Geçen haftanın tüm dünyayı şaşırtan olayı, İngiltere’nin halk oylaması sonrası Avrupa Birliğinden çıkma kararıydı.

Karar o kadar önemli ki, henüz kimse olayın tam farkında değil.

Bu olay, “soğuk savaş” sonrası büyük emeklerle kurulmaya çalışılan “yenidünya düzeninde” karşılaşılan ilk büyük kaza olarak değerlendirilmeli!..

Hasar tespiti çabuk yapılamaz, önlemler radikal bir şekilde alınamazsa, dünya için ve de özelikle AB adına, kaos dönemi başlar!..

Oluşan kaosun yaratacağı engebeli yollarda daha çok hasarlı kazalar olur!..

• • •

Üçüncü Emperyalist yayılma süreci olarak da değerlendirebileceğimiz Sovyetler Birliğinin dağılma sonrası, ABD’nin tekelci gücü karşısında bir araya gelen Avrupa, önce ekonomik ama nihai hedef olarak, Avrupa Birleşik Devletlerine dönüşecek planı 1990larda uygulamaya koydu.

Ortak yaşam standardı, bölüşüm, para, ortak vize, gümrük birliği diyerek, ortak orduya geçerken birden İngiltere’nin ayrılışı birlik içinde şoka dönüştü.

Bu şok anlaşılan çok şeyi tetikleyecek ve gidişat farklı bir yöne evrilecek...

• • •

Avrupa, Rusya, Anadolu ve Ortadoğu ekseninde yaşanan olayların yarattığı terör, ölüm korkusu ve göçe karşı birlikte çözüm aramaya çalışan AB ülkeleri için ufukta yeni ve ciddi sorunlar görünüyor.

Ülkeleri kıskaç altına alan terörden kurtulma doğrultusunda yapılan çalışmalar, bundan böyle değişmek zorunda!..

Strateji, taktik, program ve de plan değişiklikleri hem zaman alacak, ham de durup dururken yeni harcamalara neden olacak.

Ama tüm bunların ötesinde, “yeni Avrupa hayali” ve dünyanın ikinci büyük gücü” olma hedefi yeniden gözden geçirilecek.

• • •

Bu gün yaşanan “küreselleşme vakasının” bir diğer gerçeği de, “güçlüler ve güçsüzler düzeninde”, korku ve zafer duygularının toplumsal etkilenme hızının, bilinenden daha da fazla olması.

Ayrıca,” Talep/çözüm önerileri” karşılık bulmazsa, o ana kadar yapılanları bireysel tercihleri adına kolayca yıkılabilecek bir anlayışın varlığı da bilinmekte.

Özellikle gençler arasında gelişen “yeni dalga yaşam biçimi,” siyasal yönetimlerin “küresel değişimi “ daha farklı kavranması gereğini getiriyor.

Teknolojik iletişim çağını yaşayan dünyada bu anlayışının yayılma sürati de tahmin edilemez bir noktaya erişti.

• • •

İngiltere halkının bu kararı, başka yerlerde, başka toplumlara, farklı taleplerinin uygulanması için önce ifade etme, daha da sonrasında da “referanduma başvurma” cesaretini vermiştir...

Görülen o ki, birçok ülkenin yurttaşı, insan haklarına duyulan saygıya rağmen emeğin değerlendirilmesindeki sınırlara ve sermayenin daha öne çıkarılmasından dolayı rahatsızlar!.. Kendilerinin doğrudan muhatap oldukları “Ülke yönetimlerinin” atıl kalmasını kabul edemiyorlar. Siyaset yapma şeklinin “yerelden Brüksel’in eline geçmesinden” memnun değiller.

Bu nedenlerle AB’ye karşı gidilecek referandumda İngltere’ye benzer sonuç alacaklarını biliyorlar.

Bu durum AB için tehlike çanlarının çaldığını gösteriyor!..

• • •

Ayrıca İngiltere referandumu sonrası, ülke içinde oylamaya karşı çıkan tepkiler ise, AB düzenini koruyan kurallar ve teamüllerin bozulmasına neden oluşturacaktır.

Kısaca, dünya 2000’li yılların başında bir kez daha “yeni ve farklı bir düzene” doğru yelken açmaktadır!...

• • •

Referandum sonrası İngiltere başbakanı Cameron, istifa edeceğini açıkladı.

Partisinin ekimde yapacağı genel kurulda “başkanlık ve başbakanlığı bırakacağını” söyledi. Gerekçesi çok medeni ve akılcı!..

