Rejimin tek derdi ayakta kalabilmek
Saray rejiminin artan baskı politikalarına son olarak teğmenlerin ihraç kararı eklendi. Meşruiyetini yitiren rejim saldırılarını dört koldan sürdürse de art arda yapılan açıklamalarla mücadele çağrıları yükseltildi.

POLİTİKA SERVİSİ
İktidarın dört bir koldan saldırılarına her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Gazeteciler, sanatçılar, medya kuruluşları, belediyeler ve kendisine karşı en ufak bir itiraz gösteren tüm kesimler büyük bir ablukaya alınmaya çalışılırken toplumsal desteğini kaybetmeye devam eden Saray yönetimi yaratmaya çalıştığı korku iklimi ve baskı politikalarıyla kendini yeniden tahkim etme derdinde.
Son olarak önceki akşam yemin töreninde ‘Mustafa Kemal’in askeriyiz’ diyen ve AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından hedef alınan teğmenlerin ihraç edilmesine yönelik tepkiler büyürken CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan hakkında, ‘yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçlamasıyla soruşturma açıldı.
REJİMİN SOKAK VE SOL KORKUSU
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da partisinin Manisa 8. Olağan İl Kongresi’nde muhalefeti sol vurgusuyla hedef aldı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Adliye’sinde ifade verdiği gün toplanan binlerce yurttaşın rejime karşı isyanını terörize etmeye çabalayan Erdoğan, atılan ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz’ sloganını ima ederek ‘‘Marjinal sol örgütlerin sloganıyla polise saldırdığını görüyoruz’’ dedi.
İktidar bloku geçtiğimiz hafta Gezi Direnişi üzerinden sokağa çıkan tüm kesimleri tehdit ederken Erdoğan da dün konuşmasının devamında tehdit dilini ‘terör’ aldatmacasıyla sürdürdü. Erdoğan, ‘‘Adliye önünde polise karşı attıkları slogan 1971 yılında Ziraat Bankası’nı soyan bir sol terör örgütüne ait. Banka soyanların sloganı on yıllar sonra belediyeleri soyanların sloganları haline dönüşmüş’’ dedi. Rejimin tüm bu karalama ve tehdit diline, baskı politikalarına karşı ise mücadele çağrıları yükselmeye devam ediyor. Beş teğmen ve üç komutanın TSK’den ihraç edilmesine ilişkin yazılı açıklama yapan İstanbul Barosu kararın hukuki bir tarafının olmadığını ve Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtti. “Bu karar hukuka aykırı olup aynı zamanda vicdanla bağdaşmamaktadır” denilen açıklamada, “Anayasa ve hukuka tümüyle aykırı bu karardan dönülmesini talep ettiğimizi kamuoyuna duyuruyoruz.’’ İfadeleri yer aldı.
DENETİMLİ TOPLUM YARATMA PROJESİ
Yargıçlar Sendikası da verilen kararın iktidarın ‘disiplin ve denetim toplumu’ yaratma projesinin bir yansıması olarak değerlendirirken yapılan açıklamada “Toplum, yargıdan ölçüsüz yaptırımları, tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesi ile denetleyerek, siyasal iktidarların mutlak güç gereksiniminin değil, adalet ihtiyacının karşılanmasını beklemektedir” denildi.
MESELELERİ KENDİLERİNİN BEKÂSI
Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği (ADAM-DER) Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada ise yaşanan tüm saldırıların keyfi kararcılık ve mutlak şiddetle sürdürülebilecek diktatörlük rejiminin inşası için ve muktedirlerin bekası için yapıldığı vurgulandı.
Açıklamada şöyle denildi: “Bu gün “şahsım devleti” denilen rejim, AKP-MHP faşist bloğunun iktidarıdır. Faşist bir iktidarla karşı karşıyayız. Ve faşizmi iktidardan alaşağı etmek ancak tüm antifaşist güçlerin ittifak içinde topyekûn mücadelesiyle mümkündür. Bunun için en geniş anti faşist ittifakın inşası tercih ve gereklilikten öte yaşamsal bir zorunluluktur”
İHRACIN ARKASINDA ERDOĞAN VAR
Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan CHP lideri Özgür Özel de teğmenlerin ihracını tetikleyenin AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olduğunu söyledi.
Yemin töreninden 8 gün sonra şeriatçı hesapların hedef göstermesiyle Erdoğan’ın da teğmenleri hedef aldığını hatırlatan Özel, “Teğmenlerin önlerinde koca bir ömür var ve onlar mutlaka hakkını alacaklar. Kısa çöp, uzun çöpten hakkını alacağı gibi bugün ezmeye çalıştığı teğmenler de o uzun adamdan hakkını mutlaka alacak.’’ dedi.
Partisinin seçim çalışmalarına ve Cumhurbaşkanı adayını belirleme sürecine yönelik de konuşan Özel, ‘‘2025 yılında sandık gelecek. Sandığın gelmesi için var gücümüzle çalışacağız. Aksi takdirde biz bu milletin önüne bir sandık koyacağız ve bu milletin bu iktidardan artık desteğini çektiğini göstereceğiz. Bunun bir başka yolu yok’’ diye konuştu.
***
BİRLİKTE MÜCADELE EDECEĞİZ
Dersim Emek ve Demokrasi Platformu ‘Toplumsal muhalefetin tüm kesimlerine dönük baskı ve şiddete karşı mücadele edeceğiz’ sloganıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, “Yaşanan can kayıplarının sorumluları, başta siyasal iktidarın rant ve talana dayalı neoliberal politikaları ile cezasızlık ve kuralsızlık politikalarıdır. Devlet kurumlarının ve organlarının işlevsizleştirilmesi, kamu hizmetlerinin piyasaya açılması yangın sonrasında en acı şekilde görülmektedir. Bu tür felaketler ne kaderdir ne de tesadüftür; bunlar, kâr hırsıyla hareket eden sermaye sınıfı ve onu denetlemekten kaçınan siyasal iktidarın yarattığı yapısal sorunların, kapitalist sistemin kanlı yüzüdür” denildi. Son dönemde tüm muhalif kesimlere artan baskılara dikkat çekilen açıklamanın devamında “Toplumsal barışın ve gerçek bir demokrasinin tesisi, ancak insan onuruna, kimliklere ve inançlara tam hak eşitliğini sağlayan bir siyasal düzende mümkündür’’ ifadeleri yer aldı.