Google Play Store
App Store

Ekonomide “Her şey rayına oturuyor” diyen Erdoğan, sermeye gruplarından medet umarken halkın tepkisini de dizginleme peşinde. Ancak iktidara karşı itirazını yükselten halk yoksulluğa, eşitsizliğe ve işsizliğe karşı ayakta.

Rayında giden tek şey sizin şatafatınız
Erdoğan DEİK Genel Kurulu’na katılmıştı. (Fotoğraf: AA)

Politika Servisi

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önceki gün katıldığı Dış İlişkiler Ekonomik Genel Kurulu (DEİK) ve Ustalara Saygı Ödül Töreni’nde yaptığı konuşma dikkat çekti. Erdoğan önce 31 Mart yerel seçimlerinde seçim ekonomisini işletmedikleriyle övündü ardından ise ekonominin rayına oturduğunu iddia etti.

Muhalefete yüklenmeyi ihmal etmeyen Erdoğan, karamsar senaryoların gerçekleşmediğini de sözlerine ekledi. Erdoğan’ın konuşmasından bir diğer öne çıkan bölüm ise sermaye gruplarına yurttaşlara sağladıkları iş imkânı için teşekkür etmesi olurken ihracatta da rekor kırdıklarını söyledi.

Tüm bunların üzerine bahsettiği tasarruf paketi ve Orta Vadeli Ekonomi Programı ile de gelecek dönem için umut sattı.

İhracatta rekor kıran, tasarruf paketleri ve önlerine koydukları kalkınma programlarıyla krizin karşısında mücadele eden bir iktidar görüntüsü çizmeye çalışan Erdoğan ağzından çıkan bir takım verilerle de söylediklerini desteklemeye çalıştı.

Öte yandan sıcak paraya muhtaç olan Erdoğan, sermayeye güven verme arayışını sürdürürken IMF’siz IMF programı olarak adlandırılan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in kemer sıkma politikalarına da sıkı sıkı sarılmış bir vaziyette.

Erdoğan’ın ekonomiye dair bahsetmedikleri ise ülkenin asıl gerçeklerini oluşturuyor. Yaratılan yoksulluktan, derinleşen krizden, eşitsizliklerden, alım gücünün düşmesinden, işsizliğin artmasından bahsedemeyen Erdoğan için her şey rayında gözüküyor. Ancak Erdoğan’ın 22 yıllık iktidarı tüm bunları adım adım işledi.

Cumhuriyet tarihi boyunca rekor düzeyde gerçekleşen özelleştirmelerle kriz gün be gün derinleştirildi. Kamu kaynaklarını olabildiğince elinde çıkaran iktidarın bu politikaları, dışa bağımlılığın artmasında, işsizliğin hat safhaya çıkmasında, enflasyonun yükselmesinde oldukça pay sahibi. Özelleştirmelerin yanı sıra buradan elde edilen kaynakların kullanımı da krizi günden güne besledi. Peşkeş çekilen kaynaklar tarikatlara, cemaatlere, yandaşlara dağıtıldı. Kamunun kaynakları iktidarı siyasal alanlarda da ayakta tutan bu gerici yapılara sonuna kadar açıldı. Ülke bir vergi cennetine döndürüldü. Temel ihtiyaçlardan, giyime, temizlik ürünlerine kadar gelen vergiler vatandaşın belini büktükçe büktü. Sıra müteahhitlere, patronlara, yandaş vakıflara gelince ise milyarlarca liralık vergiler buhar oldu uçtu.

BÜTÜN KESİMLER İSYANDA

Erdoğan’ın bahsedemediklerinin yanında ise yoksulluğun, geleceksizliğin, eşitsizliğin içerisine düşmüş yurttaşlar bulundukları her alandan tepkilerini yükseltmeye devam ediyor.

Geleceği çalınan gençler, emekleri görünmez kılınan kadınlar, iş yerlerinde mobbinge uğrayan, düşük ücretlere kötü koşullarda çalıştırılan işçiler, açlığa sefalet ücretlerine maruz bırakılan emekliler bulundukları her alandan gerçeği açığa çıkartıyor.

Üniversitelerde yemek zammına karşı başlatılan direnişlerden, fabrikalarda başlatılan grevlere, öğretmenlerden doktorlara, veterinerlerden mali müşavirlere gerçekleşen protestolardan, hakları için sokağa çıkan kadınlara, açlık ve sefalet ücretlerine mahkûm değiliz diyerek miting alanlarını dolduran emeklilere kadar herkes Erdoğan’a ‘yeter’ diyor.