarından Seyid Ali’nin Banaz’da çam korusunda, bir oğlu Pir Mehmed’in Tokat Daduk köyünde, diğer bir oğlu Er Gayıp’ın da Dersim’de, kızının da yine Banaz da yattığını anlatırlar. Kızı Sanem babası asıldığında bir deme söylemiş ve bu oldukça ünlenmiştir ancak Sanem’e ait bu deme ve oğlu Pir Mehmed’in de gerçekten yaşadığına dair manzume bazı kaynaklarda yer almasına karşın halen pek bilinmez. Bununla birlikte anlatılarda enteresan bir kısım daha vardır; Sofular köyünde Hızır Paşa’nın gelen geçene gösterilen evi ve kapısında bulunan afyon tarlasının anlatısı. Müptelası olan Hızır Paşa’ya bu alışkanlığından hoşlanmayan Pir Sultan’ın “kapısının önünde bite” duasından sonra burada bir afyon tarlası oluşmuş ve kesip biçilmesine rağmen tekrar tekrar bu bitki burada yeniden bitermiş. Bütün bu anlatılar ve onun öyküsü saha çalışmaları neticesinde Pertev Naili Boratav tarafından da kayıt altına alınmıştır.

Devamı gelecek hafta…