Prof. Dr. Ceyhan: Gerçek vaka sayısı bakanlığın açıkladığının 30-40 katı
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Gerçek vaka sayısı bakanlığın açıkladığının 30-40 katı. Covid şu anda öyle bir durumda ki, salgının ta başından beri en yüksek vaka sayılarının olduğu noktadayız. Her gün yüz binlerce hasta, yeni hasta var” dedi.
Covid-19 vaka sayıları büyük bir hızla artıyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre 30 Mayıs haftasında 7 bin 322 olan vaka sayısı, hızlı bir ivmeyle 18 Temmuz haftası 365 bin 424’e çıktı. Aynı tarihler için ölüm sayıları ise 19’dan 157’ye yükseldi. Türkiye’nin bu konuda en güvenilen isimlerinden Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ise gerçek sayının daha vahim düzeyde olduğunu açıkladı.
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, pandemide gelinen noktayı değerlendirdi.
Sözcü’de yer alan haberde “Covid şu anda öyle bir durumda ki, salgının ta başından beri en yüksek vaka sayılarının olduğu noktadayız. Her gün yüz binlerce hasta, yeni hasta var. Bu bakanlığın bulduğu açıkladığı rakamlar gibi değil" diyen Ceyhan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Amerika Birleşik Devletleri, ’20’de birini ancak bulabiliyoruz’ diyor. Biz onlardan çok daha az test yaparak, taş çatlasa 30’da birini, 40’ta birini ancak bulabiliyoruz. Bakanlığın açıkladığı rakamları 30-40’la çarpmak lazım gerçek rakamı bulmak için… Şu anda neredeyse her sitede, her hastanede, çalışanlar arasında üçer beşer vaka var. Çok kolay bulaştığı için aile içi bulaş çok daha fazla.
Bir ailede beş kişi varsa, bakıyorsunuz üçü dördü pozitif. Şimdi bunu hafife alıyorlar. Herhangi bir önlem de almıyorlar. ‘Böyle yaşamaya alışacağız’ diye bir açıklama da duydum. Böyle bir şey olur mu… İnsanları öldüren, yoğun bakımlara düşüren, ileri dönemlerde ciddi etkiler bırakan bir hastalıkla yaşamaya nasıl alışırız. Bu akıl mantık yürütülecek bir iş değil. Bakan bir defa, ‘Salgın gündemimizde olmayacak’ diye bir açıklama yaptı. Bu laftan geri dönmemeye çalışıyorlar ama insan sağlığı söz konusu. İnat ederek olmaz bu iş. Tedbir almazlarsa bu iş daha da artacak. Sonunda bu bir dalgadır, bir yerde durur iner ama hemen arkasından bir büyük dalga daha yaşarız.
Bir şekilde bu bulaşın hızını kesmek lazım. Ama kesmek için bir şey yapılıyor mu, hiçbir şey yapılmıyor. Devletin, ‘Artık maske takmanıza gerek yok, hastalık da zaten çok hafifledi, virüs terbiye oldu’ açıklamalarından sonra halkın gidip aşı olması, kapalı alanlarda maske takmasını falan beklemek doğru değil.
“AŞILANMAMIŞ YÜZDE 70’TEN YENİ AŞILANAN YOK”
O yüzden de aşı merkezlerinde sıra var gibi resimler görüyoruz. Bunlar zaten aşıyı ciddiye alıp aşı olanlar ek dozlarını yaptırmak için aşılanıyor. Yoksa aşılanmamış o yüzde 70’lik kesimden yeni aşılanan ne neredeyse hiç yok…
Devletin yapması gereken işler var. Bir defa eskisi gibi iş yerlerini kapatmak falan mantıklı değil, yapılamaz da zaten. Ama devlet öncelikle… O kadar söylememize rağmen, bu işin nedeninin ne olduğunun belli olmasına rağmen… Ben her gün gündeme getirdim: ‘Şu dışarıdan gelenleri mutlaka test yapalım. Yerli halkla ilişkilerini, temasını sınırlayalım’ diye…
Fakat geçen yaz Bilim Kurulu’nun kararıyla… yurt dışından gelen insanlara, turistlere özellikle test zorunluluğu kalktı önce… Arkasından da turistik otellere devlet yazı göndererek, aman turistler rahat etsin, asansörde bile maske takmak zorunda değildir diye onu da bitirdiler. Ne oldu, tabi onlar o sırada tatil yapan Türklerle ve çalışanlarla ilişkileri nedeniyle yaydılar hastalığı.
Nitekim artışın başladığı ilk hafta bakan açıkladığında en büyük vaka artışının Muğla ve Antalya’da olduğunu gördük. Sonra Kurban Bayramı girdi araya bütün Türkiye’ye yayıldı. Şimdi bugünlerde onun etkisini görüyoruz.
“BİLİM KURULU DA SORGULANMALI”
Artık insanlar biraz da o Bilim Kurulu’nu da sorgulamalı bence. Çünkü Türkiye’nin bu hale gelmesinde sorumluluğun bir kısmı bakanlığa aitse, bir kısmı da onlara ait. Tamamen salgın büyümeden, aşı bilmeden, biz de bu işi bilmiyoruz demeden, yanlış kararlarla ülkeyi bu hale getirdiler.
En azından devlet toplu taşıma araçlarında ve kapalı alanlarda maske takmayı zorunlu ha le getirmeli. Çünkü herkes takmazsa, kendini korumaya çalışan insanların N95 maskesi takması lazım. O da tabi hem pahalı hem de tabi uzun süre takmanın zor olduğu bir maske. Ama herkes takmak zorunda olursa, takarsa normal maske yeter.
İnsanlar da kendilerini korumak için aşı olmaları lazım. Aşıdan daha etkili bir yöntem yok henüz şu anda… Bir laf dolaşıyor ortada, bekleyin varyant aşısı geliyor diye… Bu aşı karşıtlarının uydurduğu bir şey… Biontech, ‘Varyant aşısı geliştiriyoruz’ diye açıkladı. Geliştirse bile, onun önünde hayvan deneyleri var, 3 fazlı insan deneyleri var. Bu aylar sürecek bir iş. Kaldı ki geliştirilir mi, piyasaya sürülür mü.. Ben yapılacağını düşünmüyorum. Çünkü mantıken zaten mümkün değil. Adam şimdi BA4-BA5 için bir varyant aşısı geliştirdi diyelim. Bu ortaya çıkana kadar belki yeni bir varyant çıkacak ortaya. O kadar masraftan sonra geliştirdiği aşı elinde kalacak.
Ben varyant için aşı geliştirileceğine inanmıyorum. Mevcut aşı etkinliği azalsa bile en azından hastalığın hafif seyretmesini, dolayısıyla bulaş hızının yavaşlatılmasını sağlayacaktır.
"Mutlaka daha fazla test yapılması lazım. Öyle zorlaştırdılar ki test yapmayı… Bana hasta geliyor, giriyorum hastanın şikâyetlerini bana test izni vermiyor. İlle baya belirgin ağır hastalığı olması lazım. Bunun hemen değiştirilmesi lazım.
İnsanlar maskeye, mümkün olduğu kadar mesafeye, şu ortamda 2 metre mesafeyi sağlamak çok kolay değil ama en azından yapabildikleri kadar çok mesafeli durmaya özen göstersinler. El hijyenini ihmal etmesinler.”