Amerikan emperyalizmi “sancılı bir geçiş süreci”nin girdabında debelenirken Asya-Pasifik merkezli yeni bir dünyanın temelleri atılmaya çalışılıyor. Trump’ın neden olduğu dört yıllık “sapma”nın ağır darbe vurduğu Amerikan liberal demokrasisi yaralarını sarmaya çalışırken, kapitalist aktörlerin yeni yol arayışları kendisini farklı şekillerde dışa vuruyor. Yılın son günlerinde neo liberal kapitalizmin geleceği açısından iki büyük anlaşma imzalandı. Büyük bir dönüm noktası olacak bu anlaşmaların ikisi de Çin merkezli.

1) Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP):

15 Kasım’da Çin’in de aralarında bulunduğu Asya-Pasifik bölgesindeki 15 ülke, Vietnam’ın ev sahipliği yaptığı ASEAN Zirvesi’nde dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşmasını imzaladı. 8 yıl süren müzakerelerin ardından Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklığa (RCEP) imza koyan ülkeler şunlar; Brunei, Kamboçya, Endonezya, Laos, Malezya, Myanmar, Filipinler, Singapur, Tayland, Vietnam, Avustralya, Çin, Japonya, Güney Kore ve Yeni Zelanda. Uluslararası ajanslara da düşen haberlere göre “2 milyar 200 milyonluk nüfusu kapsayan, küresel gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 30’una tekabül eden RCEP anlaşması kapsamında ülkeler aralarındaki gümrükleri kademeli olarak azaltacak, ortak ticaret kuralları sayesinde liberal küreselleşmenin önü açılacak.” Tarihin en büyük serbest ticaret anlaşmasını Singapur Başbakanı Lee Hsien Loong, “büyük bir dönüm noktası” olarak nitelerken, Vietnam’ın başbakanı Nguyen Xuan Phuc da anlaşmanın “bölgedeki ülkelerin ekonomik liberalleşmeyi ve entegrasyonu güçlendirmek istediğinin bir göstergesi olduğunu” ifade etti.

2) AB-Çin Kapsamlı Yatırım Anlaşması (CAI):

Bir diğer serbest ticaret anlaşması da 30 Aralık’ta Avrupa Birliği (AB) ile Çin arasında imzalandı. 7 yıl süren müzakerelerin ardından prensipte anlaşılan AB-Çin Kapsamlı Yatırım Anlaşması (CAI) ana hatlarıyla, iki tarafın birbirinin pazarına erişiminin önünü açıyor. Anlaşma, AB’nin dünyanın yeni süper gücü olarak adlandırılan ve en büyük ekonomik gücüne sahip Çin ile ekonomik ilişkileri ilerletme yönündeki en kapsamlı teşebbüsü olma niteliğini taşıyor. DW’deki habere göre “Anlaşma kapsamında Avrupalı şirketlerin Çin pazarına girmesinin kolaylaşması öngörülüyor. Aynı zamanda anlaşma ile birlikte daha adil rekabet şartları ve yeni iş fırsatları mümkün kılınacak. Almanya Ekonomi Bakanı Peter Altmaier’ın ‘anlaşmanın bir kilometre taşı ve büyük bir başarı’ sözleri” Avrupalı egemenlerin genel bakışını özetliyor. Alman ve Fransız medyasında anlaşmanın önemine vurgu yapan yazılardan geçilmiyor.

EGEMENLERİN BİRLİKTELİĞİ

Her iki anlaşmaya ABD’nin vereceği tepki merak konusu. Bugünlerde kaotik bir dönemden geçen ve içerideki sorunlarla meşgul olan Washington’ın Biden ile birlikte bu anlaşmalara çomak sokması kuvvetle muhtemel. Bu da egemenler arası yeni bir krizin habercisi.

Neo liberal kapitalist sistemin içine düştüğü yapısal krizi aşmak için yöneldiği arayışların hiçbirisinin açlığa, yoksulluğa, geleceksizliğe mahkûm ettiği halklara, toplumlara bir faydası yok. Her türlü “serbest ticaret” anlaşması, öncekiler gibi egemenler için daha fazla sömürü, daha fazla kar demek olacak.

Bu döngüyü aşmak için, halkların, toplumların, ezilen milyarların yeni bir yol, yeni bir dünya yaratmaktan başka çıkar yolu yok. Tıpkı MÖ 247–MÖ 183 yıllarında yaşamış efsanevi Kartacalı komutan Hannibal’ın zorlu kış koşullarında Roma’ya yürürken emrindeki yüz binlik ordu ve fillerle birlikte Alp Dağları’nın geçit vermez sarp yamaçlarına vardığında umutsuzluğa kapılan komutanlarına söylediği gibi; “Ya yeni bir yol bulacağız, ya yeni bir yol yapacağız.”

EZİLENLERİN ENTERNASYONALİZMİ

Kapitalizmin bütün aşılmaz sanılan dağlarını, duvarlarını yeni yollar bularak, yeni dayanışma ağları inşa ederek aşmaktan başka yol yok. Almanya Komünist Partisi (KPD) önderlerinden Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’in katledilişlerinin 102’nci yılında Berlin’de gerçekleştirilen Rosa Luxemburg Konferansı’nın da ana temalarından olan “yeni bir enternasyonalizm” inşa etmenin zamanı. Vakit kaybetmeksizin hem de. Salgınla birlikte daha da derinleşen neo liberal kapitalist sistem bütün kötücüllüğüyle milyonların üzerine çökmeden yeni bir enternasyonalist birlik inşa zamanı… “Yeni Enternasyonalizm” Taksav bünyesinde oluşturulan Sol Forum’un önündeki çalışma başlıklarından da bir tanesi aynı zamanda. Evet, yeni bir yol bulmanın zamanı.