Trump’la dans; en azından onun kaba ve saygısızca sürdürülen hali, silahları 5 günlüğüne susturan Saray’daki son tango ile bitti.

Bu gece o 120 saatin sonu ve dilerim silahlar tekrar konuşmaya başlamaz!

Türkiye, ‘saat 22.00’yi bir dakika geçe, bölgede bir tek terörist bile kalmış olsa operasyonun yeniden başlayacağını’ söylese de, saat 22.00’den sonra ne olup olmayacağını büyük ölçüde Putin-Erdoğan dansı belirleyecek.

Bu süreçte Putin, Trump’tan çok daha becerikli bir “devlet adamı” olduğunu gösterdi ve Putin’le dans çok daha zorlu geçecek. O dansta, resmen olmasa bile, fiilen Esad da olacak!

Beş günlük aranın ardından, Ankara anlaşmaya uyulmaması durumunda operasyonun kaldığı yerden devam edeceğini vurgulasa da, bu artık çok daha zor.

Erdoğan, dün TRT World Forum’da gerçekçi bir saptama yaptı: “Tüm Batı teröristlerin yanında yer aldı ve hepsi birlikte bize saldırdılar. NATO ülkeleri dahil. AB ülkeleri dahil. Hepsi.

Saptama gerçekçi ama eksik. “Hepsi birlikte bize saldıranlar” sadece, AB ve NATO dahil (ve de ABD) tüm Batı değil, aynı zamanda Doğu da! Biz ciddiye almıyor görünsek de, Arap dünyasının tavrı Batı’dan hiç de farklı değil. Onlar da işgal diyor!

Bugün hepsi birlikte bize saldıran Batı, dün Avrupa Parlamentosu’nda ellerinde Türkçe ve bilcümle dilde Türkiye’ye EVET diyen kartlarla oylama yaparken, dönemin AKP yetkilileri bunu kendi diplomasi becerisi ve başarısı olarak takdim ediyordu.

Batı hep birlikte yanımızda yer alırlarken iktidarın başarısı ama hep birlikte karşımızda durmalarında iktidarın diplomasi performasının bir etkisi yok!

Beş günlük aradan sonra, YPG’nin çekildik dediği koşullarda ve neredeyse bütün dünyanın “Kürtlere saldırıyorsunuz” yaklaşımında en küçük bir değişikliğe yol açamamışken, tekrar operasyon başlatmak zor. Asla başlamaz demiyorum tabii; asla, asla dememek gerektiğini daha birkaç köşe önce yazdım, ancak çok daha zor!

Bundan sonra atılacak adımlarda, Putin’in etkisi daha fazla hissedilecek. Nitekim Erdoğan da dün; “Yarın bizim Rusya seyahatimiz var. Bu seyahatte sayın Putin’le bu süreci ele alacak ondan sonra da atılması gereken adımları inşallah atmış olacağız”, dedi.

Atılması gereken adımlar Putin’le görüşmede netleşecek!

Türkiye, bugüne kadar Rusya ile birlikte İran’la da yol arkadaşlığı yaptı. Gelinen noktada İran çok açık tavır alıyor. Eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad operasyonu protesto ederek TRT World Forum’a gelmedi.

Hadi o eski, önemi yok diyorsanız; İran Dışişleri Bakanlığı da; “Ankara’nın Suriye’de askeri mevziler kurmasına karşıyız … Sorunlar diplomatik yollarla çözülmeli … Suriye’nin bütünlüğüne saygı gösterilmeli” dedi.

Arap Ligi, 2011’de üyelikten çıkarttığı Suriye’yi yeniden üyeliğe almaya hazırlanıyor. Esad’ı yani! Mısır, Ürdün ve Irak, başka Arap ülkelerini de aralarına katarak, Suriye’nin dönüşünü sağlamaya çalışıyorlar. Neden? Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehlikede gördükleri için!

Erdoğan’ın Soçi yolculuğu başlamadan, Rusya Savunma Bakanı Serget Shoigu, Türkiye’nin operasyonuyla kontrolü zorlaşan IŞİD’ci yabancı savaşlıların tersine göçü, yani ülkelerine dönüşü konusunda uyarıda bulundu.

Öte yandan, Türkiye’de fabrika kurma kararını davul zurna ile kutladığımız Vokswagen’ın bu kararından dönmesi konusunda sessisiz ama operasyonun ekonomik etkisini de daha doğrudan hissedeceğimiz günler yaklaşıyor.

Putin’le dans, bugünden sonra birçok cephede çok iyi diplomasi becerisi gerektiren bir dönemin başlaması anlamına da geliyor. “Başarılı” ilan edilen askeri operasyonun getirisi ya da götürüsü daha çok bu danstaki performansa bağlı olacak!