5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün gündemi yine talan ve rant. Pandemiyi fırsat bilen şirketler doğa talanından geri durmazken, ülkenin dört bir yanında topraklarını savunan yurttaşlar ise direnişlerini sürdürdü

Ranta ve talana karşı mücadele günü!

GÖKAY BAŞCAN

Bugün 5 Haziran Dünya Çevre Günü. Rant ve talana dayalı politikaların çevre üzerinde yarattığı yıkım, ülkede kutlanılacak bir çevre günü bırakmadı. Çevre örgütleri, doğasını toprağını savunan tüm yaşam savunucuları bugünde de ekolojik yıkıma ve ranta karşı mücadele vurgusu yaptı.

5 Haziran’ın, Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Çevre Günü ilan edilmesi üzerinden 48 yıl geçti. Kapitalizmin doğa talanı, biyoçeşitliliği hedef alırken insanlar 400 binden kişinin yaşamını yitirdiği 6,5 milyon kişinin ise hastalıkla boğuştuğu Covid-19 salgınıyla uğraşıyor. Salgın sürecinde bazı fabrikaların kapatılması, insanların eve kapanması sonucunda doğa biraz olsun ‘normalleşti’. Ancak insanların evde kalmasını da fırsat bilen şirketler ülkenin 4 bir yanında doğa talanını sürdürdü.

DİRENİŞ HER YERDE

Virüse rağmen Doğu Karadeniz’den Bursa Kirazlıyayla'ya, Kazdağları’ndan Salda Gölü’ne, Karaburun’dan Saros Körfezi’ne kadar topraklarını savunan yurttaşlar mücadelelerini sürdürüyor.

Doğal Hayatı Koruma Vakfı’ndan yapılan açıklamada ise ‘Doğa ne kadar sağlıklı ise biz de o kadar sağlıklıyız. Doğa ve insan için yeni bir başlangıç’ çağrısı yapıldı.

PANDEMİ SÜRECİNDE 60’A YAKIN PROJE İÇİN DÜĞMEYE BASILDI

Dünya Çevre Günü nedeniyle açıklama yapan sol partiler, doğadaki talana ve yıkıma pandemi sürecinde de devam edildiğine dikkat çekti.

Sol Parti’den yapılan açıklamada, “Pandemi süreciyle doğanın, yaşamın, sağlığın ve bilimin önemi tüm çıplaklığı ile açığa çıktı. NeoliberaI sisteme, emperyalizme göbekten bağlı siyasal İslamcı saray rejimi bu süreçte dahi doğa, yaşam, emek talanına devam etti. İnsanlar karantinadayken dahi altmışa yakın talan projesi için düğmeye basıldı. Ülkemizde dünya mirası olan kıyı, koylar, ormanlar, ırmaklar ve kentleri yaşamı yok edecek olan bu projelere karşı direnen köylüler başta olmak üzere tehdit, baskılara maruz bırakıldı.

ÇEVRE İÇİN TEK YOL KAPİTALİZMDEN KURTULMAK

Emek Partisi’nden yapılan açıklamada, kapitalistlerin eliyle dünyada bir ekolojik yıkım yaşandığına dikkat çekildi. Çevrenin, doğanın, suların ve toprakların yok edilme sürecinden geri döndürmenin tek yolunun kapitalizmden kurtulmak olduğu ifade edilen açıklamada şöyle dendi: varlığını doğanın yağmalanması ve insanın sömürülmesi üzerine kuran bu sistemin değişmesi için mücadele acil ve ertelenemez bir görevdir. Partimiz, kapitalizmden kurtulmak için sadece bir gün değil her gün mücadeleye çağırmaktadır.”

FOSİL YAKITLARDAN DERHAL VAZGEÇİN

Genel merkez’de basın açıklaması düzenleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca ise, tüm dünyayı etkisi altına alan salgın döneminde yaşanan ölümlerin ve salgının yayılma hızının bir kez daha dikkatlice ve etraflıca düşünülmesi gerektiğini ortaya koyduğunu söyledi. Karaca, “Fosil yakıtlardan, yani kömürlü termik santrallardan enerji üretme anlayışından bir takvim dahilinde tamamen vazgeçilmeli, temiz ve erişilebilir enerji kaynaklarına geçiş sağlayacak eylem planları hazırlanmalıdır" dedi.