Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki yürüyüşünün sosyal medyada gündem olmasının ardından ortaya çıkan ‘sağlık sorunu’ tartışmaları üzerine birkaç kelamla başlayalım yazıya, futbol beklesin. Metal yorgunluğu değil bildiğin insan yorgunluğu yaşadığı, düşmemek için sürekli pedal çevirmek zorunda kalmak yorar elbet insanı. Bazen hikâye seni öyle bir yere götürür ki hikâyenin başında kimdin unutursun. Kimileri başarılı siyasetçi olduğunu düşünüyor, katılmıyorum. Liderlik ettiği halkın yarısı tarafından sevilmeyen siyasetçi asla başarılı değildir, sadece Suriyeliler konusunda attığı yanlış adım bile gelecekte iyi anılmayacaktır. Mesele kindar ya da dindar nesil yetiştirmek değil mesele okuyan, düşünen, sorgulayan ve en önemlisi vicdanlı bireyler yetiştirebilmektir. Bu yaşamda bir köpeğin başını okşamışlığı, bir kediye mama vermişliği, bir çocuğun elinden tutup parka görmüşlüğü var mıdır bilemem ama bildiğim liderlik ettiği halkı ortadan karpuz gibi bölmüş olmasıdır. Eski bir Meksika filmiydi yanılmıyorsam, “Güçlü lider, zayıf toplumun eseridir. Güçlü toplum güçlü lideri ne yapsın” diyordu filmde. Günümüz Türkiyesi’ni en iyi anlatan ifade olabilir.

***


Dönelim futbola, milli maç arasından önce kasım ayının ilk cumartesi günü Premier Lig’de Crystal Palace evinde Wolverhampton Wanderers karşısında. Ligde ilk 10 maçın sadece 2’sinden puansız ayrılan ev sahibi takımın 1990-91’den beri en iyi karnesi, hocaları Patrick Vieira ile çıkış yakaladıkları aşikâr. Ancak oynadıkları 10 maçın 6’sını beraberlikle kapattılar, ligin en fazla beraberlik alan takımı. 2 takım geçen sezon ligde ve kupada 3 kez karşılaşmışlar, Wolverhampton Wanderers 2 maçı kazanan takım olmuştu. Misafir takıma Palace deplasmanı yaramıyor, Wolves’un Crystal Palace’a karşı son 5 deplasman maçındaki tek galibiyeti Ekim 2018’de tek golle 3 puanı kaptığı maçta. Crystal Palace evinde kral takımlardan, ligde sahasında yenilgi görmeyen 2 takımdan biri, diğeri Liverpool. Misafir Wolverhampton Wanderers ligde çıkış yakalayan takımlardan, oynadıkları son 5 maçın 4’ünden 3 puanla ayrıldılar. Bruno Lage’nin takımı son 4 deplasman maçında yenilmedi ve o maçlardan 10 puan çıkardı. Golcüleri Raul Jimenez’i de hatırlayalım yeri gelmişken. Kasım 2020’de Arsenal deplasmanında geçirdiği kafatası çatlağı sonrasında uzun süre sahalardan uzak kalmış, yeni sezonda sahalara dönmüş, ilk golünü eylül sonunda Southampton deplasmanında kaydederek takımına 3 puanı kazandırmıştı. 1,90 boyundaki Meksikalı 30 yaşında, hava toplarındaki üstünlüğü, güçlü fiziğiyle öne çıkıyor, uzun boyuna rağmen alıştığımız 9 numaralardan değil, topu yere indirdiği anlarda öldürücü pasları, çabukluğu ve adam eksiltmesiyle öne çıkıyor. Futbol âleminde Güney Amerika’nın Zlatan Ibrahimović’i olarak nam salmış…

