Kozasını terk etmeyenlere, ısrarla kozasında oturmaya devam edenlere ne demeli? Koza, insanın gelişimindeki ara evredir. Şimdiye kadar kozalarını çoktan terk etmeleri gerekirdi. Başkalaşmak, insanın fıtratında var. Tırtıl, pupa ve kelebek, insanın üç evresi. Yumurtadan çıktıktan sonra hayatına bir süre tırtıl olarak devam eder. Çok uzun sürmez tırtıllığı. Tırtılın arzusu kelebek olmaktır, bir an önce kanatlanıp uçmak. Kendini bir yere sabitleyip kozasını örmesi, kelebeğe dönüşebilmek içindir. Kozası içindeki bu ara forma pupa denir. Pupa, insanın en kritik evresidir. Ya kozasından başkalaşarak çıkacaktır ya da kozası onun mezarına dönüşecektir. Kozadan çıkmayı başaramayanlar çoğunlukta; koza rahattır çünkü. İnsan, kozaya yerleşir yerleşmez, kelebek olmayı unutuverir. Kelebeğin özgürlük düşleri yerini, kozanın muhafazakâr değerlerine bırakır. Kuşaklar boyunca kozalarda ataerkillik ve despotluk birikir. Ve pupa, kozayı öve öve bitiremeyen atalarının sözlerini geveleyip durur. Düşüncesinin sınırı, kozasının çeperleridir, ötesine geçemez, yasaklanmıştır çünkü. Koza kutsaldır, dışarısı ise şeytani kuvvetlerin alanı. Fakat kelebek, asla bırakmaz peşini; tekinsiz bir forma dönüşür ve düşlerini sık sık ziyaret eder. Ne zaman düşünde kelebek görse, sıçrar yatağından. Kelebek, pupalar için baştan çıkarıcı şeytani bir kuvvettir.

***

Pupanın yerle, yeryüzünün bedenleriyle ilişkisi kesilmiştir. Kozasının tepesindeki açıklıktan gökyüzünü seyreder sadece; hakikat gelecekse, göklerden gelecektir. Kelebek öyle mi? Hakikat, yeryüzündedir; yeryüzünde kanat çırptıkça hakikat kıvrımlarını açar ve çiçek olarak gösterir kendini: “Yüz çiçek açsın, bin fikir yeşersin.” Pupa, bedeninin kıvrımlarını açıp kendi hakikatine dönüşemediği için çiçeklerden ve fikirlerden nefret edendir; pupa için yeryüzü yanılsamadır. Tek bir hakikat vardır, o da göklerden gelecektir. Ve beklediği hakikat kozasının tepe açıklığında birden beliriverir; göklerin temsilcisi olduğunu iddia eden biri, hakikati dillendirir: “Koza, yeryüzündeki yazgınızdır, pupalığı hakkıyla yaşadığınız takdirde öldükten sonra kanatlanacaksınız.” Kelebeğe dönüşememenin sıkıntısını bünyesinde taşıyan pupanın içi rahatlamıştır. Ve hakikatin temsilcisi ekler: “Her kim ki yaşarken kelebek olmaya kalkışır, şeytanla işbirliği içindedir”. Pupaların arasında, bir gün kelebeğe dönüşebilme umuduyla yaşayanlar da vardır, hakikatin temsilcisine itiraz ederler: “Ölü pupalar asla kanatlanamaz”. “Kelebeklerin ömrü kısa olur” diye yanıtlar hakikatin temsilcisi.

Hakikatin temsilcisi, bildiğiniz despottur. Pupalar, söylediğini hakikat ya da tehdit olarak algılayabilirler ama despotun derdi, kendi varlığını sürdürebilmektir. Kendi ömrünün pupaların ömrüne bağlı olduğunu, kelebeğe dönüştükleri an buharlaşacağını bilir. O yüzden despot için kelebekler, iblislerdir; çizdiği haritayı ihlal edenler. Despotu var eden, haritasıdır. Oysa kelebek, arzularıyla kendi haritasını biçimlendiren ve buluştuğu her çiçekte sevinç üretendir. Despotun haritası ise keder üretir. Haritasındaki en küçük birim kozadır; pupaların hüznü, kozalarının içine kapatılmalarından. Kelebek ise çoktan kozasını parçalayıp despotun haritasından çıkmış ve dışarıda sevinci keşfetmiştir. Her çiçek sevinçtir, her çiçekle birlikte kelebek kendini yeniden keşfeder. Her çiçekle birlikte zihni yeni hakikatlere gebe kalır.

***

Despot, kozalarının içindeki başkalaşamayan pupaların canları sıkılmasın diye “Bugün Ne Giysem?” oyununu icat etmiştir. Pupalar, her gün yeni bir kıyafet giyerek simülasyon başkalaşımlar yaşayabilirler. Bedenlerinin kıvrımlarında saklı olan kelebeği açığa çıkarmak yerine, türlü türlü kostümlere bürünerek başkalaşmış gibi yapabilirler. Despotun pupaların kullanımına açtığı kostüm deposu, tarihtir. Her pupanın gönlünde yatan tarihi bir karakter vardır. Kimi Atatürk, kimi Abdülhamid, kimi ise Che Guevara kostümünü üstüne geçirmek isteyebilir. Aklınıza gelebilecek her türlü kostüm, anarşist, komünist, milliyetçi, dinci, punk, pupaların kullanımı için hazırdır. Yeter ki pupalar, kelebeğe dönüşüp de haritasını ihlal etmesinler. Fakat her seferinde pupa, hiçbir kıyafetin üstüne oturmadığını fark eder. İçinde bir şeyler pır pır etmektedir: Kelebeğin kanatları.