Reisi’nin ölümünü kutlayan İranlı kadınlar BirGün’e Konuştu: Üzülmedik, savaşacağız
Molla rejimi helikopter kazasında yaşamını yitiren Reisi’nin yasını tutarken tüm baskılara, idam cezalarına, işkencelere rağmen özgürlüklerinden vazgeçmeyen İranlı kadınlar ‘üzülmedik, yas tutmuyoruz’ diyor.
Sarya TOPRAK
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın helikopter kazasında yaşamını yitirmesi molla rejimini yasa boğarken kadınlar ve muhalifler üzgün değil. Muhalif binlerce kişinin katledilmesinde büyük payı olan “rejimin celladı” için beş gün yas ilan edilen ülkede Reisi’nin ölümünün ardından kadınların paylaştığı kutlama videoları dikkat çekti.
YAS TUTMUYORUZ
‘Ahlak polisi’ tarafından gözaltına alındıktan sonra yaşamını yitiren Mahsa Amini’nin ölümünün ardından patlak veren protestolarda, polis saldırısı sonucu kolunu kaybeden Sima Moradbeigi, gözünü kaybeden Mercedeh Shahinkar ve Kosar Eftekhari de ‘kutlama’ görüntüsü paylaşan isimler arasında yer aldı.
Kadınlar saçları açık, içki içerken yaptıkları paylaşımlarda ‘yas tutmuyoruz’ dedi. Sosyal medya üzerinden paylaşımlar yapan kadınlar Reisi’nin hesap vermeden öldüğünü belirterek rejimi yıkmadan mücadelelerinin bitmeyeceğini söyledi. Kadınlar "Yaşamlarımız için eylemlerimiz sürecek" dedi.
KUTLAMAMIZIN BAŞLANGICI
Eftekhari X üzerinden paylaştığı videoda şunları dedi: “Gözüme sıktığın kurşunun sesini, gözümün patlama sesini hâlâ duyuyorum. Doğru, İran’ın en güzel çocuklarının katili, halkın kasabı İbrahim Reisi’nin ölmesine çok sevindik. Bu bizim kutlamamızın başlangıcı.”
Gazeteci ve insan hakları savunucusu Mesih Alinejad ise yine X üzerinden yaptığı paylaşımda şöyle konuştu: “Pek çok genç İranlı, özellikle de ayaklanmalarda yaralanan kadınlar, onun ölümü üzerine sevinçle dans ettikleri videoları paylaşırken neden duygularımı gizleyeyim ki? Biz İranlılar, Hamaney’in ve onun dini diktatörlüğünden kurtulacağımız güne kadar özgürlüğümüz, demokrasimiz ve onurumuz için savaşacağız.”
BEN HAYATTAYIM, O ÖLDÜ
Mahsa Amini’nin katledilmesinin ardından protestolara katıldığı için rejimin baskısına maruz kalarak Türkiye’ye göç eden Parisa da Reisi’nin hesap vermeden gittiğini söylüyor. Türkiye’ye göç etse de endişeleri bitmeyen Parisa, BirGün’e konuştu. İran’da yaşayan ailesi ve kendisinin can güvenliği için gerçek adını gizleyerek takma bir isim tercih eden Parisa, konuşmasına korkmadan konuşabileceğimiz günler için mücadelemiz sürecek sözleriyle başladı.
Parisa sözlerine şöyle devam etti: “Mahsa Amini’nin türbanını ‘rejimin istediği gibi’ takmadığı için katledilmesi beni hayatım için iyice endişelendirdi. Amini için yapılan eylemler umutlandırsa da artık İran’da nefes alamadığımı hissediyordum. O yüzden Türkiye’ye gelmeye karar verdim. Yolda yürürken şiddet görmekten ya da daha kötüsü öldürülmekten korkmayacağım bir hayat istedim. Buraya gelince de her şey çok iyi olmadı tabii. Ailem orada. Her gün gözlerimi açar açmaz onları arıyorum. Bir gün başlarına bir şey gelirse ve ben yanlarında olamazsam diye korkuyorum. Reisi’nin öldüğünü öğrenince bir rahatlama hissettim. Mutlu oldum. Ben hayattayım ama o öldü. Reisi akrabalarımı öldürdü, arkadaşlarımı öldürdü, hiç tanımadığım ama kalbimin birlikte attığı kadınları öldürdü. O yüzden sevinçli videolar paylaşan kadınları gülümseyerek izliyorum. Bir katilden kurtulduk. Ama binlercesi var. Bu rejim yıkılınca ülkeme dönmek, ailemle olmak istiyorum.”
ÖZGÜRLEŞMEDEN VAZGEÇMEK YOK
İranlı kadınlar kadın katili rejime karşı yıllardır dünyanın en büyük kadın direnişini örgütlüyor. Ülke çapında sert bir şekilde uygulanan başörtü zorunluluğuna karşı sivil itaatsizlik eylemleri her fırsatta sürdürülüyor. Kadınlar ağır cezaları göze alarak kamusal alanlarda başörtüsünü çıkartarak diğer kadınları bu zorunluluğa karşı çıkmak için teşvik ediyor. Protesto videolarını sosyal medya aracılığıyla #No2Hijap etiketiyle paylaşan kadınlar çoğu videoda yüzlerini ve kimliklerini saklamadan Devrim Muhafızları’na ihbar edilme riskini göze alıyor.
Eylül 2022’de Tahran’da başörtüsü takma kurallarına uymadığı gerekçesiyle ‘ahlâk polisi’ tarafından gözaltına alınan 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ölümünün ardından başlayan kadın eylemleri ülke genlinde kitlesel bir başkaldırıya dönüştü. Amini’nin toprağa verildiği 17 Eylül’den itibaren yaygınlaşan eylemlerde saçlarını kesen kadınlar, “Saç yoksa günah da yok” diyerek molla rejimine karşı seslerini yükseltmeye başladı.