Podemos tabanında yaşanan hayal kırıklığı

DIŞ HABERLER SERVİSİ

İspanya’da solcu Podemos Partisi’nin kurucu ortağı Pablo Iglesias, sağ partilerin başarılı olduğu Madrid Özerk Yönetimi seçimlerinin ardından siyaseti bıraktığını duyurdu. İstifa ederken İglesias, “Parti siyasetinden çekiliyorum. Siyasi gücümüzün ihtiyaç duyduğu liderlikte yenilenme sürecinin önünde engel oluşturmayacağım. Başarısız oldum” diye konuştu.

Iglesias, “Yine de bıraktığım mirastan dolayı gurur duyuyorum. Ülkemizin tarihini değiştiren bir projeye liderlik ettim” dedi. Iglesias, mart ayı başlarında, Unidas Podemos’un merkez-sol Sosyalist Parti (PSOE) ile koalisyona girmesinden yalnızca on dört ay sonra, ülkenin başbakan yardımcısı olarak geri çekildiğini duyurarak İspanyol siyasi çevrelerini de şaşkına çevirmişti. Seçimlerden çıkan sonuçlar, sol partilerin seslendiği seçmen kitlesinin hayal kırıklığı olarak yorumlandı.


ANLATILAN HİKAYE GERÇEKLEŞTİRİLEMEDİ

Iglesias’ın istifası 15 Mayıs hareketinin onuncu yıldönümünden sadece birkaç gün önce geldi. İspanya 2008 mali krizi sonrası getirilen kemer sıkma politikalarıyla boğuşuyor, halkın siyasetçilere öfkesi büyüyordu. Podemos’u kuran sürece götüren 15 Mayıs Hareketi, büyük bir çoğunluğu gençlerden oluşan, özgün ve ülkenin içinde bulunduğu krizden rahatsızlık duyanların “Kimse Bizi Temsil Etmiyor” diyenlerin ortak hareketiydi.

Pablo Iglesias da bu dönem öne çıkan genç ve popüler bir lider olarak 2014 yılında kurucu ortağı olacağı Podemos’un en tanınan figürüne dönüşecekti. Hatta belki Podemos’un önüne bile geçecekti. Podemos bu süre sonrasında Avrupa Parlamentosu seçimleri de dahil olmak üzere birçok yerde şaşırtan kazanımlar elde edecek ve yoksulluğa, kemer sıkma politikalarına karşı Avrupa’da popülerlik kazanacaktı.

Daha sonraki dönemlerde 2019 yılında düzenlenen genel seçimlerde İspanya’da aylarca süren hükümet çıkmazı nedeniyle düzenlenen erken seçimlerden iki gün sonra PSOE ve Podemos koalisyon kurmak için anlaşarak artık hükümet ortaklarından biri konumuna yerleşmişti. Koalisyonda ortaklığa girmekten çekinmediği görünüşte “sol/sosyal demokrat” olan ancak İspanya’nın neoliberal rejiminin sisteminde yerleşik, derin bir nüfuzu olan PSOE’nin küçük ortağı olarak göreve girmişti. Podemos küçük ortak olarak girdiği hükümette nefesini PSOE ensesinde hissettirse bile 2000’lerdeki küresellik karşıtı, yoksulluk karşıtı toplumsal hareketler hükümet pazarlıkları içerisinde eridi. Toplumsal hayatta büyük oranda dönüştürücü halkçı politikaların birçoğundan taviz vermek zorunda kaldı. Vaat ettiği ekonomik ve sosyal politikalar konusunda taviz verdi. Radikal söylemlerden uzaklaştı. Bu da tabanında büyük bir hayal kırıklığı yarattı.

Seçimlerde 136 sandalyeli yerel parlamentoda sağcı Halk Partisi sandalye sayısını 30’dan 65’e çıkarmış, aşırı sağcı, Vox Partisi’nin sandalye sayısı da 12’den 13’e yükselmişti. Podemos sandalye sayısını 7’den 10’a çıkarsa da Iglesias; sol bloğun, sağ partiler karşısında başarısız olması sonrası siyaseti bırakma kararı aldı.