Reyhanlı patlamasının failinin radikal İslamcı örgütler olabileceği iddiası ilk kez bir iddianamede dile getirildi. Niğde’deki IŞİD davası iddianamesinde. (El Kaide bağlantısı, Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 52 kişinin öldüğü patlamayla ilgili Türkiye’nin AGİT Daimi Temsilcisi, Büyükelçi Tacan İldem tarafından söylenip Dışişleri Bakanlığınca inkâr edilmişti.)

Niğde iddianamesinde, “bölgedeki tüm örgütlerle bağlantısı bulunan ve ayrıca El Kaide ve El Nusra’ya silah gönderen Heysem Topalca’nın Reyhanlı saldırısının planlayıcısı olabileceği” yazıyor. İddianameye göre Topalca, Reyhanlı patlamasına sebep olan beyaz renkli araçların ilçeye götürülüp postane ve belediye önüne yerleştirilmesini sağlayan kişi:

“Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılan araştırmalar sonucunda dosyamıza giren 9 Haziran 2014 tarihli teknik inceleme raporu ekinde bulunan ve açık kaynak olarak tabir edilen internet ortamında bulunan bilgi ve belgelerin derlemesi sonucu ortaya çıkarılan belgelerden, Heysem Topalca’nın Adana’da tesadüfen yakalanan roket başlıkları ile birlikte yakalandığı, Suriye’den Türkiye’ye kaçak yollarla tarihi eser getirip Türkiye’de sattığı, El Kaide ve El Nusra Cephesi’ne sürekli mühimmat temin ettiği, Reyhanlı’da patlama günü kaçak mal yükleyeceğini söyleyerek, postanenin ve Belediyenin önüne beyaz renkli aracın bırakılmasını sağlayan kişi olduğu, Reyhanlı olayını kaçakçıların üzerine yıkmayı amaçladığı,

Başka bir belgede, Adana’da yakalanan 953 adet havan mermisinin sahibi olarak yakalanan ancak sonrasında emniyet güçleri tarafından serbest bırakılan Heysem Topalca’nın Suriye ordusu tarafından yakalandığının iddia edildiğini, Heysem Topalca’nın 12 Mayıs 2013’te gerçekleştirilen ve en az 52 vatandaşımızın hayatını kaybettiği saldırının organize edilmesine katıldığını, daha önce tanıdığı kaçakçıların Reyhanlı sınırından mal geçiremez duruma gelmelerinden faydalanarak, onlar için istediği malı geçireceği sözünü vererek, araç hazırlamalarını ve belirttiği noktalara bırakmalarını söylediğinin iddia edildiği ve Heysem Topalca’nın bölgede bulunan her yasadışı örgütle ilişkisinin bulunduğunun iddia edildiğinin belirtildiği,

Özetle, yukarıda belirtilen açık kaynaklardaki bilgilere benzer mahiyette, Heysem Topalca’nın Reyhanlı saldırısının planlayıcısı olduğu, Adana’da füze başlıkları ile yakalandığı ve serbest bırakıldığı, El Kaide ve Nusra Cephesi ile bağlantılarının olduğu yönündeki iddiaların haber konusu yapıldığı anlaşılmaktadır.”

Davanın sanıklarından Benyamin Xu ifadesinde, “Heysem Topalca’nın kullandığı araçla Suriye’ye geçtiklerini, Heysem’in sınırdan çok rahat geçtiğini, buradaki görevlileri tanıdığını, Suriye’de evine gittikleri Şeyh Ömer’in Cündüş Şam örgütü için savaştığını, Heysem’in ise Özgür Suriye Ordusu için savaştığını, Heysem’in sadece sınırdan geçişleri sağladığını” anlattı.

Savcı Ali Deveci iddianamede ayrıca, “Topalca’nın Türkiye sınırından Suriye’ye geçmek isteyen El Kaide, El Kaide bağlantılı örgütler (Cündüş Şam ve Nusra Cephesi gibi) ve IŞİD örgütüne mensup elemanlarına yardım ettiği, onların sınırdan geçişini sağladığı, Reyhanlı’da meydana gelen ve çok sayıda vatandaşımızın ölümüne neden olan patlama olayının sorumlularından olduğunun iddia edildiğini, bu nedenlerle El Kaide bağlantılı olduğu değerlendirilen Cündüş Şam adlı örgütün üyesi olduğunu” yazdı. 

Topalca yine iddianameye göre, MİT’le bağlantılı olarak, radikal İslamcı örgütlere silah taşıyan biri. Firari sanık. Hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nda “silahlı terör örgütlerine mühimmat temin ettiği yönündeki şüphelerle ilgili” yürütülen ayrı bir soruşturma var. Bu gidişle Reyhanlı davasının da firari sanığı olabilir. Topalca’nın adını daha önce de kaçırılan gazeteci Bünyamin Aygün’le birlikte IŞİD tarafından esir tutulduğunda, Adana’da yakalanan TIR’daki mühimmatlarla ilgili soruşturmada duyduk. Niğde’deki IŞİD yargılamasının ardından bir de Reyhanlı bağlantısı karşımıza çıktı. Hakkında haber elemanı olduğu yönünde de iddialar var. 

Davanın müdahil avukatlarının talebi üzerine, Reyhanlı davasının üçüncü duruşmasında mahkeme, IŞİD’in Niğde saldırısı davasının dosyasını incelemek üzere istedi. Mahkeme ayrıca, MİT’e patlama öncesi ihbar yapılıp yapılmadığının, yapıldıysa bununla ilgili ne gibi bir işlem yapıldığının da sorulmasını istedi. Bir soru da benden: Eğit-donat kapsamında Türkiye’de askeri eğitim verilecek örgütler arasında Cündüş Şam da var mı?