Rejimi birleşerek yeneceğiz
Ankara’da ‘Hep Beraber’ çağrısıyla yapılan buluşmaya SOL Parti, DİSK, KESK, TMMOB, demokratik kitle örgütleri katıldı. Yürüyüşte iktidarı protesto eden binler, “Saray rejimini birleşerek yeneceğiz” vurgusu yaptı.

Haber Merkezi
Yurdun dört bir yanında protestolar sürerken Ankara’da ‘Hep Beraber’ çağrısı ile SOL Parti, KESK, TMMOB, DİSK, ATO ve Tüm Emekliler Sendikası, Ankara Çağdaş Demokrat Muhasebeciler Grubu ve yurttaşlar "halk yürüyüşü" gerçekleştirdi.
Kolej Kavşağı’nda bir araya gelen kitle saat 14.00 itibarıyla yürüyüşe başladı. Kalabalık, "İsyan, devrim, özgürlük" sloganlarıyla Ankara’da eylemlerin merkezi olan Güvenpark’a yürüdü. Kolej Meydanı’nda bir araya gelen çok sayıda yurttaş, Ankara’da protestoların merkezi olan Güvenpark’a yürüdü. Üniversite öğrencilerinin de yoğun katıldığı yürüyüşte binler, yine Güvenpark’a aktı. SOL Parti adına açılış konuşmasını yapan Parti Meclisi Üyesi Sercan Dede, "Susmayacağız ve meydan okumaya devam edeceğiz" dedi. Saray rejiminin terör ve tehdit politikalarına devam ettiğini kaydeden Dede, sabah saatlerinde üniversitesi öğrencilerinin operasyonlarla gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
Gençliğin bugüne kadar baskı ve yıldırma politikalarına karşı susmadığını ifade eden Dede, "Gençler barınamıyor, okuyamıyor, beslenmiyor, yaşayamıyor. İşte bu isyan hayatını kazanmak isteyen gençlerin isyanıdır. Bu isyanın soluğunu devam ettireceğiz. İlan ediyoruz; o gençler ne suç işlediyse biz de aynısı işliyoruz. Direnmek, hakkını aramak suç değildir; yurttaşlık görevidir" dedi. İktidarın halkı sefalete sürüklediğine vurgu yapan Dede, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bunlar kendi iktidarlarının bekası için tüm halkı sefalete sürükledi. Emekçileri yoksulluğa sürükledi. Ne için bir grup azınlığın mutluluğu için. Ama biz buna razı olmayacağız. Tek adama bir kez daha meydan okuyoruz. Susmayacağız teslim olmayacağız, kazanacağız.
Çocuklarımıza bir öğün yemeği çok görüyorlar. İsyanımız bu düzenedir. Emeklilere açlığa mahkum ettiler. İnsanca yaşamak istiyoruz. Bütün yer altı yer üstü kaynaklarımızı yandaşa peşkeş çektiler. Tek adam diktatörlüğüne razı değiliz. Saray’ın bir günlük masrafı ile binlerce gencin karnı doyuyor. Bu düzene yeter diyoruz. Bizi kavgaya davet ettiler. Davetleri kabulümüzdür. kavgaysa kavga, artık yeter. Faşist politikalardan kurtulmanın yolu birleşik mücadele. Biz güçlüyüz biz haklıyız. Haklın iradesinin yok sayılmasına karşın mücadelemiz her alanda birleşik bir şekilde devam edecektir."
BİRLİKTE MÜCADELE
DİSK İç Anadolu Bölge Temsilcisi Birgül Kaya, yaptığı konuşmada günümüzde hukukun askıya alındığı, adaletin işlevsiz hale getirildiği ve dikta rejiminin kurumsal hale geldiği bir sürecin yaşandığını belirtti. Birlikte mücadele vurgusu yapan Kaya şöyle konuştu: "İstanbul’da halkın seçtiği belediye başkanına yönelik uygulanan baskı ve müdahaleler demokrasinin en temel hakkının ihlal ediyor. seçme ve seçilme hakkını bile bu koşullar altında değersizleştiriliyor. Bu durum ülkemizin keyfi bir yönetimin karanlık gölgesinde sürüklemekte ve insanların umudunu zedeliyor. Ancak bu karanlık devrin uzun sürmeyeceğini biliyoruz. gençlerimize gazetecilerimize emekçilere ve tüm toplum kesimlerine yapılan saldırılar demokrasinin ve halkın iradesinin ne kadar değerli olduğunu bize biz kez daha ifade ediyor. Artık seçimsiz bir Türkiye tehdidi ile karşı karşıyayız. DİSK olarak tarihi boyunca anti demokratik ve baskıcı uygulamalara karşı durduğumuzu ve bundan sonra da demokrasiden yana olmaya devam edeceğiz. Birlikte hareket ettiğimizde mutlaka kazanacağımızı bir kez daha duyuruyoruz."
