Küresel elitlerin doluştuğu Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'nda geçen hafta NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg tekrarladı: "Silahlar barışa giden yoldur". Stoltenberg'in sıklıkla tekrarladığı bu motto'nun tamamlayıcısı, Almanya'daki Ramstein askeri üssünde ABD'nin evsahipliğinde düzenlenen 'Ukrayna Temas Grubu' toplantısıydı. Biden yönetimi, BM onaylı Minsk anlaşmasını öldürerek tetiklediği Ukrayna çatışmasında Avrupalı müttefikleri mobilize etmekte son derece başarılı. Ancak 11 aylık çatışmalarda NATO'nun tüm gücüyle devreye girmesine rağmen 'Ukrayna kazanıyor' anlatısı açısından durum karanlık. Bu sebeple Ramstein, Rusya Federasyonu'nun mutlak yenilgisini sağlamak hedefiyle Kiev'e mümkün olan bütün silahları boca etme kararlılığının sergilendiği adres oldu.

Ne ki yeni 'Wunderwaffen' (mucize silah) tanklar, müttefikler arasında asabiyetin sınandığı odağa dönüştü. Yüksek yakıt tüketimi, eğitim ve bakım yükü gerekçeleriyle M1 Abrams'larını Kiev'den sakınan ABD, işe Almanya'nın Leopard2'lerini koşmak isteyince, olan oldu. Uzmanlara göre Leopard'ın dizel motoru dışında çok da farklı olmayan iki savaş aracı, müttefikler arasında kapışmaya dönüştü. Kimilerinin iddiasına göre Almanya'ya savunma bakanını değiştirecek denli...

ALMAN HÜKÜMETİNİN YALANLADIĞINA ZELENSKİY TEPKİSİ

Ramstein toplantısı öncesinde Ukrayna Savunma Bakanı Reznikov ile Dışişleri Bakanı Kuleba, Türkiye dahil Batı bloğuna, Rusya'nın büyük saldırısı beklentisi altında askeri yardımları artırma çağrısı yaptılar. Ukrayna lideri Zelenskiy'nin odağı ise Almanya'nın Leopard2 tanklarını tedarik etmesydi. Zelenskiy, Tagesschau ve ARD ile söyleşilerinde Almanya Şansölyesi Olaf Scholz'a hitap edercesine, "Leopard'ları verebilir misiniz? Eh o zaman verin! Bu Leopardlar, eğer birileri kaygılanıyorsa, Rusya Federasyonu topraklarına girmeyecek, biz kendimizi savunuyoruz" dedi. Zelenskiy, Almanya hükümetinin alaycı bir dille yalanladığı Scholz'un 'ABD M1 Abrams tanklarını verirse, biz de veririz' şartına atıf yaptı: "Ancak Amerika yaparsa ben de yaparım denmesine izin verilmemeli. Yetişkin insanlarsınız. Altı ay daha böyle konuşabilirsiniz fakat her gün insanlar ölüyor. Eğer siyasi niyet yoksa, o zaman bahaneler aramayın." Tabii Zelenskiy, çok da ileri gitmemek için Almanya'ya müteşekkir olduklarını vurguladı. Kokain çekmesiyle nam salan Zelenskiy'nin aslında tankların işe yaramayacağı söylemlerini filan bir kenara koyalım.

Bu koşullarda Ramstein toplantısının açılışında ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, 'Ukrayna kazanıyor' anlatısı açısından dramatik bir sunum yaptı. Çatışmada 'dönüm noktası' olduğunu buyurdu, "Bayanlar baylar, bu hayati bir an... Yavaşlama anı değil. Daha derine inme zamanı" dedi. Ramstein'dan ABD'nin Ukrayna ordusuna 2.5 milyar dolarlık yeni askeri destek paketi eşliğinde Britanya'dan Challenger2 tankları çıktı. Ama Leopardlar değil. Sonuçları şöyle özetlenebilir:

RAMSTEIN'IN SUNDUKLARI

• ABD ve Almanya henüz tank vermeyecek. AB ülkeleri ellerindeki mevcut Leopardlardan vermeye hazır ama anlaşma sağlanamadı. İlkbahara kadar fırsat penceresi var.