Crystal Palace 4-3-3 dizilişinde, ileri uçta Zaha, Benteke, Edouard üçlüsünün arkasında Gallagher, Kouyate, McArthur. Misafir Wolves 3-4-2-1 dizilişinde, golcüleri Jimenez’in arkasında Machado Trincao, Hwang Hee-Chan ikilisi. İlk bölümde oyunu rakip sahaya yıkıyor ev sahibi Palace, beyaz formalı Wolves takım halinde savunmada. 6. dakikada maçın ilk kornerini kazanıyor Palace, sağdan kullanılan kornerde Benteke’nin kafa vuruşu isabetsiz. 9’da gelişen Palace atağında Moutinho’nun Edouard’ya sert müdahalesi sarı kartı getiriyor, ilk 15 dakikada karşılıklı faulleri izliyor Selhurst Park Stadı’nı dolduran 24.390 futbolsever. 15’te Palace atağında rakip ceza sahasında Edouard’ın yerden vuruşu Wolves kalecisi Jose Sa’da kalıyor. İlk 20 dakikanın sonunda ev sahibinin topa sahip olma oranı yüzde 70. İki takımın topu yere indirmeden oynadığı uzun paslar top kayıplarıyla sonuçlanıyor, devrenin son bölümüne girilirken 2 takımın rakip kaleyi bulan vuruş sayısı sadece 1. İlk kornerini 32’de kazanıyor misafir takım ama sonuç alamıyor. 38’de gelişen Wolves atağında sarı kart gören Palace savunmasında Guehi, akabinde kullanılan serbest vuruşta Raul Jimenez’in kafa vuruşu Palace kalecisi Guaita’da kalıyor. 2 takımın pozisyon üretmekte zorlandığı, ev sahibinin topa yüzde 62 oranında sahip olduğu 2 dakika uzatılan devre golsüz kapanıyor.

***

2. devrenin başında Jimenez’in vuruşuyla gole yaklaşıyor misafir takım, 50’de Zaha’nın rakip ceza sahasında yerde kaldığı pozisyona penaltı kararı çıkmıyor, uzun süre itiraz ediyor takım arkadaşları. Devrenin ilk bölümünde geniş alanları etkili kullanıyor ev sahibi, 54’te müsait pozisyonda Benteke topu kaleci Jose Sa’ya teslim ediyor. Baskıyı artırdıkları anlarda, 61’de Gallagher’in başlattığı atakta McArthur’un savunma arkasına pasında Zaha’nın vuruşuyla golü buluyorlar, yan hakemin ofsayt kararı VAR incelemesi sonucu bozuluyor, Palace öne geçiyor. O gol hareketlendiriyor ev sahibi tribünleri, tezahüratları görülmeye değer. O gol hareket getiriyor oyuna, rakip alanda çoğalmaya başlıyor misafir takım. 69’da Aït-Nouri’nin yerde kaldığı pozisyonda önce penaltı noktasını gösteriyor orta hakem, VAR incelemesine göre pozisyon ceza sahası dışında, serbest vuruştan sonuç alamıyor Wolves. 72’de Mitchell’in pasında Edouard’ın vuruşunu köşeden çıkartıyor Wolves kalesinde Jose Sa, tribünler kaçan pozisyona hayıflanıyor. 78’de farkı 2’ye çıkartıyor Palace, Chelsea’den kiralık Gallagher’ın ceza sahası dışından vuruşu rakip savunmaya çarpıp ağlara gidiyor, skor 2-0. 80’de iki değişlik yapıyor Palace, Olise ve Schlupp, Edouard ve McArthur’un yerlerine sahada. 82’de Moutinho’nun sağ köşeye giden serbest vuruşunu uzanarak çıkartıyor Palace kalesinde Guaita, misafir takımın gole yaklaştığı an. Kalan dakikalarda başka gol olmayınca 2 golle 3 puanı kapıyor Palace ve ligde 9. sıraya yükseliyor. Bu sezon kaydettikleri 15 golün 13’ünün 2. yarılarda geldiğini hatırlatalım. Maçın adamı Conor Gallagher…