Galatasaray Rize deplasmanında son 3 dakikasına 3-2 önde girdiği karşılaşmayı 90+2 ve 90+4’te gelen gollerle 4-3 kaybetti. Sarı-kırmızılılar bu sonuçla zirve yarışında ağır yara aldı

Hikmet Karaman’ın Rizespor’u gol düzellosu şeklinde geçen maçı 4-3 kazanarak Galatasaray’ın Lizbon’da görmeye başladığı kabusu, Rize’de de devam ettirdi.


Başlığı mazur görün, bizde “manevi evlat” kavramı meşhurdur. Bir futbol takımının teknik direktörünün elinde aynı mevkide görev yapan 2 oyuncu varsa ve daha kötü seçeneğe başvuruyorsa bunun birkaç sebebi olabilir. Bire bir karşılaştırmada daha iyi olan seçenek ancak belli bir dizilişte etkili olabilecek bir futbolcu olabilir ya da belirli dizilişleri kaldırmayabilir. Örneğin Ricardo Quaresma yetenek olarak Olcan Adın’dan daha üst düzey bir futbolcu olabilir, fakat Portekizli’yi 3-5-2 dizilişinde orta sahanın kenarında oynatmak intihar olacaktır. Rakip takımın profili o gün elinizdeki daha kötü seçeneği oynatmanızı gerektirebilir, örneğin diğer özellikleri çok iyi olmasa da süratli bir kanat oyuncusu, çok hızlı olmayan bir savunmayı bozması için oynatılabilir. Bu sebepleri çoğaltabiliriz. Ancak dün akşam, FIFA Dünya Sıralaması’nın 1. sırasında yer alan Belçika’nın stoper mevkiine yavaş yavaş alışan Jason Denayer’in sağ bek yedeği olarak kenarda tutulması ve Hakan Balta sakatlandığında dahi tercih edilmemesinin açıklaması ne olabilir diye uzun uzun düşünüyorum. Denayer’in futbol zekası Sabri Sarıoğlu’ndan daha yüksek, onun kadar süratli, ondan daha fizikli, futbol eğitimini bu konuda daha sistemli çalışan ülkelerde almış bir oyuncu. Evet sağ bek mevkiinde Benfica maçının başında olduğu gibi sorunlar yaşıyor, ancak bu noktada Sabri’nin ondan geri kalır yanı yok. 31 yaşındaki, kariyeri boyunca vasatı geçememiş bir oyuncu neden gelişmeye son derece elverişli 20 yaşındaki atletik bir oyuncuya tercih ediliyor, bunu Hamza Hamzaoğlu’nun mutlaka açıklaması gerekiyor.


Tabii dün akşamki maç için yazılacak tek şey bu değil. Ancak bu, Hamzaoğlu’nun kendi takımını ve rakip takımı nasıl analiz ettiğinin ve formayı nasıl dağıttığının çok güzel örneklerinden birisi. Bunun dışında Süper Lig tarihinin en güzel maçlarından birisini izlediğimizi söylemek lazım. Toplamda atılan 7 gol, her iki takımın da ikişer kez öne geçmesi ve bunlardan sonuncusunun uzatma dakikalarında gelen 2 golle olması. Premier Lig ayarında bir maçtı, kalite olarak olmasa da maçın seyri açısından.