Pirüs zaferini bilirsiniz; yenilgiye denk bir galibiyettir…

Taşra baskısına yetiştirmek için elimdeki bilgiyle yorum yapacağım. Yazıyı bitirirken durum yaklaşık 51 ve 49 gibiydi.

Durum böyle sonuçlanırsa…

Elbette şeriatçılık ve milliyetçilik ŞİMDİLİK kazandı…

Faşizm ŞİMDİLİK kazandı.

İp atlayan safiyane çocukluğumuz ve çocuklarımız kaybetti, yağlı ilmik atanlar kazandı.

Biraz da YSK’nin filan ittirmesiyle kıl payı bir kazanca, zafer diyecekler elbette. Ama belli ki itirazlar hiç bitmeyecek…

Ve zaten hemen başladı. Anadolu Ajansı manipülasyonu aşikâr. Büyük şehirler hayır diyor. CHP itirazları bakalım ne sonuç verecek.

İyi ki demokrasi, bir arada yaşam, özgürlük, laiklik, kardeşlik savunucuları hâlâ var. Sayıları sandıkta kıl payı yetmese bile, zulümden, yalandan dolandan uzak olanlar; özgürlüğe, kardeşliğe, emekçiye, dayanışmaya sevdalı olanlar için bu “sonuç” da kısa sürede önemsizleşecek, hiçbir sonuç “son” sayılmayacak.

Özgürlük arzusuyla, kardeşlik kaygusuyla sandığa atılmış her bir Hayır oyu, teker teker, “özgürlük tohumu” diye de sayılmalı.

Bundan böyle o her tohumu, yeşertmek üzere, yeni bir emek, zahmet lazım. Başka çözüm yok.

Diyelim ki kıl payı kazandılar ve denklemleri baştan buna göre de kurulmuştu: Saray kaybetmemeli, 50 artı bir olsa da mutlaka kazanmalıydı.

Sonuçta oturup kalkıp çığırtacaklar: Alın size milli irade! Bu milli irade dedikleri “şeyi” bugüne dek tepe tepe kullandılar ve artık tekme tokat kullanacaklar.

Rejim artık fiili olmaktan çıktı kurumsal açık faşizme giriş yaptı.

Açık faşizm günleri bizleri bekliyor.

Ama biz de “beklersek” asıl felaket işte o zaman gelecek.

Evet! AKP faşizmi ve şimdi açık faşizmi henüz seçmen sayısının bile ancak yarısını temsil edebiliyor.

Toplumun tamamını teslim almak kolay mı?

Üstelik toplumun yarısı şimdi verdikleri oy yüzünden düpedüz ‘terörist’ onların gözünde…

Belki de tek faydalı sonucu bu oldu referandumun, artık herkes kesin safını belirledi, bundan sonra kararsız seçmen/yurttaş da yok. Herkes kendi kararını verecek, kararlı şekilde ya teslim olacak ya olmayacak…
Bilmiyorum belki de son kez oy kullanmışızdır! Ve onların faşizmi altında artık fiili demokrasi için uğraşmak gerekecek.

Neyse, lafı uzatmayayım, sonuç 49-51 olarak kalsa bile, ben bildiklerimizi bir kez daha hatırlatayım:

“Nasıl bir dünyada yaşıyoruz? Nasıl bir ülkede yaşıyoruz?” diye sorulduğunda zihnimiz (ideolojimiz) gayet açık: “Sömürücülerin ve zalimlerin hükümran olduğu bir dünyada ve buna ilaveten siyasi İslamcıların hükümran olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Faşizmin kurumsallaştığı bir Ortadoğu ülkesinde yaşıyoruz.”

“Ne yapmalı?” sorusunun cevabının “Örgütlenmeli” olduğunu hâlâ ve hiç unutmadık.

“Nasıl örgütlenmeli?” sorusunu da elbette “Mücadele ederek örgütleneceğiz” diye cevaplıyoruz. Kendi özgücümüzle, bağımsız siyasetlerimizle birikimliyiz, Haziran süreciyle deneyimliyiz; Haziranlaşmaya elbette devam edeceğiz.