Berat Albayrak’ın istifasıyla birlikte iktidar cenahında hızlı bir değişim yaşanıyor. Uzun süredir ‘kızakta’ bekleyen dört eski isim kritik görevlere gelirken iktidar cenahında ‘topyekûn revizyon’ sesleri de yükselmeye başladı.

Revizyon bekleyenler bir kez daha yanılacak

YAŞAR AYDIN

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan haftalardır salgın kurallarının geçmediği tek yer olan partisinin il kongrelerinde konuşuyor. Her toplantının ortak gündemi “halktan kopmama” mesajı oldu. Son iki üç toplantıda değişiklik mesajı da verdi. Kongre konuşmalarından da belli olduğu gibi Erdoğan hem partide hem de hükümette bazı isimlerle yolları belli bir süre ayırmak istiyordu. Berat Albayrak istifası sadece süreci hızlandırdı.

Erdoğan 18 yıllık iktidarı çok sıkıştığı anlarda izlediği yolu bir kez daha denemek istiyor. Yaşanan başarısızlığın yükünü bazı isimlere yıkıp kendisi için yeni bir sayfa açmak daha önce denediği ve belli ölçüde başarılı olduğu bir yol. Albayrak sonrası yaşananlar bu yöntemi bir kez daha deneyeceğini gösteriyor.

Son olarak 7 Haziran seçimleri sonrası denediği makas değişikliği ve sonrasında yaşananlar Erdoğan’la birlikte AKP’nin de siyasi ömrünü uzatmayı başardı. Ama 7 Haziran sonrasıyla karşılaştırıldığında Erdoğan’ın bugün için ciddi handikapları olduğunu söylemek mümkün. Birincisi bugünle kıyaslanmayacak halk desteğine ve inandırıcılığına sahipti. İkincisi ise yanına oy potansiyeli de olan etkili müttefikler çekmeyi başarmıştı. Bu iki unsur Erdoğan’a manevra yapma imkanı sağladı.

Ama şimdi durum çok farklı. Kuruluşundan bu yana en düşük seçmen desteğine sahip. İnandırıcılığı bitmiş. Ortağı kalın çizgilerle şartlarını çizmiş ve değişime kendini kapamış durumda. Ama tüm bunlara rağmen Erdoğan’ın arayış içinde olduğunu görebiliyoruz. Yaşanılan ekonomik ve siyasi kriz sürdürülebilir olmaktan çıktı ve denemekten başka çok fazla şansı yok.

NİYET MEKTUBU SUNDU

Berat Albayrak istifasından sonra ilk açıklamalardan biri Meral Akşener’den gelmişti. İYİ Parti lideri, Erdoğan’a seslenerek “yol ayrımındasın” demişti. Berat Albayrak’ın istifasının kabulü ve ardından yaptığı atamalara bakarak Erdoğan’ın bir seçimde bulunduğunu söylemek mümkün. İlk işaret Davutoğlu kabinesinde görev yapmış dört isimin (Efkan Ala, Naci Ağbal, Lütfi Elvan ve Cevdet Yılmaz) AKP ve kabinede önemli görevlere getirilmesi oldu. Bu hamlenin parti içinde uzun süredir devam eden rahatsızlıklara karşı bir mesaj niteliğinde olduğu çok açık. Dışlanmış isimler tekrar sahaya sürüldü. Birçok isimde moralleri yükselmiş şekilde görev bekliyor. İkinci mesaj uluslararası güçlere verildi. Bir anlamda Erdoğan bu iki kesimi yapacakları konusunda taahhüt bildirmiş, niyet mektubu vermiş oldu.

HUKUK VE EKONOMİDE REFORM

Son günlerde en çok duyduğumuz bir başka kelime “reform” oldu. Ekonomi ve adalet bakanlarından sonra dün de Erdoğan, partisinin Tekirdağ il kongresinde “Hukuk ve ekonomi alanında reform niteliğinde adımlar atacağız” diyerek kervana katıldı. Bu açıklamalardan beklenen iki somut adım var: Osman Kavala’nın bırakılması ve faizlerin yükseltilmesi. İktidarın önümüzdeki hafta bu iki konuda adım atması bekleniyor. Piyasalar gelişmeleri olumlu karşılarken iktidar ortağı Bahçeli şimdilik sessizliğini koruyor. MHP liderinin de önümüzdeki hafta gelişmeler konusunda pozisyonu deklere etmesi bekleniyor.

BU SEFER İŞİ ÇOK DAHA ZOR

Tayyip Erdoğan gibi pragmatist bir siyasetçi için makas değiştirmek, birilerden vaz geçmek çok yadırganacak bir durum değil. Bunu daha önce defalarca yapan bir isimden bahsediliyor. Ama işi bu sefer o kadar değil. İstemediğinden değil, sıkıntı yaklaşık beş yıldır izlediği siyasetin birçok alanda elini bağlıyor olması. İçeride ve dışarıda girilen yol, kurulan ittifaklar canı isteyince ya da çok sıkışınca “artık vazgeçtim” denecek noktaya çoktan geçti. Her şeyden önce Erdoğan artık eskisi gibi güçlü değil. Tek başına ülkeyi yönetemez. Hem toplumsal desteğe hem de ittifaklara ihtiyaç var.
Erdoğan, ‘değişme’ şansını ya da ‘başlangıç ayarlarına’ dönme şansı yok. Zaman kazanmaya çalışıyor. Değişim bekleyenler yine hüsran yaşayacak.