• Britanya ana muharebe tankları Challenger2'lerin ilk transferini (bir düzineden biraz fazla) yapma sözü verdi.

• Kanada NASAMS hava savunma sistemleri siparişi verdi

• ABD, Almanya ve Hollanda'dan Patriotlar verilecek.

• ABD'nin 2.5 milyar dolarlık plaketinde yok yok (8 Avenger hava savunma sistemi, 58 Bradley zırhlı personel taşıyıcılar, 90 Stryker 350 SUV, 19 howitzer, binlerce top mermisi vs.)

• Hollanda da F-16 olasılığını değerlendirecekmiş. Deneyimli pilotları nereden bulacakları ayrı mesele.

Leopart saga'sı Scholz'un "ABD Abramsları gönderirse biz de Leopardları göndeririz" şartının Batı basınına sızmasıyla başlamıştı. Alman basını Ramstein toplantısından bir gün önce Pentagon şefi Lloyd Austin'in Başbakanlık Dairesi Başkanı Wolfgang Schmidt ile şiddetli bir tartışma yaşadığını bile yazmak durumunda kaldı. Scholz'un, bu yolda kadın savunma bakanı Christine Lambrecht'i bile harcaması şimdilik kısmen işe yaramış görünüyor. Lambrecht tuhaf şahsi davranışlar gerekçesiyle yoğun bir karalama kampanyasının ardından istifasını sunmuştu. Perde arkasında 'Ukrayna'ya yardımlarda ağır kalma' eleştirileri yapıldı. Yerine Aşağı Saksonya'dan geçmişte Schröder ekibinden olduğu için Rusya'ya hasmane yaklaşmayan Boris Pistorius'un getirilmesi de kafa karıştırıcıydı. Ne ki Ramstein öncesi Austin'in bizzat görüştüğü Pistorius faktörü eşliğinde Berlin, Leopard2 için 'No' dedi.

Pistorius, Ramstein sonrası Ukrayna'ya Marder ve Patriotların yanında Iris-T sisemi tedarik edeceklerini belirtirken, Leopard konusunda ise hemfikir olunmadığını söyledi. Almanya'nın tereddütüne tüm olası sonuçları tartması gerekçesi getirdi.

'BUNDESWEHR ASLINDA ÇIPLAK!'

Ancak asıl direnenin Almanya ordusu olduğu anlaşılıyor. Business Insider'a göre eski bakan Lambrecht, istifa etmeden bir hafta önce ağır ekipman sayımı istemiş. Lambrecht'in de Pistorius'un da Scholz'ün güvendiği sadık isimler olduğu, asıl direnenin Ukrayna çatışmasının gidişatının ayırdında olan Alman derin devleti olduğu anlaşılıyor. Ne de olsa rasyonel akıl 'bugün tank gönderen yarın savaş uçağı ve asker gönderip alanen savaşa girebilir' diye düşünür. İşin içinde ucuz Rusya enerjisinden olan Alman sanayisi de var.

Nitekim Alman Federal Silahlı Kuvvetler Birliği (Bundeswehr) Başkanı Andre Wüstner'ın "Bundeswehr aslında çıplak! Enerji krizi nedeniyle 2025 yılına kadar ciddi bir silah kıtlığı yaşamamız bekleniyor. Fabrikaların aynı fiyatlarla silah satması kesinlikle kârsızdır" sözleri yansıdı. Würstner, açıkça "Başka bir ülkeye ne tür tank teslimatından bahsedebiliriz" diye sorguladı. Der Spiegel'e göre Alman istihbaratı Ukrayna ordusunun Bakhmut'taki feci durumunu rapor etmiş. Bu krizde bir felakete 'yatırım yapmaktan' kaçınma hali mi mevzu bahis, bilinmez.

