Renkli insan hastalığı vitiligonun oluşumu, tedavisi ve bazı öneriler

Renkli insan hastalığı vitiligo tedavisi olan ve korunulabilecek bir hastalıktır. Halk arasında Ala hastalığı adıyla bilinen vitiligo her yaşta ortaya çıkabilmektedir. Derimize rengini veren melanositlerin kaybı ile oluşur.

Melanosit hücreleri deriye rengini veren melanin pigmentini üreterek deriye renk verir. Melanin pigmentinin üretilmemesi ile deride tebeşir veya süt beyaz renkte, yuvarlak veya oval, keskin sınırlı yama tarzında lekelerle seyreden renkler oluşur. Bu farklılık nokta kadar küçük ya da avuç içi kadar büyük olabilir. Genellikle simetriktir. Vücudun herhangi bir bölümü etkilenebilir. Sık tutulan alanlar: yüz, eller, kollar, ağız çevresi bacaklar eklem noktaları ve genital bölgedir.

Vitiligoya neden olan melanosit harabiyetinin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte birçok faktörün sorumluluğunda geliştiği söylenebilir. Vitiligoya neden olan faktörler; genetik bozukluk, bağışıklık sistemindeki bozukluk ve psikolojik travmalar vitiligonun nedeni olabilecek unsurlardır. İmmün (bağışıklık) sistem hücreleri melanositleri düşman olarak algılayıp saldırır.

Sinir uçlarından salgılanan kimyasal maddeler melanositleri parçalar veya tahrip edebilir. Buna da ailesel yatkınlığın olabileceği birçok dermatoloji kaynağında geçmektedir. Bunların yanı sıra uyku bozukluğu, stres, psikolojik travmalar, vitamin eksikliği, enfeksiyonlar, ateşli hastalıklar vitiligonun başlamasına neden olabilir.

Aslında saydığımız hastalıklar bağışıklık siteminin bozulmasına neden olurken aynı zamanda bağışıklık sisteminde harabı sonucu kolayca ortaya çıkabilecek birbirne bağlı etmenlerdir. Bağışıklık sisteminin hasarı sonucu yalnız vitiligo değil birçok cilt hastalığına hatta kanserlere bile neden olabilmektedir. Kötü bir örnek olacak fakat bağışıklık sistemi hücreleri kaleyi koruyan askerler gibidir. Ne kadar güçlü ve donanımlı olursa o kadar çok hastalık etmenlerine karşı korunulabilir ya da hastalanılmışsa güçlendirilerek bir sağlık zaferi kazanılabilir. Ve bağışıklık sistemine en çok zarar veren dış etmen stres ve tahrip edilmiş doğadır.

Stres yine büyük bir etmen

Deride gelişen renk kaybı ve bozukluğuyla birlikte kendilerini daha çok strese sokara ve bununla birlikte uyku bozukluğu vesaire sorunlar açığa çıkar. Ve birey toplum içersine çıkmaya utanır. Aslında gelişen bu psikotravmalar vitiligonun da artmasını sağlayan tedaviyi öteleyen durumlardandır.

Vitiligonun teşhisi için dermatologlarda bulunan wood ışığı ile deri gözlemlenir. Bu ışıkla birlikte deri lezyonları ayrıntılı bir şekilde gözlemlenir. Hekim gerekirse bölgeden biyopsi alır. Bunlarla birlikte vitiligo teşhisi konulduktan sonra vitiligonun nedenin bulunması için ayrıntılı bir öz geçmiş alınır ve travmalar göz önüne alınarak ikincil işlem olarak kanda vitamin düzeylerine bakılır. Eşlik eden hastalık için kan şekeri, tam kan sayımı biyokimya ve hormon testleri yapılır.

Otoimmün hastalıklarda doğal tıp uzmanı veya hekim tarafından hastanın mutlaka göz diagnozuna bakılmalıdır.

renkli-insan-hastaligi-vitiligonun-olusumu-tedavisi-ve-bazi-oneriler-210421-1.

Vitiligodan korunmak için

Öncelikli olarak stresli bir yaşam tarzından uzaklaşmak vitiligoya karşı koruyucu önemli bir pratiktir. Strese bağlı gelişen vitiligo genellikle yüz gibi yağ salgısının yoğun olduğu bölgelerde ortaya çıkar.

Bağışıklık sisteminde gelişen olumsuzluklar doğrudan vitiligoya neden olabileceği için bağışıklık sistemini güçlü tutmak çok önemli bunu da yeterli su içerek sağlıklı yani doğal beslenip yeteri kadar hareket edip, doğru ve sağlıklı ışık alarak gerçekleştirebilmeniz mümkündür.

