Ülkede okuma oranının düşük olduğunu düşünüyorsanız, marketlerde paketlerin üzerindeki yazıları okuyanlara rast gelince fikriniz değişebilir. Paketlenmiş hazır gıdaların içeriklerini okuyan bilinçli bir tüketici kitle var. Kitap okurlarından ayırmak için bunlara ambalaj okurları da diyebilirsiniz. Önemli bir gelişme; zira karşılaştığınız her şeyi tüketmek bünyenizde ciddi tahribatlara yol açabilir. Gıda ile bünye arasındaki ilişkiyi, en güzel şekilde Feuerbach’ın “ne yerseniz osunuz” mottosu özetlemiştir. Bünyenize aldıklarınız, zihinsel içeriğinizi değiştirebilir. Spinoza, karşılaşmalara bağlı olarak bedensel ve zihinsel içeriğin nasıl değiştiğini Etika’sında göstermiştir. Fakat paketlenmiş gıdaların içeriklerine özen gösteren ambalaj okuru, aynı özeni paketlenmiş fikirlere göstermiyor. Ekranlardan market seçilir ve marketlerin pazarladıkları paketlenmiş fikirler, sorgusuz sualsiz tüketilir. Ekranlardaki kanallar, marketleri andırıyor. Seçtikleri kanallardan boca edilen rafine fikirlerle dolduruyorlar zihinlerini. Bu özensizlik, fikirlerin maddi olmadıkları düşüncesinden kaynaklanıyor olabilir. Fikirler de bedenin kimyasını değiştirirler. Bünyenize giren bir fikir eyleme kudretinizi çoğaltabilir ya da azaltabilir. Fikirler enerjinizi soğurabilir. Ekranlardan saçılan fikirler, rafine fikirlerdir; tüketenleri tüketen, obezleştiren ürünler; yerinizden kalkamamanız o yüzden olabilir.

Beyaz fikirler ve beyaz besinler; her ikisi de işlenmiş, rafine mamuller. Rafine besin, liflerinden, vitaminlerinden, minerallerinden arındırılmış besin. Isıl işleme tabi tutulan besinler de var. Sucuk mesela; normalde bakteriler tarafından fermente edilir. Üretim sürecini hızlandırmak için ısıl işleme tabi tutulduğunda içindeki bakteriler yok edilir. Fikirler de tıpkı besinler gibi. Yüzyıllardır bir arada yaşayan farklı yaşam biçimlerinin birlikte fermente ettikleri fikirlerin içlerindeki çokluk, rafine edilerek ya da ısıl işlemle yok edilir. Süreç şöyle işler: Biri çıkar ve geleneksel yöntemle fermente edilmiş fikirlerin mikropla dolu olduğunu, yüzyıllardır insanların bu fikirlerle zehirlendiğini ilan eder. Ardından toplumsal hijyen söylemleri kaplar ortalığı; fikirler hijyenik yöntemlerle mikroplarından arındırılır. Mikrop dedikleri, ötekileştirdikleridir. Farklı gruplar birbirlerini mikroplaştırır, kendi üzerlerine kapanıp rafine fikirler üretirler. Rafine süreci, toplumsal ayrışma sürecidir. Rafine fikirler, toplumsal bedenin parçalanmasına eşlik eder. Saf bir kimliğin etrafında, birlik beraberlik teranesi eşliğinde üretilmiş, çokluktan arındırılmış steril fikirler. Bedenler o denli sterilleşir ki ötekilerle yan yan gelmek bile onları kirletebilir.

İşlenmiş besinler, halk sağlığını tehdit edince, rafine gıdaları zenginleştirme yoluna gittiler. Rafine sürecinde uzaklaştırılan maddelerin işlenmiş besinlere sonradan ilave edilmesiyle elde edilen zenginleştirilmiş gıdalar günümüzde pek revaçta. Sağlığına düşkün tüketici kitlesi, rafine fikirlerin toplumsal bedenin sağlığını tehdit ettiğinin de farkında; rafine fikirlerden uzaklaşarak zenginleştirilmiş fikirlere yöneliyor. Gıda sektöründe aynı sistem, fikir sektöründe de işliyor: Önce ürünler rafineleştirilir, sonra da saflaştırma sürecinde uzaklaştırılanlar ilave edilir. Zenginleştirilmiş fikirler, dışlanmış ötekilerin saf fikirlere ilave edilmesiyle üretilmiştir. Ötekilerle ne kadar zenginleştirilse zenginleştirilsin, rafine fikirler her tüketildiklerinde ağızlarda metalik bir tat bırakırlar; faşizmin tadı. Fermente olmadıkları için ilave edilen zenginleştirici maddeler, diyelim ki kadınlar ve lgbt’ler, çıkarıp atılabilir. Zenginleştirilmiş fikirler, janjanlı faşizmdir.

Farklılıklarına rağmen birlikte yaşamak bir fermentasyon sürecini gerektirir. Rafine fikirler, fermente olmuş toplumsal bünyeyi parçalayan fikirler. Tat duyunuza güvenin, ekranların ağızlarda bıraktığı metalik tat parçalanmanın tadıdır, kötü karşılaşmaların habercisi. “İyi, bir cisim ya da beden kendi ilişkisini doğrudan doğruya bizimkiyle birleştirdiğinde ve gücünün tamamı ya da bir parçası bizim gücümüzü arttırdığında olan şeydir. Bizim için kötü, bir cisim ya da beden bizim bedenimizin ilişkisini çözüp dağıttığında olan şeydir” (Spinoza).