Yayıncı kuruluş emretti, Futbol Federasyonu 'hayhay' dedi. Önümüzdeki sezon ligde şampiyonu play-off belirleyecek. Yazarımız Fırat Topal kararı yorumladı...

Yayıncı kuruluş emretti, Futbol Federasyonu 'hayhay' dedi. Önümüzdeki sezon ligde şampiyonu play-off belirleyecek. Yazarımız Fırat Topal kararı yorumladı. 

Gündem değişme hızı  baz alınarak dünya ülkeleri üzerinde bir araştırma yapılsa Türkiye’nin kafaya oynayacağı garantidir. 1 haftadan kısa bir süre içerisinde, hiç konuşulmayan bir lig sistemini anında ülke gündeminin bir numaralı uğraşı haline getirdik. Federasyon hakkında haftalardır yapılan konuşmalar ve bu kurumun verdiği kararların sorgusunu yapmaya vaktimiz olacak. Ama salı günü, Kulüpler Birliği’nin toplantısı sonrasında yapılan açıklamayla ligin yepyeni bir sistemle karşımıza çıkacak olması, bu sistemin hangi gerekçelerle getirildiğinin sorgulamasını yapmayı kaçınılmaz kılıyor.

Türkiye Futbol Federasyonu’nda bu fikrin ilk olarak kimden çıktığını bilmiyoruz, ama basın önündeki savunuculuğunu Mehmet Ali Aydınlar yapıyor. Bugün de yinelediği gerekçeleri ligin heyecanını artırmak, kulüplere daha fazla gelir kaynağı yaratmak ve lige renk getirmek. Aydınlar’ın “deneyeceğiz, sendelersek vazgeçeriz, ama umarım kalıcı olur” gibi bir açıklaması da var. 

BU NASIL ZAMANLAMA?
Öncelikle ortada çok net duran bir gerçek var. Türkiye Fuıtbol Federasyonu, lig statüsünün değişeceğini, yeni sezonun başlangıcından 16 gün önce açıkladı. Bu çok kötü bir zamanlamadır. Play-off sistemini bundan önce uygulamış, sistemden vazgeçmiş ya da bazı yenilikler ya da ligin geneli ile ilgili bir düzenleme yapan ülkeler bunu genellikle bir önceki sezonun, en geç ortasında açıklarlar. Hollanda play-off sistemini, şampiyon takım dışında Avrupa kupalarına gidecek takımları belirlemek için yıllardır kullanıyor ve sistemde birkaç kez değişiklik yaptı. Her değişiklik bir önceki sezonun başında açıklandı. Ruslar, bir tam sene içerisinde oynanan, tipik kış ligi formatını, bu sezon ile terkederken bunu geçtiğimiz yılın eylül ayında kamuoyuna açıklamışlardı. Bu, işin profesyonel tarafı. Ya peki kulüpler? İlk gelen haberler ligin normal sezonundaki 34 haftalık maratonun 9 haftasının, hafta içi oynanacağı yönünde. Premier Lig bundan birkaç sene önce yurt dışında oynanacak (yüksek ihtimalle Japonya ve ABD’de) 39. haftayı uzun süre tartışmış ve takvimde futbolculara büyük yük bineceği gerekçesiyle tasarı reddedilmişti. Şimdi ligin başlangıcına 2 haftalık bir süre kalmışken, maratonun 6 hafta uzayacağını ve yepyeni bir takvimin uygulanacağını öğreniyoruz. Bu, kulüplerin antrenman programıyla futbolculara yapacakları yüklemeden, sezon öncesi hazırlıklara, ulusal takımın muhtemel Euro 2012 yolculuğuna kadar her şeyi etkileyecektir. Böyle bir kararın bu derece geç alınmasının ardındaki nedenlerin maddi olduğunu sezmek çok zor değil. Demirören’in açıklamalarında sık sık “dekoder satışı”ndan bahsetmesi sürpriz olmamalı.

PLAY-OFF ÇARE DEĞİL
Peki gerekçeler. Onlarda da sağlam bir temel göremiyoruz. Ligin heyecanını artırmak ve renk getirmek play-off sistemiyle gelen, genel geçer bir sonuç değildir. Son 2 sezondur bu sistemin uygulandığı 2 ülkeden Belçika’da 1 kez normal sezon 1.si, 1 kez de 2.si şampiyon olurken, Azerbaycan’da normal sezon şampiyonu play-off’u da lider bitirdi. Yani büyük bir sıçrama yaşanmadı. Yunanistan’da play-off sistemi 2007-08 sezonunda uygulanmaya başlamıştı. Ondan önceki 11 sezonda Olympiakos 10 şampiyonluk elde etmişti. Sistem değiştirildikten sonra geçen 4 sezonda da 3 kez şampiyon oldular. Play-off 2. ve 5. sıralar arasındaki takımlar arasında oynanıyordu ama sonuçta lige ne renk geldi, ne de heyecan artttı. Birçok kişi sorunun lig sisteminde değil, Olympiakos’un her yerde eli olan eski başkanı Kokkalis’te olduğunu söylüyordu. Yani bir ulusal ligde, ahlaki bir bozulma söz konusu ise, bunun çaresi lig sistemini değiştirmek değildir. Dolayısıyla Demirören’in yaptığı “yerlere düşen Türk futbolunun onurunu kurtarmak” gerekçesi son derece trajikomik.  Bir ülke futbolunun, özellikle “şike” gibi çok ciddi bir suç iddiasıyla karşı karşıya kalmasının çaresi lig formatını değiştirmek değil, doğrudan yanlışlığı ortadan kaldırmaktır. 

TFF SINIFTA KALDI
Ya Aydınlar’ın, aynı trajikomilikte yaptığı “deneyeceğiz” açıklaması? Bunun da elle tutulur bir yanı yok. Deneme yanılma yöntemi saha içi oyun kurallarında olabilir ki FIFA’nın taç atışlarını ayakla kullanma denemesi böyle bir örnekti. Üstelik FIFA bunu üst düzey bir turnuvada değil, genç takımlar turnuvalarında denemişti. Mehmet Ali Aydınlar, bunu, Türkiye’nin en üst kademedeki spor organizasyonunda yapıyor ve “beğenilmezse vazgeçeriz” diyecek kadar da ciddiyetten uzak ve planlaması iyi yapılmamış bir son dakika çaresi olduğunu gösteriyor. Şu bir gerçek ki, kendisi ve kadrosu ne krizi yönetmeyi becerebildiler, ne de etkilerini azaltacak işler yapabildiler. Tabii bu absürd son dakika çaresine, sırf kasalarına girecek rakamların artması sebebiyle onay veren kulüpleri de es geçmemek lazım. Kaos içerisinde başlayacak bir lige az kaldı. Derdim, nasıl zevk alacağımız.