Babası Kızılordu ile savaşırken ölen NATO'da da görev yapmış emekli Alman generali Harald Kujat'ın İsviçre'de yayınlanan, Ukrayna savaşının ABD ve NATO orduları tarafından kaybedildiği ve asıl bedeli Almanya'nın ödeyeceği uyarısı içeren değerlendirmeleri ise çarpıcı biçimde hasıraltı edilmiş görünüyor. Kujat, Alman ordusundan ekarte edilen Kay-Achim Schönbach ve Erich Vad'ın ardından açıkça görüş beyan etmeye cesaret eden isim oysa ki.

'AVRUPA'DAKİ EN ÖNEMLİ AMERİKAN SİLAHI; POLONYA'

Lambrecht'in yerini alan Pistorius'un ABD'den zaman istemesi mecburen normal karşılanacak. Berlin'e şimdiden Polonya üzerinden baskı artırılıyor. Ukrayna Savunma bakanı Reznikov, Leopard anlaşması olmadığı için Ukraynalı askerlerin Polonya'ya giderek Leopardlarla eğitim alacaklarını duyurdu. "İlk adım atıldı. Eğitim programını başlatıyoruz" dedi. Almanya izin verirse Polonya 14 Leopard2'yi verecek.

Nitekim Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, Leopardları için Berlin'den izin isteyeceklerini söylese de adeta tehdit etti. İzin çıkmazsa 'küçük bir kaolisyon' kurup bunu yapacakları tehdidi savurdu. Polonyalılar Almanlara 'uluslararası tecrit uygulanır' söylemlerini bile kullanıyor.

Ama daha vahimi Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock'un Fransız televizyon kanalı LCI'ye 'Polonya'nın Leopardları paylaşmak için izin istemediği, istenseydi önünde durmayacaklarını' söylemesi. ABD arzularını ülkesinin ihracat kurallarının üstünde tutabilmesindeki rahatlık.

Bu krizde Rusya'dan ucuz enerjiden olan, faili belli terör saldırısında Kuzey Akım-2 yatırımını yitiren Almanya, fazla direnirse ABD'den pahalı LNG'den de olabilir! İkinci Dünya Savaşı tazminatı için tutturmuş Polonyalıların tank aşağılamasını da sineye çekiyorlar. Amerikalıların Avrupa'daki en has müttefiki Polonyalıların zaten Leopardlarından memnun olmadıkları ve ABD'den Abrams sözü aldıkları belirtiliyor. Tabii AB'deki ortak Fransa'nın da Kiev'e Leclerc tankı sunabileceği duyuruldu. Neyse ki Macron 'Almanya ile koordineli' diye eklemiş.

'BIDEN BUNA İZİN VEREMEZ'

Anglo-Amerikan medyası Scholz'a tam saha yükleniyor. Washington Post editoryalinde 'Almanya, Ukrayna'ya tank göndermeyi reddediyor. Biden buna izin veremez' buyuruluyor. Ne yani Berlin'de rejim mi değiştirilecek? Ramstein'dan Berlin'e tanklar mı yürütülecek? Scholz belki de Ukrayna'daki çılgın neocon projeye atlamadan baştan düşünmeliydi.

En etkilisi ideolojik silah! Nitekim derhal Scholz'un ofisi önünde 'Leopardları ver' protestoları örgütlendi, sosyal medyada hashtag'ler açıldı. 'Polonya'nın cesareti Almanya'yı utandırıyor' yazanlar, 'Son SPD'li Schröder Rusya'ya enerji armağan etmişti, yenisi de...' diyenler. Doğrusu solcu gençlik yılları da didiklenen Scholz'un fazla direnmesi pek mümkün görünmüyor. Şimdiden Der Spiegel Almanya ordusunun tatbikatlarda düşmanı simüle ettiği 19 eski Leopard2'sini gönderebileceğini yazmış. Bundeswehr'in elinde farklı serilerden 312 Ledopard2 bulunduğu, 99'unun onarımda olduğu söyleniyor. Tabii Alman askeri/sınai kompleksinin Sovyelere karşı geliştirdiği bu silahtan 10 Avrupa ülkesinde dahil olmak üzere 3 binden fazlası var. Doğrusu bütün seriler Ukrayna ordusuna sahada üstünlük sağlamaktan da uzak görünüyor. Ama 'hangisi' diye tartışan olmadığı gibi 'sahi, büyük patron ABD neden Abrams'larını vermiyor' diye direten de çıkmıyor.

