Ayçiçeği ve mercimekte dışa bağımlılığın önüne geçmek yerine ithalat daha da kolaylaştırıldı. Üretici artan maliyetlerden dolayı ayçiçeğinden vazgeçiyor. Talep ise ithalat kolaylaştırılarak karşılanıyor. Ayçiçek yağı bir yılda yüzde 34 zamlanırken mercimek yüzde 58 zamlandı.

Planlama yok ithalata teşvik var

Havva Gümüşkaya

Ayçiçeğinde dışa bağımlılık büyüyerek devam ediyor. Son olarak mercimek ve ayçiçeği tohumu ithalatı kolaylaştırıldı. Resmi Gazete’de dün yayımlanan karara göre yağlık ayçiçeği tohumunda yüzde 3 + 10 avro/100kg olan gümrük vergisi ve toplu konut fonu 1 Temmuz’a kadar sıfırlandı. Kırmızı mercimekte ise yüzde 19,3 olan gümrük vergisi 1 Ocak’a kadar yüzde 9’a düşürüldü.

Türkiye ayçiçeğinde dışa bağılı bir ülke konumunda bu nedenle ithalatta yaşanan sorunlar doğrudan iç piyasada fiyatları hareketlendiriyor. Ülke üretiminin çoğu Çukurova ve Trakya bölgelerinden karşılanırken TÜİK verilerine göre geçen yıl 2,1 milyon ton ayçiçeği üretildi. Ancak sahada durum öyle değil.
Üreticiler verimin düştüğünü ifade ediyor. Ayçiçeği üretiminde dünyada da verim giderek azalıyor. Bunun bir nedeni olarak pandemi gösterilirken iklim krizi ile yağışların azalması ayçiçeği üretimindeki verimin azalmasının başka bir nedeni olarak gösteriliyor.


Üreticiye değil ithalata teşvik

Ülke sınırları içinde üretilen ayçiçeği miktarı toplam talebi karşılamaya yetmiyor. Toplam üretimin yarısı kadar ithal ediliyor.

Peki, ithalata yönelik gümrük vergileri sıfırlanırken üretimi artırmak için çiftçi destekleniyor mu?

Ayçiçeği ithalatına ocak ve ekim ayları arasında 7 milyar 572 milyon TL ödendi. Ayçiçeği üretimi yapan çiftçiye kilogram başına destekleme primi son üç yıldır artan girdi maliyetlerine rağmen 40 kuruşta sabit tutulmuştu. Bu süreçte zarar eden çiftçi ayçiçeği üretmekten vazgeçti. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Temmuz 2020 Ayçiçek Raporu’nda yer alan bilgilere göre 2018-2019 sezonunda ayçiçeği ekim alanı bir önceki sezona göre yüzde 5,8 oranında azalarak 734 bin hektar oldu. 2019 yılında ise yağlık ayçiçeği ekim alanı 676 bin hektar oldu.

Ekim alanlarının azalmasıyla talep ithalat teşvikleriyle karşılandı. Bu yıl ise 50 kuruşa yükseltildi. Ancak ilaç, gübre, enerji ve mazot maliyetleri nedeniyle bu rakam üreticiyi memnun etmedi. Üreticiler kilogram başına destekleme priminin en az 80 kuruş olması gerektiğini savunuyor. Yani üretici ayçiçeğine destek beklerken ithalata daha da bağımlı hâle geldi.

***

Zamlar raflarda

Döviz kurundaki artış nedeniyle girdi maliyetlerindeki yükseliş fiyatları da artırdı. TÜİK’in ekim ayı TÜFE verilerine göre ayçiçek yağı fiyatı son bir ayda yüzde 11,4 artarken, geçen yıla göre yüzde 34,2 yükseldi.

Kırmızı mercimek fiyatı ise aylık bazda yüzde 5,3 artarken, yıllık bazda yüzde 58,6 yükseldi.

***

Konya’dan küçük Moldova’dan ayçiçeği

Geçen yıl toplam ayçiçeği ithalatının yüzde 33,5’i Konya’dan daha küçük bir alana sahip Moldova’dan yapıldı. Moldova’yı yüzde 23,2 ile Romanya izledi. Üçüncü sırada ise yüzde 19,6 ile Rusya yer aldı. Ayçiçeği tohumu dışında, ayçiçeği tohumundan daha fazla miktarda ayçiçeği yağı ve küspesi gibi ayçiçeği ürünleri de ithal ediyor.

planlama-yok-ithalata-tesvik-var-801660-1.

***

Çiftçi 211 milyar lira alacaklı

Tarım ve Orman Bakanlığı 2021 yılı bütçesinde çiftçi desteklerinin 2020 yılı ile aynı kalmasına tepki gösteren CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal da “Bütçede ülke çiftçisinin sorunlarını çözümüne ilişkin kaynak ayrılmamış. Bu bütçe çiftçimizin değil, ithalat lobilerinin ve dolayısıyla yabancı ülkelerin çiftçilerinin bütçesi” dedi.

Türkiye’nin 2021 yılı Gayri Safi Milli Hasılasının (GSMH) 5,6 trilyon olduğunu hatırlatan Sarıbal, Tarım Kanununa göre bugüne kadar çiftçiye verilmesi gereken 211 milyar TL’nin verilmediğini söyledi.

“5488 sayılı Tarım Kanunun 21’inci maddesine göre çiftçiye verilecek destek GSMH’nin yüzde 1’inden az olamaz” diyen Sarıbal, yasaya göre bu yıl çiftçiye verilecek doğrudan desteğin en az 56 milyar TL olduğuna dikkat çekti.

Kanunun 2007 yılında hayata geçtiğini vurgulayan Sarıbal, “2007’den 2021’i de dahil ettiğimizde çiftçiye verilmesi gereken en az 376 milyar TL. 2021’i de dahil ettiğimizde çiftçiye verilen 165 milyar TL. Aradaki fark 211 milyar TL. Çiftçiye verilmesi gereken ama verilmeyen miktar 211 milyar TL” diye konuştu. Sarıbal, mazot ve gübre gibi çiftçinin en fazla kullandığı girdilere verilen desteklerin ise 2020 yılına göre 2021 yılında düşürüldüğünü belirtti. Sarıbal şöyle devam etti:

“Mazot desteğinde 2020 yılına göre 2021 yılında yüzde 6,1’lik bir düşüş var. 2020 yılında 2 milyar 901 milyon TL olan destek 2021 yılında 2 milyar 724 milyon TL’ye düşürülüyor. 35 milyon dönüm tarım arazisi üretimden çıkmıştı. Çiftçinin en çok kullandığı tarımsal girdi mazottur. Çiftçi yılda yaklaşık 3 milyar litre mazot kullanır. Ortalama litresini 6.20 TL’den hesapladığınızda yılda 18-19 milyar TL para ödüyor.”


Çiftçinin kullandığı mazot, gübre, ilaç, tohum gibi temel girdilerinin ithal edildiğini ve dövize bağlı olarak sürekli arttığını kaydeden Sarıbal, “Damadın dolarla işi olmayabilir ama çiftçinin bütün girdileri dolarla” dedi.

AKP döneminde tarımsal ürün ithalatına 111 milyar dolar para verildiğini kaydeden Sarıbal, 2020 yılının ilk 9 ayında ise 7 milyar dolarlık tarım ürünü ithalatı yapıldığını kaydetti.