Premier Lig Seyir Defteri: Cohen’i hatırlarken…

Geçenlerde 82 yaşında aramızdan ayrılan Kanadalı şair ve müzisyen Leonard Cohen 1971 senesinde yazdığı “Famous Blue Raincot” şarkısına şu dizelerle başlar:

“It’s four in the morning, the end of December I’m writing you now just to see if you’re better, New York is cold, but I like where I’m living, there’s music on Clinton street all through the evening”. (Sabahın dördü, Aralık sonu, sana şimdi sadece daha iyi olup olmadığını öğrenmek için yazıyorum, New York soğuk, ama seviyorum yaşadığım yeri, müzik çalıyor Clinton Caddesinde gece boyu).

Aralık ayının ortasına yaklaşırken yine bir futbol gününde Emirates yollarında… Radyoda o enfes şarkı çalıyor, Cohen söylüyor o buğulu sesiyle. Her ne kadar konumuz futbol olsa da hatırlayalım büyük ustayı, zaten futbol dediğin hayatın ufak bir parçası…

Premier Lig’de oynadığı 14 maçta sadece bir yenilgisi bulunan, lider Chelsea’nin üç puan arkasındaki Arsenal evinde öğle saatlerinde başlayan maçta, ligin sert takımı Stoke City karşısında. Ligde oynadığı son yedi maçın beşini kazanmış deplasman takımı. Bilir misiniz Premier Lig’in en eski kulübüdür nam-ı diğer “The Potters” (Çömlekçiler), lakapları şehrin çanak çömlek üretimiyle adını duyurduğu eski zamanlardan miras. Notts County’den sonra futbolun en eski ikinci kulübü kırmızı beyazlılar. Günümüzden 153 sene önce 1863’de kurulmuşlar. Ülke futbolunun en üst ligindeki en iyi dereceleri 4. bitirdikleri 1946-1947 sezonunda. En son kupaları 1972 senesinde kazandıkları Lig Kupası. 2008 senesinde yükseldiler 23 sene hasret kaldıkları Premier Lig’e. Kulübün ve Ada futbolunun efsanesi Stanley Matthews 1930 senesinde 15 yaşında Stoke City’de başlayan kariyerini 1947’e kadar sürdürmüş, sonrasında Blackpool’a transfer olmuş. 14 sene sonra, 1961 senesinde kulübe döndüğünde 46 yaşındaymış ve 50 yaşına kadar top koşturmuş takımda. Günümüzde 28 bin kapasiteli Bet365 Stadının ziyaretçilerini heykeli karşılar ve stada çıkan yola adı verilmiştir...

•••

Arsenal kendi evinde Stoke City karşısında oynadığı son 14 maçı kazanmış. Bu sezonun formda golcüsü Sanchez’in, takımının ligde oynadığı son 25 maçta kaydettiği 25 golde katkısı var (18 gol 7 asist). Tevekkeli değil, sözleşmesi 18 ay sonra sona erecek olan Sanchez ve Mesut’u takımda tutabilmek için elinden geleni yapacağını her fırsatta dile getiriyor Wenger, malum iki futbolcunun da talibi hayli fazla…

Geçmiş sezonlara göre topa sahip olma ortalaması (yüzde 55) daha az olmasına rağmen yakaladıkları fırsatları iyi değerlendiren, daha golcü bir takım hüviyetinde Topçular. Şampiyonlar Liginde Basel deplasmanında bu kez Lucas Perez öne çıktı ve hat-trick yaptı.

Arsenal alışılmış 3-2-3-1 dizilişinde başlıyor maça. Kaptan Koscielny’nin savunmasının önünde iki genç Xhaka ve Coquelin. Karşılıklı ataklarla geçen ilk 10 dakikadan sonra savunmasını orta sahaya kadar çıkaran ev sahibi rakip kalede baskı kuruyor. Hem de ne baskı, eskilerin “bu kara dağ dayanmaz!” dedikleri cinsten. İleri üçlünün sağında Walcott, solunda Chamberlain, forvette Sanchez. 29’da tartışmalı pozisyonda penaltı kazanıyor deplasman takımı. Xhaka ceza sahasında Allen ile çarpışıyor, penaltıyı gole çeviren Adam. Bu sezon Premier Lig’de penaltıdan kendine doğum günü hediyesi veren beşinci topçu 6 numara. 42’de beraberliği yakalıyor Arsenal. Sanchez’in lokum pasını sağdan ceza sahasına kesiyor Bellerin, Walcott’a dokunmak kalıyor, 1-1.

İlk yarıda topa yüzde 65 sahip olan Arsenal ikinci yarıya da baskılı başlıyor. 48’de Chamberlain topu ceza sahasına ortalıyor, Özil enfes bir kafa vuruşuyla topu kaleci Grant’ın üzerinden ağlara gönderiyor. Bu gol Van Persie’nin geçen dünya kupasında İspanya’ya attığı golün bir benzeri. 70’de Chamberlain’in yerine giren İwobi dört dakika sonra golünü atıyor, 3-1. Kenarda savunma derinliğini kaybeden defansına kızıyor teknik direktör Mark Hughes. İkinci yarıdaki Arsenal, çabuk ve ayağa oynayan hücumcuları ile rakibi hırpalayan boksör misali…

59.964 taraftarın şahitliğinde maçı 3-1 kazanırken Wenger’in öğrencileri, kısa süreliğine de olsa maç fazlasıyla liderliği kapıyor. Sanchez’in geleceği ile ilgili sorulara, “Burada kalırsa gelecekte muhtemel Thiery Henry gibi hatırlanacaktır” diyor Wenger, Fransız golcüsüne selam çakarak. Muhtemel bir futbolcu için en büyük onurdur kulüp tarihinin en önemli golcüsü ile anılmak. Velhasıl Sanchez ve Özil’li Arsenal’in, haliyle Wenger’in yüzü gülüyor…