Polis şiddeti davasında ‘esnaf kan ağladı’ kararı

Meral Danyıldız

Gezi Direnişi sırasında TOMA’nın kendisinini hedef alıp tayzikli su sıkması sonucu köprücük kemiği kırılan Gökçe Algan’ın karar duruşması dün İstanbul Çağlayan 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Sanıkların ve şikayetçi Gökçe Algan’ın avukatının katıldığı duruşmada, Algan’ın avukatı “Gezi olayının yeniden gündeme geldiği bugünlerde, polisleri cezalandırmanın kolay olmadığını biliyoruz. Ama bu konuda vereceğiniz karar gezi mağdurları açısından ilk kararlardan biri olacak. Bu nedenle tarihsel olarak da çok önemli” diyerek polislerin cezalandırılmasını istedi.

Taraf avukatlarının da beyanlarının ardından kararını açıklayan mahkeme sanıkların üzerlerine atılı suçu işledikleri sabit olmadığını belirterek beraatlerine hükmetti. Hâkim kararında skandal gerekçelere yer verdi.

Devlete karşı bir eylem

Kararın gerekçesinde, suç tarihinde İstanbul’da “Gezi olayları” diye adlandırılan eylemler meydana geldiğini, ne için başladığının, nasıl devam ettiğinin bilinmediğini ve açıklanamadığını ancak dış dünyanın izlediği ve hatta Avrupa’da birçok ülke ve ABD’de 24 saat canlı yayınlarla, “Türkiye’de iç savaş” diye özellikle aktarılan olaylar yaşandığı öne sürüldü.

Esnaf kan ağlamış!

Gezi Direnişi’nin televizyon kanallarında “İstanbul, İstanbul halkı tarafından ele geçirildi” şeklinde provokatif açıklamalar ile çarpıtıldığının iddia edildiği kararda, “Oluşan kargaşa ve kaos ortamından birçok vatandaşın doğrudan zarar gördüğü, Taksim’de işyeri bulunan birçok esnafın binlerce lira zararının oluştuğu, hatta bunun devamında günlerce işyerlerinin açılamaması sebebiyle çevredeki yaşayan insanlar ve esnafın kan ağladığı bir hale getirildiği” ifade edildi.

Peşini bırakmayacağız

Mağdur Gökçe Algan’ın babası Nazmi Algan, BirGün’e yaptığı konuşmasında davanın beş yıldır sürdüğünü hatırlatarak şunları söyledi:

“Muhtemelen hakim de bu suçun işlendiğini biliyordu ama delil yetersizliği sebebiyle beraat verdi. Gezi olaylarında polisin ölçüsüz şiddet kullandığı ortada. Benim kızım o tarihte 28 yaşında, zayıf ve genç bir kadındı ve iki kere ameliyat oldu. Buna rağmen beş yılın solunda adalet tecelli etmedi. Ama biz peşini bırakmayacağız.”