ZAFER SOKAKTA
KESK Ankara Şubeler Platformu adına konuşan Eylem Ergüven de kampüslerde direnen öğrencilere selam göndererek konuşmasına başladı. Ergüven, " Bizler bu ülkenin gerçek yurt severleri olarak, yurttaşlık hakkımızı kullanarak son sözün bize ait olduğunu üzere günlerdir meydanları alanları dolduruyoruz. Zafer elbette sokaklarda kazanılır. Bu ülke direne direne kuruldu. Bu iktidarı deviren kadar sokaklarda olmaya davet ediyoruz. Hakkımızı alana kadar buradan bir adım geri gitmeyeceğiz."
TMMOB Ankara İKK Sekreteri Seyit Ali Korkmaz, ülkenin geleceğine saldırıldığını belirtti. Korkmaz, umudun sesini büyütmek gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: "Dikta rejiminin alenen kurumsallaştığı hukukun fiilen askıya alındığı işlemez hale getirildiği bir süreçten geçiriliyoruz. sandık demokrasisine dahi tahammül edemiyorlar. Hepimiz biliyoruz bu rejim kalıcı değil, meşruluğu yok. Kendileri de bunu biliyor. Bu yüzden durmaksızın saldırıyorlar.”
ATO adına konuşan Başar Beyoğlu, DSÖ’nün sağlık tanımı hatırlatarak konuşmasına başladı. Beyoğlu, "Hukukun üstünlüğünün yok sayıldığı, adaletin ortadan kaldırıldığı bir ülkede yalnızca yurttaşların siyasi hakları değil yaşam koşulları ve özgürlükleri de tehdit altındadır. halkın iradesine yapılan her müdahale halk sağlığı sorunudur" ifadelerini kullandı.
Tüm Emekliler Sendikası adına konuşan Ali Rifat Temel, emeklilerin temel sorunlarına değinerek şunları söyledi:
"Emeklilerin aylıklarının yeni başlayan memur maaşı kadar olması gerekir. Emekliler geçinemiyor. Sağlık ücretleri alınmaması için alanlarda imza topluyoruz. Pahalılığa karşı direniyoruz. Bayram ikramiyesi sanki sadakaydı, ‘Bin lira verdik daha ne olsun’ dedi, Sayın Cumhurbaşkanı, o bin lirayı sadaka mı verdin? Emeklilere yılda dört kere en az asgari ücret düzeyinde ikramiye verilmeli. Birleşe birleşe kazanacağız."
Öğrenciler adına konuşan Milena Yağmur Sarpkaya, "Ülkenin dört bir yanında sokakları dolduran ardan arkadaşlarımızı yıldırabileceğinizi sanıyorsanız; yine çiçekteyiz, yine meyvedeyiz, yine doğumdayız, yine sevinçteyiz, yine buradayız bir aradayız" dedi. Sarpkaya, "Bizler toplumsal hakkımızın hiç biri olmadan AKP iktidarının içerisinde 23 yıldır ekonomik sosyal kriz derinleşirken büyüyen gençleriz. Geleceksiziz" ifadelerini kullandı.
∗∗∗
MÜCADELENİN BAŞKENTİ
Ankara’da önceki akşam buluşmaların adresi Güvenpark oldu. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanlığı ile Ankara Emek ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla bir kez daha adres olarak gösterilen Güvenpark için sabah saatlerinden itibaren polis bariyerleri ile kapatıldı. Ancak miting sırasında parka çeşitli noktalarda arama noktaları kuruldu. Arama noktalarının bazılarında polisler ile gruplar arasında kısa süreli arbede yaşandı.
Mitinge günlerdir direnişte olan gençlerin yanı sıra CHP’li çok sayıda siyasetçi ve belediye başkanları, KESK, siyasi parti üyeleri katıldı. Taleplerin yazıldığı çok sayıda dövizlerin taşındığı miting öncesi sık sık “kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganı atıldı.
Mitingde ilk sözü Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş aldı. Yavaş, ilk cümlesinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun şafak vakti gözaltına alınmasını eleştirdi. Yavaş, artık yan yana gelip mücadele vakti olduğunu söyleyerek; “Artık şucu bucu deme vakti değil, mücadele vakti” dedi. Yavaş iktidarların seçimlerle gelip gittiğini söylediği konuşmasında erken seçime dikkat çekti. Yavaş, “Ayın 23’ünde gidip oyumuzu kullanacağız” diye konuştu.
