PKK, silah bırakma ve fesih kararını açıkladı
5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilen kongre kararlarını duyuran PKK, örgütsel yapının feshedildiğini ve silahlı mücadele yönteminin sona erdirildiğini açıkladı. Bildirgede, "PKK 12. Kongresi, pratikleşme süreci Önder Apo tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere PKK’nin örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması kararlarını alarak PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı" ifadelerine yer verildi. PKK'nin sonuç bilgirgesindeki "3. Dünya Savaşı kapsamında Ortadoğu’da yaşanan güncel gelişmeler de Kürt-Türk ilişkilerini yeniden düzenlemeyi kaçınılmaz kılmaktadır" değerlendirmesi dikkat çekti.

PKK, 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiği 12. Kongresi'nin kararlarını açıkladı.
9 Mayıs'ta yapılan açıklamada, iki farklı alanda birbirine paralel olarak yapılan kongrede "Abdullah Öcalan'ın çağrısı temelinde tarihi kararlar alındığı" kaydedilmiş ve sonuçların yakın zamanda kamuoyu ile paylaşılacağı bildirilmişti.
PKK, 12. Kongre'nin sonuç bildirgesini açıkladı. Fırat Haber Ajansı'na (ANF) yer alan PKK sonuç bildirgesinde, "Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihi açıklamasıyla başlayan süreç, yaptığı çok yönlü çalışmalar, değişik tarzlarda sunduğu perspektifler ışığında 5-7 Mayıs tarihleri arasında toplanan 12. Parti Kongremiz başarıyla tamamlandı" denildi.
"PKK ADIYLA YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR SONLANDIRILDI"
Kongrenin güvenlik nedeniyle iki farklı alanda eş zamanlı bir biçimde yapıldığı ve 232 delegenin katıldığı aktarılan bildirgede, "PKK 12. Kongresi, pratikleşme süreci Önder Apo tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere PKK’nin örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması kararlarını alarak PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı" ifadelerine yer verildi.
"DERİN DEVLET, TURGUT ÖZAL'I ORTADAN KALDIRDI"
"1990’lı yılların koşullarında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Kürt sorununu siyaset yoluyla çözme arayışı gelişti" denilen bildirgede, şunlar ifade edildi:
"Önder Apo bu arayışa 17 Mart 1993 Ateşkesiyle cevap vererek yeni bir süreç başlattı. Ancak reel sosyalizmin ağır etkileri, savaş çizgimize dayatılan çeteci anlayışlar ve derin devletin Turgut Özal ve ekibini ortadan kaldırması, Kürt inkâr ve imha siyasetinde ısrar ederek savaşı tırmandırması neticesinde bu yeni süreç sabote oldu."
"ORTADOĞU'DA YAŞANAN GÜNCEL GELİŞMELER..."
Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası'nın eleştirildiği bildirgede, şu ifadelere yer verildi:
"Önder Apo Kürt-Türk ilişkilerinin sorunsallaştığı Lozan Antlaşmasının ve 1924 Anayasasının öncesini referans alarak, Ortak Vatan ve Kürt-Türk halklarının kurucu öğe olduğu Demokratik Türkiye Cumhuriyeti perspektifini ve Demokratik Ulus anlayışını Kürt sorununun çözüm çerçevesi olarak benimsedi. Cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleşen Kürt isyanları, 1000 yıllık tarihi Kürt-Türk ilişki diyalektiği ve 52 yıllık Önderlik mücadelesi Kürt sorununun ancak Ortak Vatan ve Eşit Yurttaşlık temelinde çözülmesinin kazandıracağını göstermiştir. 3. Dünya Savaşı kapsamında Ortadoğu’da yaşanan güncel gelişmeler de Kürt-Türk ilişkilerini yeniden düzenlemeyi kaçınılmaz kılmaktadır."
Bildirgede, "Mücadele ve direniş ile geçen özgürlük tarihimizin mirası PKK 12. Kongresi kararlarıyla birlikte demokratik siyaset yöntemiyle daha güçlü gelişecek, halklarımızın geleceği özgürlük ve eşitlik temelinde gelişme gösterecektir. Yoksul ve emekçi halklarımız, tüm inanç grupları, kadınlar ve gençler, işçiler, köylüler ve iktidar dışında kalmış tüm kesimler barış ve demokratik toplum sürecinde haklarını savunarak demokratik adil bir ortamda ortak yaşamı geliştireceklerdir" ifadeleri kullanıldı.

