PremIer Lig  seyir defteri: Selhurst Park Stadı’nda ‘Kartallar’ın gecesi

Geçen haftaki yazımda hafta içi maçlarına dair yazmış, Wenger’in akıbetinin belirsizliğini koruduğu, suların durulmadığı Arsenal’in bir sonraki maçının pazartesi akşamı oynanacağını yazmıştım. Ve o yazıdan kısa süre sonra, Arsenal, Selhurst Park Stadında küme düşmeme mücadelesi veren, son altı maçından dört galibiyet çıkarmış Crystal Palace karşısında. Bilir misiniz, kapasite olarak küçük olmasına karşın Premier Lig’in futbol atmosferinin en yoğun yaşandığı statlardan biridir Selhurst Park, 1924 senesinin Ağustosundan beri takıma ev sahipliği yapan 25.456 kapasiteli tarihi futbol mabedi. 2015-2016 sezonunda bu statta oynadıkları 19 lig maçını 468.083 taraftar izlemiş, maç başına ortalamaları 24.636…

Küme düşme potasındaki ev sahibi Palace 4-2-3-1 düzeninde başlıyor maça. Gol umutları Benteke bu sezon 11 gol 2 asistle oynuyor. İlk dakikalarda coşkulu Palace, taraftarının da desteğini de alarak tehlikeli geliyor Arsenal kalesine. Sağ kanatta oynayan Wilfried Zaha gününde, ligin izlemesi en keyif veren oyuncularından. Henüz 7. dakikada tehlike çanları çalıyor Arsenal kalesinde, Townsend’in lokum gibi pasını ceza sahasının hemen dışından kaleye gönderen Milivojevic ancak top az farkla dışarda. Topu rakibe bırakıp kaptığı toplarda hızla çıkarak gol arıyor ev sahibi. Dikine oynadıkları anlarda gole çok yakınlar. Bekledikleri golü de 17’de buluyorlar, Zaha’nın mükemmel asistini penaltı noktası üzerinden kaçırmıyor Townsend, Cech ve Ospina’nın yokluğunda kaleyi devralan Martinez çaresiz. Yenilen golden sonra özgüven eksikliği çok belirgin deplasman takımında, Sanchez dışındaki tüm oyuncuları isteksiz ve moralsiz. 27’de Mustafi sert faulü sonrası sarı kartı görürken, Arsenal yediği yumruklardan sersemlemiş boksör misali. 41’de bu kez Benteke vuruyor ceza sahasının solundan, Martinez köşeden çıkartıyor. 44’de ilk yarının en tehlikeli atağında Welbeck kaleyi bulsa Arsenal beraberliği yakalayacak ama olmuyor. Velhasıl Arsenal’ın yüzde 70 oranında topa sahip olduğu ama rakip kaleye gitmekte zorlandığı ilk yarı Palace’ın üstünlüğüyle tamamlanıyor.

İkinci yarıya da etkili başlıyor Benteke, Zaha, Twonsend üçlüsü. Savunmanın ortasında oynayan Liverpool’dan kiralık Mamadou Sakho geçilmez duvar misali. Hal ve gidişten hoşnutsuz Wenger 60’ta Welbeck’in yerine Giroud’u, o dakikaya kadar takımın en çalışkanı defansif savunma Elneny’nin yerine Ramsey’i alıyor. Ancak değişikliklerin maçı değiştireceğini düşünenler fena yanılıyor, 63’de Zaha’nın asistini ceza sahası dışından kaçırmıyor Yohan Cabaye, fark ikiye çıkarken Arsenal havlu atıyor. O golden beş dakika sonra bu kez Martinez ceza sahası içinde Townsend’i düşürüyor, kazanılan penaltıyı gole çeviren Milivojevic. Arsenal’in ikinci yarıda rakip kaleyi bir kez bile bulamadığı maçı 25.648 taraftarın önünde Crystal Palace üç farkla kazanıyor. Maç sonu basın toplantısında nicedir tartışılan geleceği ile konuşmanın zamanı olmadığını, önceliğinin morali bozuk, özgüveni kaybolmuş takımını ayağa kaldırmak olduğunu dile getiriyor Wenger. 21 seneye yaklaşan Arsenal kariyerinde ilk kez üst üste dört deplasman maçından puan çıkartamamış takımı. Crystal Palace ile oynadıkları son 12 maçta ilk kez kaybetmişler. Bu sezon ligdeki 8. yenilgileri…

Naçizane görüşüm, Wenger’in yaşadığı meslek körlüğü. Bilmeyenler için, çok uzun süre aynı işi yapmış, aynı işi aynı şekilde devamlı yapmaktan aksayan yanlarını göremeyen, alternatif çözüm yolları üretemeyen kişiler için kullanılır meslek körlüğü tanımlaması. “Delilik, aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir,” demiş Albert Einstein; muhtemel 67 yaşındaki teknik direktörün son sezonlardaki düşüşünü anlatan en güzel cümle. Bu beklenmedik mağlubiyet sonrası Arsenal 4. sıradaki Manchester City’nin yedi puan gerisine düşerken, ligin bitimine sekiz maç kala Şampiyonlar Ligi şansını mucizelere bırakıyor. Bir sonraki maçları yine bir pazartesi akşamında Middlesbrough deplasmanında, puan kaybetmeleri durumunda gelecek sezon UEFA Kupasına katılma şansları bile zora girebilir

Crystal Palace’a gelince, teknik direktörleri Sam Allardyce, takımının performansından çok memnun olduğunu, sahada görevlerini kusursuz yerine getiren oyuncularının tamamının maçın adamı olmayı hak ettiğini dile getiriyordu. Şansını bir süre Manchester United’da denemiş, sonrasında yuvaya dönmüş Zaha’yı unutmamak lazım. Ligdeki son beş maçında iki gol, üç asisti var 11 numaranın. Gününde olduğu maçlarda ligin izlemesi keyif veren topçularından. Velhasıl kaptığı altın değerindeki üç puandan sonra düşme potasının altı puan üzerinde yer alıyor Güney Londra takımı. Evlerinde oynadıkları son üç maçı kazanmışlar. Bir sonraki maçları hafta sonunda yine bu statta geçen sezonun şampiyonu Leicester City karşısında. Kazanırlarsa büyük olasılık gelecek sezonda futbolun en görkemli sahnesinde boy gösterecekler. Şans yanlarında olsun…