“Tayyip istifa”, “Zıpla, zıpla, zıplamayan Tayyiptir”, “Her yer ODTÜ, her yer direniş” sloganlarıyla sık sık konuşmaların kesildiği mitingde diğer konuşan isim CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır oldu. Başarır, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “sokağa çıkmayın” dediği konuşmasını eleştirerek, “Ey Tayyip bey bizim yerimiz bura, sokak! Sen neredesin, sarayda!” dedi. İktidarın kayyum politikasını eleştiren Başarır, “Dünyanın en büyük barosuna kayyum atıyor, İBB’ye kayyum atamak istiyor. Yetmiyor CHP’ye kayyum atamaya kalkışıyor. Sen kendine MHP gibi bir muhalefet arıyorsun. CHP, MHP gibi bir parti değil; CHP Türkiye’nin birinci partisi, birinci partisi… Ancak hiç merak etmeyin biz kazanacağız!“ dedi. Başarır konuşmasının devamında, İmamoğlu’nun seçim sloganı olan “her şey çok güzel olacak” diyerek konuşmasını bitirdi.
ODTÜ’YE SELAM GÖNDERİLDİ
Ara verilen konuşmaların devamında ODTÜ’den çıkamayan öğrencilere selam gönderildi. Kitle büyük bir coşku ile ODTÜ’yü alkış ve ıslıklarla selamlıyor. Mitingde kısa süre önce yaşamını yitiren sanatçı Edip Akbayram’ın “güzel günler göreceğiz çocuklar” şarkısı çalındı. Güvenpark’tan dağılan kitle Kızılay’da Milli Eğitim Bakanlığı önüne yöneldi. Kızılay’daki kitleye polis tazyikli su ve biber gazıyla müdahale etti. Toma tazyikli su sıkmaya devam ediyor, kitlenin direnişi sürüyor. Toma ve polis araçları ara sıra geri çekiliyor.
Polis, Meşrutiyet Caddesi’nde kitleye müdahale etti. Kitle ara sokaklara dağıldı.
ODTÜ’de ise polis okul çıkışlarını kapattı. ODTÜ’nün metro ve otobüs seferleri iptal edilirken okuldan yaya çıkışı da yasaklandı.
Güvenpark’taki buluşmaya katılma kararı almalarına rağmen polisin tüm çıkışları kapatması nedeniyle kampüste kalan öğrenciler basın açıklaması yaptı. "Resmen esir alındık" diyen öğrenciler yapılanın Anayasa’ya aykırı olduğunu dile getirdi. Öğrenciler defalarca polis müdahalesine maruz kaldı.
Güvenpark’taki eylemin sona ermesinin ardından öğrencilerden oluşan büyük bir kitle ODTÜ’ye yöneldi. Zaman zaman polis müdahalesiyle karşılaşan kitle 23.30 sıralarında ODTÜ’ye ulaştı. Polis, ODTÜ’ye ulaşan kitleye biber gazı ve TOMA’larla müdahale etti. Ara sokaklara dağılan öğrencilerden bir grup CHP Genel Merkezi’ne sığındı.

‘ÖĞRENCİME DOKUNMA’
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği (ÜNİVDER) ve ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği kampüslerdeki eylemlerde gözaltına alınan öğrencilere ilişkin basın açıklaması yaptı. "Öğrencime dokunma" başlığıyla yayımlanan ortak açıklama şöyle: "İktidarın üniversiteler üzerinde yıllardır süren baskısı, son yaşanan gelişmelerle birlikte daha da ağırlaşmış durumdadır. İstanbul Üniversitesindeki süreçte yaşananlar anayasal özerkliğe sahip üniversitelerin özgürlüklerinin siyasal iktidar tarafından nasıl boğulduğunun yalnızca bir örneğidir. Üniversite öğrencilerinin bu gelişmelere ve son dönemde yaşanan anti-demokratik uygulamalara tepkilerini göstermek üzere başvurdukları toplanma ve gösteri hakları, Anayasa tarafından güvence altına alınmış temel haklardandır. Ancak, gösterilerin şiddet yoluyla engellenmesi ve ardından çok sayıda üniversite öğrencisinin gözaltına alınması, gerek bu anayasal hakların gerekse de öğrencilerin eğitim haklarının açıkça ihlal edilmesi anlamına gelmektedir. Öğrencilerimiz derhal serbest bırakılmalıdır. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği ve Orta Doğu Öğretim Elemanları Derneği olarak bizler, demokratik haklarını kullanan öğrencilerimizin yanında olduğumuzu kamuoyuna duyuruyor, uygulanan yasaklar, baskılar ve şiddeti en sert şekilde kınıyoruz.’’