Yıllardır her seçimde AKP’ye, son yerel seçimde ittifak adayına, referandumda ‘evet’e oy basmış bir kitle referandum öncesi bizim anlattığımız sakıncaları yaşayarak öğreniyor. Türk milletinin her bir ferdi er ya da geç Saray hükümetinin hukuksuzluğunu tadacaktır

Rejimin hukuksuzluğunu yaşadılar

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU
CHP Bursa Milletvekili

Uzun zamandır Bursa, Yenişehir ilçesi Kirazlıyayla köyünde maden ocağı işletiliyor. Köylüler maden ocağının işletilmesiyle ilgili herhangi bir itirazda bulunmuyorlar. Çoğunun babası, eşi de burada çalışmış. Yakınlarını kanserden kaybedenler olmuş. Fakat son dönemde yaşanan gelişmeler köylüyü canından bezdirmiş durumda.

Konunun birçok boyutu olmasına rağmen ben üç boyutuna dikkat çekmek istiyorum.

Birincisi AKP iktidarı ve rant çevresi yönetim anlayışını kurnazlık ve kandırma çizgisinde sürdürüyor. Her zararlı faaliyet, önce zararsızmış gibi gösterilerek itiraz potansiyeli azaltılıyor ve asıl amaca adım adım gidiliyor. Kirazlıyayla’da da 2013 yılında 24.89 hektar üzerinden ruhsat başvurusu yapılıyor. Çünkü 25 hektar olursa ÇED raporu almaları gerekiyor. 2015 yılında kapasite artırımına gidilip 273 hektara çıkarılıyor ve zenginleştirme yapılmayacağı, flotasyonun başka yerde yapılacağı söyleniyor. Son olarak 2019’da kapasite artışı, atık barajı için başvuru yapılıyor. İdari işlemler ve yargı süreci devam ediyor.

Köylü, ilk gittiğimizde kandırıldığını “Bize kireç dökeceğiz dediler” diye ifade etti. Sonra bilgilendirme toplantısı yapılmadığını, bazı kişilerden boş kâğıda imzalar alındığını söylediler. Köye gelip kendisini Berat Albayrak’ın Enerji Bakanlığı’nda danışmanlığını yapmış bir psikolog olarak tanıtan ve ikna çalışmaları yürüttüğü söylenen Sevda Güner Kaya bu şirketin bağlantılarını ortaya koyuyor aslında.

KÖYDE ADETA SIKIYÖNETİM VARDI

İkinci olarak Kirazlıyayla bize şunu gösterdi; eğer rant, Saray’ın yakın çevresinin ise kamunun bütün gücü, olanakları, zor kullanımı dahil devreye sokuluyor ve hukuksuz kararlarla faaliyetlerin sürmesi sağlanıyor. Bunu Yenişehir yol ayrımından itibaren Kirazlıyayla’nın yollarının birçok yerden kapatılması, aşağıdaki köyden dahi hayvanlarını otlatacakların engellenmesi gösteriyor. Korona pandemisi dahi hiçe sayılarak jandarmanın bitişik bir şekilde sosyal mesafe yok sayılarak köylünün engellenmesinde görülüyor. Köylülerin araması ile gittiğimiz ve şahit olduğumuz manzara köyde bütün özgürlüklerin askıya alınmış olduğu ve âdeta sıkıyönetim ilan edilmiş olduğu şeklindeydi. İkinci günün sabahı gittiğimde kadınlar bana kollarını, bacaklarını, yaralarını gösteriyorlardı. Kepçenin önüne geçmiş, ölümüne toprağını savunan yaşlı kadınlar zor kullanılarak uzaklaştırılmışlardı. Oysa bir başka örnek daha yaşamıştık yakın zamanda. Büyükorhan ilçesi Karaağız köyünde biyokütle elektrik santralı kurmak isteyen şirket, iş makinalarını getirdiğinde köylü önünü kesmişti ve ben de yanlarındaydım. Jandarmanın hiçbir zor kullanımı olmamış, tersine şirketin faaliyetleri ertelenmişti. Sonra da mahkeme köylüyü haklı buldu ve ruhsatı iptal etti.

BAŞVURACAK MERCİ KALMADIĞI GÖRÜLDÜ

Üçüncü olarak yıllardır her seçimde AKP’ye, son yerel seçimde ittifak adayına, referandumda EVET’e oy basmış bir kitle referandum öncesi bizim anlattığımız sakıncaları yaşayarak öğreniyor. Türk milletinin her bir ferdi er ya da geç Saray hükümetinin hukuksuzluğunu tadacaktır. Örneğin gözlerinin önünde hem benim kepçeyi durdurmamı engellemek hem köylüye göz dağı vermek için eşimi hukuksuzca gözaltına aldılar. Yargının bağımsız olmadığı, HSK’nin Adalet Bakanlığı’na bağlı olduğu, bakanın da yargıçların da doğrudan veya dolaylı atamalarının bir kişinin iki dudağı arasında olduğu ve kimsenin hukuki güvencesinin kalmadığını yaşayarak öğrendiler. Bir kişiye bu kadar yetki verilirse başvuracak hiçbir merci kalmadığını gördüler. Tek başvurulacak yerin demokrasinin vazgeçilmezleri olan muhalefet partileri ve Baro, Tabip Odası, TMMOB, Ziraat Odası gibi adını sayamadığım meslek odaları olduğunu gördüler. Bu yüzden muhalefet partilerinin algı yönetimleriyle sürekli kriminalize edilmeye çalışıldığı, baro ve meslek odalarının kontrol altına alınmaya çalışıldığını gördüler. Şimdi köylülerin de barolara, odalara sahip çıkma zamanı.

ADELET BİR GÜN HEPİMİZE LAZIM OLUR

Hatice abla ne diyordu; ‘Vatanımız için asın beni dedim. Asacak ağaç bulursanız, hepsini kestiniz.’ Hak arama uğruna çaresizliğin dip noktasını vurguluyordu. Ve Sevgi abla, Vali ile görüşmemizde “Akciğerlerimizi söküyorlar rejimin-hukuksuzlugunu-yasadilar-733303-1.bizim, biz nasıl nefes alacağız. Orman olsun diye keçilerimizi salmamıştık” diye ifade ediyordu mücadelesinin yaşamsallığını.

Şimdi ülkenin bütün köylülerine, çiftçilerine, esnafına, işçisine, memuruna, iş insanına, sanayicisine sesleniyorum. Bu tek kişi yönetiminin zorbalığını tatmadan duyarlı olun. Kirazlıyayla’ya destek olarak başlayabilirsiniz ve ilk seçimde de bu ucube rejime noktayı koyarsınız. O zaman haksızlığa uğradığınızda başvurabileceğiniz bağımsız mahkemeler, demokratik tepki göstermek istediğinizde özgürlüğünüzü orantısızca kısıtlamayacak kamu gücü, iktidar gücünü kullananların pervasızlığını, kibrini kontrol altına alacak denetim mekanizmaları kurulur ve adalet hepimize bir gün lazım olur. İktidar kim olursa olsun.