Bütün bunlara Kremlin'in tepkisi tahmin edileceği gibi: 'Dilediğiniz tankı verin, sonucu değiştirmeyecek.' Rusya liderliği, Ukrayna ordusunu sevk ve idare eden Anglo-Amerikan alemden her şeyi beklediğinden olsa gerek, Moskova'daki kilit binaların üzerine (özellikle radardan kaçan İHA'lara karşı) Pantsir sistemleri konuşlandırmış durumda.

'STRATEJİK OLMAYAN BAKHMUT'A DAİR YENİ TAVSİYELER'

Kollektif Batı, Rusya'nın baharda saldırıya geçip geçmeyeceğine dair papatya falları açıyor. Reuters'e bakılırsa, ABD'liler Ukrayna'dan inanılmaz kayıplar verilen Bakhmut/Artemovsk'tan çekilmeyi salık verdi. Yeni ekipmanlar ulaşana kadar beklenmesini istiyorlarmış. Britanya Savunma Bakanlığı tema değiştirdi, bir süredir Bakhmut/Artemovsk cephesinin stratejik olmadığını söylüyor. Öyleyse o kadar insan neden kurban verildi, diye soran pek yok. Neyse ki, Der Spiegel'in haberinde Alman istihbaratının Bundestag'dan bir grup vekile Ukrayna ordusunun her gün üç haneli sayılarda asker yitirdiğini aktardığını ve Bakhmut'ta yenilginin cephedeki ağır sonuçlarına dair bilgilendirdiği belirtiliyor.

ABD ordusundan yarbay Daniel Davis, 19FortyFive'daki makalesinde güçlü mekanize kuvveler ve zırhlı araçların muharebe kabiliyetini tek başına artırmayacağını belirtirken, deneyimli olmayan bir ekiple bunların kolayca onarım gerektirebileceği yahut metal yığınına dönüşeceğini vurgulamış.

'NAPOLYON-HİTLER VE ZELENSKİY KIYASI'

AB'deki 'analitik aklı' artık Avrupa'yı 'bahçe', dünyanın kalanını 'cangıla' benzeten dış politika şefi Josep Borrell temsil ediyor. Müthiş İspanyol 'sosyalisti', bu kez de 'Napolyon-1812/Hitler-1941 analojisi' yaptı. "Rusya büyük bir ülke, sonuna kadar savaşmaya, neredeyse kaybetmeye ve sonra toparlanmaya alışmış büyük bir ulus. Savaşı kaybettiğini ve ordusunun beceriksiz olduğunu düşünmek absürt" demiş. Bu veciz saptamanın ardından da "O yüzden Ukrayna'ya daha fazla silah vermeliyiz" buyurmuş. Bu sefer farklı olacağını düşünmesine sebep; Zelenskiy'yi Napolyon'dan daha iyi bir stratejist görmesi mi, yoksa Hitler'den daha akıllı bulması mı, anlamak zor.

Avrupa'nın 'dehası', savaş piyasasında belki de 'potansiyel yenilginin günah keçisine' işaret eden tank tartışmaları muazzam. Rusya Telegram kanallarında ise Ukrayna'da celp gönderilmeksizin sokaklarda her yaştan askere toplanan insanların görüntüleri var. Bir de kış koşullarında küçük bir tepeyi çıkamayan M1 Abrams tanklarının videoları...