Fiziki travmalar da vitiligo oluşumunda etkilidir. Bu nedenle fiziki travmalardan kaçınmak hastalığa karşı koruyucu bir etmendir.

Kuvvetli güneş ışığına maruz kalmak vitiligoyu tetikleyebilir. Melanositler protein yapılıdır. Kuvvetli güneş ışığı ısı ve kimyasal teması protein yapılı hücrelerin yapısını bozarak melanin üretimini engeller ve buda vitiligoyu tetikler. Öncelikli olarak güneşten sağlıklı yararlanılmalı ve güneş ışığına çıkarken doğal 30 faktörlük güneş kremi kullanılmalıdır.

Egzersize bağlı düzenli olarak tekrarlayan hareketlere bağlı olarak sürtünme ve travma sonucu eklem bölgelerinde vitiligo gelişebilir. Bu durum herkeste gelişmese bile birçok vakada karşılaşılabiliniyor. Bu nednele kişinin öyküsü dinlenip düzenli yaptığı spor egzersizi değiştirilebilinir.

Ciltte gelişen iltihabik bir süreçle birlikte de vitiligo görülebilmektedir. Bu nedenle misk kokusu veya sinnamik aldehid içerikli kozmetiklerde bulunan ciltte iltihabik etki yaratyan maddelerden, kimyasal peelingden, gözenekleri kapatan kozmetik ürünlerinden, deodorantlardan ve roll onlardan, ağdadan uzak durmak gerekir. Tabi en önemlilerinden biri sigara mutlaka uzak durulmalıdır.

Potasyum sorbat, Sodyum benzoat, Sodyum propiyonat, gibi korucu maddeler, Monosodyum glutamat içeren ve sodyum nitrat gibi renklendirici maddelerin tüketilmemesi vitiligo ve bir çok hastalığa karşı koruyucudur. Salam, sosis, sucuk gibi katkı maddesi açısından zengin ve zararlı olan ürünler ve konservelerin tüketiminden uzak durmak oldukça önemlidir. Kısacası toksik etki bırakacak maddelerden uzak durmak cilt ve genel sağlığınız açısından önemlidir.

Tedavisinde uygulanabilecek yöntemler

Birçok vitiligolu hasta da benimde uyguladığım yöntemlerden biri olan çörek otu tohumunun soğuk presinin 0.5 ile 1 gram arasında oral olarak alınması ve çörek otu yağının sirkeyle birlikte karıştırılıp uygulanması ile iç açıcı sonuçlar alındı. Bu yöntem İran ve Sudan da oldukça kullanılanda bir yöntemdir.

Anti septik ve koruyucu olan bergamut yağının zeytin yağı ile 1’e 3 oranında karıştırılıp vücuda her gece sürülmesi sonucu bölgede malanositlerin arttığı tespit edilmiştir.

Bir araştırma sonucu mabet ağacında yer alan yüzde 25’lik ginkgo flavonoit glikozitleri 3x 40 mg dozda altı ay boyunca kullanılması ile melanositlerin oluştuğu kayda geçmiştir.

Vitiligo teşhisi konulan bazı kişilerde folik asit B12 ve C vitamini eksikliği gözlenmiştir. Bu eksikliklerin giderilmesi ile hastalarda tekrar melanosit oluşumu ile tedavi edildiği gözlenmiştir.

D vitaminin farmöstik formu olan kalsipotriyol, güneş ile birlikte uygulanındığında özellikle çocuklarda pigmentleirn tekrardan üretildiği görülmüştür.

Omega 3 yağ asitleri de vitiligo gibi otoimmün sistem hastalıklarında etkili olmaktadır.

Bu hastalığın tedavisi de stressiz sağlıklı bir ortam ve bol probiyotikli bir beslenme tarzı ile mümkün olduğunu söyleyebiliriz. Yukarıda yazmış olduğum tedaviler hekim veya doğal tıp uzmanın kontrolünde bir veya birkaç tanesi birlikte kullanılarak yapılabilir. Onun dışında okuma sonucu yapılan uygulamalar tedavi edici değildir. Sizden en büyük isteğim bu hastalığın geçmeyeceğini düşünmeyin ve kafanızda büyütmeyin bir hastalık varsa doğada ve sizde, bunun şifası da mutlaka vardır.

Başlık görseli youtube’dan alınmıştır.

Gaia Dergi