MECLİS'E İŞARET EDİLDİ
Bildirgede Meclis'e ve partilere işaret edilerek, 'sorumluluk' çağrısı yapıldı:
"Kongremizin aldığı PKK’nin fesih ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırma kararı kalıcı barışa ve demokratik çözüme güçlü bir zemin sunmaktadır. Söz konusu kararların uygulanması Önder Apo’nun süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve sağlam bütünlüklü bir hukuki güvenceyi gerektirir. Bu aşamada Türkiye Büyük Millet Meclisinin tarihi sorumlulukla rolünü oynaması önemli olmaktadır. Aynı şekilde hükümet ve ana muhalefet partisi başta olmak üzere mecliste temsili bulunan tüm siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini, din ve inanç topluluklarını, demokratik basın kuruluşlarını, kanaat önderlerini, aydınları, akademisyenleri, sanatçıları, işçi-emekçi sendikalarını, kadın-gençlik örgütlerini, ekolojist hareketleri sorumluluk altına girerek barış ve demokratik toplum sürecine katılmaya çağırıyoruz.
Türkiye’nin sol-sosyalist güçleri, devrimci yapı, örgüt ve şahsiyetlerinin Barış ve Demokratik Toplum sürecini sahiplenmeleri ile halkların, kadınların ve ezilenlerin mücadelesi yeni bir düzey kazanacaktır. Bu, son sözleri ‘Yaşasın Türk ve Kürt Halklarının Kardeşliği ve Tam Bağımsız Türkiye!’ olan büyük devrimcilerin amaçlarını başarmak anlamına gelecektir.
Barış ve Demokratik Toplum süreci ve sosyalizm mücadelesinde yeni bir aşamayı temsil eden Demokratik Toplum Sosyalizmi ile küresel demokrasi hareketi gelişerek adil ve eşit bir dünya oluşacaktır. Bu temelde başta Küresel Özgürlük Hamlesine öncülük yapan dostlarımız olmak üzere demokratik kamuoyunu demokratik modernite kuramı çerçevesinde enternasyonal dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz."
ULUSLARARASI GÜÇLERE ÇAĞRI
Uluslararası güçlere çağrı yapılan bildirgede, "Demokratik çözüme engel olmamaya ve sürece yapıcı katkılarını sunmaya davet ediyoruz" denildi.
KAYTAN VE ALTUN’UN ÖLÜMLERİ DOĞRULANDI, ÖNDER ANILDI
PKK ayrıca, örgütün lider kadrolarından Ali Haydar Kaytan’ın 3 Temmuz 2018’de, Rıza Altun’un ise 25 Eylül 2019’da öldürüldüğünü doğruladı. Kongrede, bu iki ismin fotoğrafları da yer aldı.
Bildirgede kısa süre önce hayatını kaybeden İmralı Heyeti üyesi ve DEM Parti Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de unutulmadı. Açıklamanın sonunda, “Barış ve Demokrasi Şehidi Sırrı Süreyya Önder Yoldaşın hayallerini gerçekleştirme iddiamızı belirtiyoruz” ifadesi yer aldı.
SÜREÇTE NELER YAŞANDI?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1 Ekim tarihinde TBMM 28. Dönem 3. Yasama Yılı Açılış Toplantısı'nda daha önce öncülü HDP'nin kapatılmasını istediği DEM Parti'nin yöneticileriyle tokalaşmıştı.
Bahçeli, DEM Parti Grubu ile tokalaşması hakkında yaptığı açıklamada, "Siyasette hiç kimseyle, hiçbir partiyle kategorik olarak alıp veremeyeceğiz, konuşup çözemeyeceğiz bir şey yoktur" demişti.
BAHÇELİ'NİN İLK ÇAĞRISI
15 Ekim'deki MHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Devlet Bahçeli 22 Ekim 2024'te Abdullah Öcalan'a, örgütü lağvetmesi koşuluyla, "Umut hakkı için başvurması ve TBMM'de DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşması" çağrısında bulunmuştu.