Başarısızlık olarak gördüğü oylama sonrasında “Birleşik Krallığın geleceğini, yeni ve daha güçlü bir yönetim hazırlamalı“ düşüncesinde!..

• • •

Doğru ve örnek alınması gereken bir tavır!..

Aslında “Birleşik Krallık“ olarak bilinen ve hala içinde farklı ülke ve toplumları barındıran “Büyük Britanya Krallığı” bu oylamayla birlikte, asırlar sonra ciddi bir yol ayrımına geldi.

AB içinde kalmak isteyen İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda, Birleşik Krallık için artık ciddi sorun odağıdır!..

Önümüzdeki dönemde gelişen olaylar belki de Birleşik Krallığın, AB’den önce, dağılmasına neden olacak...

Buna Londra merkezli, özellikle gençlerin “geleceğimizi yok ettiniz” diyerek, yeniden referanduma gitmek için imza toplamasını eklersek, işin boyutu İngiltere’yi de aşacak hale gelebilir.

İngiltere’nin bundan sonra yapacakları sadece AB’yi değil, aktif rol oynadığı Ortadoğu’yu ve en yakın ortağı olan ABD’nin Akdeniz ve Kafkaslardaki ilişkilerini de etkileyecektir!..

• • •

Nitekim referandumun hemen ertesi günü, Merkel dolayısıyla Almanya’ya rağmen, AB’nin kurucu ülkeler, İngiltere’nin ivedilikle birlikten ayrılmasını beklediklerini açıkladılar!..

Kurucu ülkelerin hızlı bir şekilde İngiltere’den kurtulmak istemesinin altında yatan neden yoruma açıktır!.. Bunlardan biri olarak acaba bu güne kadar açıkça dile getirilemeyen, ABD’nin Truva Atından kurtulma fırsatçılığı mıdır?

Ancak daha gerçekçi olursak kurucuların asıl düşüncesi, İngiltere’nin taleplerinden etkilenen AB içindeki ikinci çemberi oluşturan ülke halklarının, benzeri sorun ve isteklerine birliğin yeterince cevap verememe korkusudur!..

• • •

İngiltere’nin AB’den bu gün için çıkması Türkiye için kötü olmuştur.

AB dağılma sürecine girmese de yaşanan travmada Türkiye, mevcut AB ülkeleri tarafından korkulan, istenmeyen bir konuma sokularak, daha da ötelenecektir.

Türkiye’ye sadece ülkelerindeki göçmenlerin Anadolu’ya gönderilmesi planlarının gerçekleşmesi adına ilgi gösterecekleri bir ülke konumundadır. Kısaca çıkarları bu olduğu için Türkiye’yi oyalamaya devam edeceklerdir.

Ancak kendini ülkeye ait görmeyen RTE/AKP düşüncesi, bu oyuna gelebilir. Çünkü onların hevesi, göçmenler ve ülkenin yaşayacağı sıkıntılar değil, bir milyon göçmenin kabulü bahanesiyle verilecek olan 3 milyar avrodur!...

Böylece başkanlık sistemi için yapılacak algı çalışmalarına kaynak bulunmuş olacaktır.

• • •

İç dengesi sallantıda olan AB, Ortadoğu karanlığında çözüm oyuncusu olmaktan geri duracaktır.. Belki savaş sonrası kurulacak masada oturacaktır ama çok güçlü olarak değil.

Tabii böyle bir masa kurulduğunda o masaya Türkiye’nin oturması daha da zorlaşmıştır.

• • •

AB ile ilişkilerimizde gelecekle ilgili görünen bir şey varsa o da, Türkiye ile ilişkilerini en alt düzeye indirecek olmasıdır.

• • •

AB’nin uzaktan seyrettiği ortamda yalnız kalan ABD ve Rusya, gerek Suriye ve Irak’ın hudutları ve yeni boru hattı boyunca oluşacak yönetimlerin sınırlarının belirlenmesinde, gerekse doğu Akdeniz’in yer altı doğal ve enerji kaynaklarının bölüşümünde kendi çıkarlarını koruyan bir uzlaşmaya gidecektir.

AB’nin Ukrayna üzerinden geliştirdiği Kafkasya hayalleri şimdilik bekleme de kalacaktır.

Bu konum ABD’ye de zarar verecek... Rusya, yalnızlaşan ABD’yi bu bölgeye sokmaz...

• • •

İngiltere oylaması, dünya için beklenmedik müthiş zor sorunların kapısını açmıştır!

AB hızla kendi meselesini çözemezse, oluşacak kaos bölgemiz ile ülkemizde sıcak sorunları ve korkutucu olayları yaşatacaktır!...