Rajtoral’in ardından...

Bu haftanın oyuncusu Frantisek Rajtoral oldu. Haftayı yedek kulübesinde geçirmesine ve oyuna hiç girmemesine rağmen öyle bir gol attı ki maçı çevirme şansımız kalmadı; haftanın değil sezonun golü oldu. Haftanın teknik direktörü de o oldu. Zira sevdiklerimize “iyi misin?” diye sormayı hatırlattı. Gülen yüzünün altında taşımakta zorlandığı nice dertleri varmış. 31 yaşında bir genç canına kıymaya cesaret edebilecek kadar toplumdan nasıl mı uzaklaşabiliyor? Arkasından konuşulanlara bakarsanız anlarsınız. Yok, sevgilisiyle problemleri varmış; yok, borcu varmış; yok, psikolojik sorunları varmış… Çoktandır ihmal ettiğim bir dostumun lafı geliyor aklıma; “Belki de insanoğlu kâinatın başarısızlık hikâyesidir.”

Mevzu derin, iyisi mi biz futbola dönelim.
Gaziantepspor deplasmanda Konyaspor’u mağlup ederek Kayseri ile arasındaki puan farkını eritti. Konyaspor taraftarlarının “Ne zaman şampiyonluk diye bağırsak kursağımızda kalıyor. Söylesene Aykut Hoca takım neden oynamıyor” şeklindeki yeni bestesi hem maçı hem de sezonu özetliyordu.

Ligin stressiz ve hedefsiz iki takımının eşleşmesinde taraflar gol atmaya muvaffak olamadılar. Kasımpaşa’nın SüperLig’in kendi evinde en başarılı üçüncü takımına yenilmemesi kupa mesaisi öncesi moral olarak önemliydi. Karabükspor’un oynadığı oyun rehavet belirtileri gösteriyor. Zoran Barisic’in önümüzdeki haftalarda oyuncularını motive etmenin yollarını bulması gerekiyor.
Haftanın “kasap et, koyun can derdinde” eşleşmesinde karşılıklı 3’er gol ve bol pozisyon vardı. Can derdindeki Rize’yi taraftarlarının yalnız bırakmasının hiçbir açıklaması olamaz! Başakşehir’de maç sonunda yaşananlar ve bazı oyuncuların kadro dışı kalmasının ligde ve kupada takıma etkisi nasıl olacak; ilerleyen günlerde göreceğiz.

Ligin iki rahat takımının mücadelesinde kazanan Webo’nun golüyle Osmanlıspor oldu. Osmanlıspor yavaş yavaş Hamza Hamzaoğlu takımı olmaya başladı. Öne geçtikten sonra oyunu ve skoru tutmayı başardılar. Alanyaspor’un Haydar Yılmaz’ın kurtarışlarını manalı hale getirmek için en azından puan alması gerekirdi.

2017’nin başarılı iki takımının Antalya’daki eşleşmesi izleyenlere keyif verdi. Trabzonspor rakibini net bir skorla mağlup ederek hem aralarındaki puan farkını dörde çıkardı hem de Galatasaray ile arasındaki farkı ikiye düşürdü. Artık lig dördüncülüğü Trabzon için gerçekçi bir hedef. Antalyasporun ilk 5 hayalleri bu mağlubiyetten sonra suya düşmüş olabilir ancak ne olursa olsun Rıza Çalımbay’ın iki puanla ligin dibinden devraldığı takımı buralara kadar getirmesi muazzam bir başarı.

Beşiktaş beraberliğinden sonra oynadığı 4 maçı da kaybeden Kayserispor düşme hattındaki takımlara umut olmaya devam ediyor. Bu mağlubiyetin ardından Sergen Yalçın’ın istifası da haftanın sürprizi oldu. Ümit Özat’ın forvetsiz oyun taktiği Gençlerbirliği’ne galibiyeti getirdi. 60’dan sonra klasik dizilişe dönen Özat, rakibine fazla pozisyon vermeden maçı tamamlamayı başardı.

Akhisar ile Bursa arasında ilginç bir maç oynandı. Bursaspor önce Batalla ile öne geçti. Ardından Akhisar gerçekleştirdiği ilk dört atağı da golle sonuçlandırdı. Bu galibiyet, 1.Lig’de başarısız olmasına rağmen Akhisar’ın başına getirilen Okan Buruk’a da meşruiyet kazandırdı. Bursa için söylenecek pek bir şey yok. Gelecek hafta Galatasaray karşısında taraftarlarını teselli edecek bir sonuç alamazlarsa sadece Mutlu Topçu’nun değil başkan Ali Ay’ın da koltuğu tehlikede...

Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki rekabet elbetteki futbolumuza renk veriyor. Ancak “Dünya Derbisi” diye bize sunulan bu eşleşmede en son ne zaman futbol oynandığını hatırlamakta zorluk çekiyorum. Sneijder, Van Persie, Podolski, Bruma, Lens gibi dünya yıldızlarının sahada olduğu bir maç nasıl bu kadar zevksiz olabiliyor? Aynı gece oynanan El Classico’nun panzehir etkisi olmasa futboldan soğumamak elde değil.

Derbi maçın umutsuzluk etkisini pazartesi akşamı ligimizin sonuncusu Adanaspor, lig lideri Beşiktaş karşısında oynadığı oyunla azalttı. İki kere geriye düşüp iki kere skoru eşitlemeyi başaran Turuncu Beyazlılar lige veda turlarını atarken futbolseverlerin ağzında güzel bir tat bırakacak gibi. Şenol Güneş’in hem kadro hem de taktik dizilimde değişiklik yaptığı karşılaşmayı zor da olsa kazanan Beşiktaş bu galibiyetle şampiyonluk yolunu yarıladı. Beşiktaş’a galibiyeti getiren golü Lyon karşısında kaçırdığı penaltı vuruşuyla şimşekleri üzerine çeken Tosic’in kaydetmesi, Sırp oyuncuya kaybettiği kredileri kazandırdı. Eski atari oyunlarında yeniden jeton atmak gibi...