Rehabilitasyon öğretmenleri yine görmezden geliniyor
Özel rehabilitasyon merkezlerinde görev yapan öğretmenlerin durumu koronavirüs salgınıyla beraber daha güçleşti. Eğitime ara verilmesi nedeniyle yaklaşık 35 bin öğretmenin ücreti de kesildi. MEB ise çağrılara yanıt vermiyor
KARDELEN TATAR
Özel eğitim alması gereken çocukların devam ettiği rehabilitasyon merkezlerinde görev yapan öğretmenlerin zaten güç olan koşullarını daha da zorlaştırdı.
Salgın sonrası eğitime ara verilmesiyle ücretli olarak çalışan öğretmenler adeta işsiz kaldı. Derse giremedikleri için ücret alamıyorlar. Rehabilitasyon öğretmenleri sosyal medyadan Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrı yapsa da şu ana kadar kendilerine bir yanıt verilmedi. Rehabilitasyon öğretmenleri yaşadıkları mağduriyeti anlattı.
35 BİN ÖĞRETMEN VAR
Rehabilitasyon öğretmeni Galip Oğuz: "2008-2009 arası ücretli öğretmenlik yaptım. 2010’da MEB’den zihinsel engelliler sınıf öğretmenliği sertifikamı aldım. 10 yıldır çeşitli rehabilitasyon merkezlerinde çalışıyorum. Biz, 5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na tabiyiz. Çalışma koşullarımız ise 4857 Sayılı İş Kanunu’na göre düzenleniyor. Aramızda üniversitelerin özel eğitim, zihinsel engelliler sınıf ve okul öncesi öğretmenliği, çocuk gelişimi bölümü mezunları da var, fizyoterapist, psikolog, odyolog ve dil terapisti olanlar da. 2 bin 650 özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde 450 bin civarında öğrenci eğitim görüyor. İstihdam edilen öğretmen sayısı ise 35 bine yakın. MEB bütçesinden öğrencinin aldığı her ders başına kurumlara para ödeniyor. Yani devlet, özel kurum sahibine ödeme yapıyor. Kurum sahibi giderleri buradan karşılıyor.
İŞ GÜVENCEMİZ OLMADAN ÇALIŞIYORUZ
Çalışma saatlerimiz 08.00-19.00 arası. Haftada 1 gün iznimiz var. 40 saat zorunlu eğitim veriyoruz. Ancak bir günde 11 saat bulunma maddesinden dolayı işverenin inisiyatifi bırakılıyor mesaimiz. Sömestr ve yaz tatili yok. 12 ay çalışıyoruz. Yıllık izinlerimizi ise tam manada kullanamıyoruz.
Özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenler olarak, tüm öğretmenlerin benzer sorunlar yaşadığını görüp, bunları çözme adına birlik olma kararı aldık. Amacımız öncelikli olarak eğitimde kalitenin artırılması ve öğretmen kimliğine yakışır çalışma ortamlarının oluşturulması."
TELAFİ EĞİTİMİ NASIL YAPILACAK BİLMİYORUZ
Rehabilitasyon öğretmeni Hatice Cengiz, Elazığ depremi sonrası yaşanan sıkıntıya dikkat çekerek şunları anlattı: Deprem sonrası özel eğitim kurumları ve rehabilitasyon merkezleri tatil edildi. Rehabilitasyon öğretmenleri de mağdur oldu. Özel kurumlar devletin kendilerine ödeme yapmadığını öne sürerek öğretmenlere maaş ödemedi.
Bize ya da işverenlerimize tatil bir bilgilendirme yapılmadı. Öğrencilerin ders telafileri verilecek diye yuvarlak açıklamalardan başka. Farz edelim dönem sonuna kadar eğitime başlanmadı bunca birikmiş telafiler nasıl yapılacak. Ne kurumların bununla ilgili bir çalışması var ne de öğretmenlerin. Özel rehabilitasyon merkezleri meseleye işletme mantığıyla bakıyor. Para kazanma kaygıları öğrencilerin eğitimlerinin ve öğretmenlerin adil ücret almalarının önüne geçiyor. Biz diyoruz ki madem tüm finansman devlete ait neden biz öğretmenlerin akıbeti, patronların insafına bırakılıyor. Devletin rehabilitasyon merkezlerini bünyesine alması avantaj sağlayacak, ticari kaygı olmadığı için öğrenci eğitimini daha sağlıklı bir şekilde alacak ve öğretmenler de iş kaygısı olmadığı için daha pozitif ve özverili bir şekilde eğitimini verecek.
NE TATİLLERİ VAR NE TAZMİNATLARI
Rehabilitasyon öğretmeni Galip Oğuz, yaşadıklarını sorunları madde madde şöyle aktardı:
>> Asgari ücret ya da bunun çok az üzerinde maaş alıyoruz.
>> Asgari ücretin üzerinde ücret alınıyorsa da SGK primi düşük yatırılıyor.
>> Süreli iş sözleşmesine bağlı olduğumuzdan iş güvencesi yok.
>> Kıdem tazminatı veya emeklilik tazminatı yok.
>> Maaşlara asgari geçim indirimi uygulanmıyor.
>> Kadın öğretmenler süt izni, erkek öğretmenler babalık izni kullanamıyor.
>> Nöbetçi öğretmen ücreti, eğitime hazırlık ödeneği yok.