DEM PARTİ'NİN YANITI
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Bahçeli'nin yaptığı çağrıya yanıt vererek, "Sayın Öcalan'a, Bahçeli bir çağrı yaptı. Ama o çağrının muhataplarına ulaşması için Öcalan üzerindeki tecritin kaldırılması gerektiğini bilmiyor. 43 aydır Öcalan aile ve avukatlarıyla görüşemiyor. Sayın Bahçeli, Öcalan'ın ne söyleyeceğini, nasıl bir çağrı yapacağını biz de merak ediyoruz senin gibi. O zaman tecriti kaldırın, Öcalan'ın kendi örgütüne, kendi arkadaşlarına ne dediğini hep beraber izleyelim, görelim. 43 aydır kuş uçmayan kervan geçmeyen, kuşların bile üzerinden geçmediği bir adaya boşu boşuna bir çağrı yapılır mı?" yanıtını vermişti.
ÖCALAN İLE İLK GÖRÜŞME 28 ARALIK'TA YAPILDI
DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 28 Aralık 2024'te İmralı'da PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmüştü. Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeye ilişkin yazılı açıklama yapmıştı.
Abdullah Öcalan, açıklamasında, "Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim" demişti. Öcalan, "Heyet bu yaklaşımımı gerek devletle gerekse siyasi çevrelerle paylaşacaktır. Bunlar ışığında gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım" ifadelerini kullanmıştı.
PARTİLERLE TEMAS KURULMUŞTU
Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Ahmet Türk'ten oluşan DEM Parti heyeti, yılbaşından sonra siyasi partilerle temasa başlamıştı.
2 Ocak'ta TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile görüşen DEM Parti heyeti, daha sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi ziyaret etmişti. Heyet, 6 Ocak'ta AKP TBMM Grubu ile görüşmüştü. DEM Parti heyeti 7 Ocak'ta CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile bir araya gelmişti. Heyet ayrıca Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Yeniden Refah Partisi ve DEVA Partisi ile görüşmüştü.
DEM Parti heyeti ayrıca eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ı da ziyaret etmişti.
İKİNCİ 22 OCAK'TAYDI, ÜÇÜNCÜ GÖRÜŞME 27 ŞUBAT'TAYDI
DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'den oluşan heyetin ikinci görüşmesi 22 Ocak 2025'te gerçekleşmişti. İmralı Heyeti, PKK lideri Abdullah Öcalan'la yaptığı ikinci görüşme sonrası, "Öcalan'ın sürece ilişkin çalışmalarını sürdürdüğüne" dair kısa bir açıklama yapmıştı.
Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve Ahmet Türk'ün yanı sıra DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları, DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek ve Asrın Hukuk Bürosu avukatı Faik Özgür Erol'dan oluşan 7 kişilik heyet 27 Şubat 2025'te İmralı'ya giderek Abdullah Öcalan ile görüşmüştü. DEM Parti İmralı Heyeti, Öcalan ile yapılan görüşmenin ardından 17.00'de İstanbul'da basın toplantısı düzenlemişti.
27 ŞUBAT'TA ÖCALAN'IN ÇAĞRISI PAYLAŞILMIŞTI
Abdullah Öcalan, PKK'ye silah bırakma ve kendini feshetme çağrısı yapmıştı. "Silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum" diyen Öcalan, PKK'nin ömrünü tamamladığını belirtmişti.
DÖRDÜNCÜ GÖRÜŞME 21 NİSAN'DA YAPILDI
DEM Partili Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder'in hastanede tedavisi sürdüğü sırada DEM Parti İmralı Heyeti, 21 Nisan'da Öcalan ile dördüncü görüşmeyi gerçekleştirmişti.
Heyette DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan ve Asrın Hukuk Bürosundan Avukat Faik Özgür Erol yer almıştı. Görüşmeye dair açıklama yapılmamıştı.
Ardından 3 Mayıs'ta DEM Parti İmralı heyeti üyesi olan Sırrı Süreyya Önder (62), geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle 18 gündür yoğun bakımda tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmişti.
Bütün bu temasların ardından PKK 12. Kongresi'ni 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirildiğini açıklamış, ardından bugün ise fesih kararını duyurdu.