Deniz dolgusuyla yapılması planlanan Rize - Artvin Havalimanına dolgu malzemesi sağlamak amacıyla Rize'nin Pazar'ın Sivrikale Köyü ile civar köyleri de kapsayan taşocakları için  köy halkının açtığı dava dün Rize İdare Mahkemesi'nde görüldü

Rize Pazar'da başlatılan taşocağı projesinin ilk duruşması gerçekleşti

DİLAN ŞAHİNAŞ

Rize'nin Pazar İlçesi Yeşilköy köyünde 88.5 milyon ton taş dolgu üzerine inşa edilecek Rize- Artvin Havalimanı'nda kullanılacak malzemenin alınması için ilçenin Sivrikale, Hisarlı ve Subaşı köylerini kapsayan taşocakları için Rize Valiliğine açılan davanın duruşması dün Rize İdare Mahkemesi'nde görüldü. Avukat Yakup Okumuşoğlu'nun yapmış olduğu savunmada, yapılan bu tür çalışmalarla Karadeniz'de yaşam alanının sınırlandığı ve yaşam ömrünün kısaldığı vurgulandı.

ÇED GEREKLİ RAPORU ALMAMAK İÇİN ÇALIŞMA ALANI KÜÇÜK GÖSTERİLİYOR

Okumuşoğlu savunmasında, insanların havaalanını istediğini ve buna karşı olmadıklarını belirterek; "Yetkilier deniz dolgusunda bazalt kayanın kullanılması gerektiğini söylüyor. Kaçkar Dağları tamamen bazalt kayadan oluşuyor ama müteahhite yol masrafı olmasın diye böyle şehir içlerinde, yerleşim yerlerinde taşocakları açıyorlar" dedi. Yirmi beş hektarlık alanda bir proje yapıldığında ÇED raporu almak gerekli olduğu için yapılan projelerde alan hektarlarının genellikle 24.4 hektar olarak belirledikleri için ÇED gerekli raporu almak zorunda kalınmadığını belirten Okumuşoğlu, taşocağı kurulacak yerlerin fotoğraflarını mahkemeye sundu ve yapılan çalışmaların doğaya ve insana verdiği zararlardan söz etti.

Daha önceden denizi doldurarak sahil yollarının yapıldığı dönemlerde yaşanan kazalara dikkat çeken Avukat, "Eğer dolgu yapılırken kaliteli malzeme kullanılmazsa havaalanının oraya 'Dikkat denizden taş gelebilir' tabelasının asılması gerekir. Bunu daha önce sahil yollarında gördük, herhangi bir yağmur yağışında, çıkan fırtınada denizden fırlayan taş arabaya değdi ve kaç tane kaza yaşandı" dedi.

Okumuşoğlu savunmasının sonunda, "Dünya bir meta değildir, ticari kazancın karşılandığı ham madde değildir. Orada insanlar var" dedi.

ÇALIŞMA YAPAN DEVLET AMA DAVA BİZE AÇILIYOR

Rize Valiliği adına savunma yapan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Temsilcisi, taşocağı yapılacak yerlerin seçiminde ve hangi kalitede taşların nerede bulunduğunu, Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nün belirlediğini ve bu konunun kendi kurumuyla ilgili olmadığını belirtti. Projelendirilen taşocaklarının hepsi için jeolojik ve jeoteknik raporları hazırlattıklarını belirten Temsilci, havaalanı projesi gerçekleştikten sonra önlerine on adet taş ocağı projesinin geldiğini ve bunların incelemeye alındığını belirterek, " Raporda taşocağının yerleşim yerlerine uzaklığı, etrafta herhangi bir okul, cami, tarihi eser vs. bulunup bulunmadığı incelendi ve araştırmalar sonucu çıkan raporların hepsinin uygun olduğu görüldü" dedi.

Ayrıca taş çıkarıldıktan sonra boş kalan alanlara verimli topraklar dökülerek rehabilite çalışması geçekleştirileceğini de söyleyen Temsilci, " Şu an müdayil firma olan PARSEN Yapı A.ş'nin bölgede herhangi bir çalışması yoktur" dedi. PARSEN Yapı A.Ş adına savunmaya devam eden Avukat Önder Saraloğlu, şu an orada yapılan çalışmaların tamamının devletin ruhsatına binayen yapıldığını belirtti ve " Bugün o bölgede çalışma yaparak bir doğa tahribatına yol açan, çevre talanı gerçekleştiren Devlettir ama dava bize açılıyor. Bizim müvekkilimiz olan firma henüz orada çalışma yapmaya başlamadı" dedi ve şu an çalışma yapmayan bir firmaya dava açıldığını vurgulayarak, "Bu dava bölgenin korunmasına yönelik bir dava olacaksa davanın reddedilmesi ve taş ocağından taş alınmaya başlanması gerekir, böylelikle talan gerçekleşmez" dedi.

50 YILDA YOK OLURUZ

2'nci söz hakkı bölümünde savunmasına devam eden Okumuşoğlu, "Yapılan jeoteknik çalışmalar sonucu hazorlanan rapora dair bilirkişilerin açıklaması raporda eksikliklerin olduğu yönünde" dedi ve 3 gün önce hayatını kaybeden İngiliz fizik profesörü Stephen Hawking'in sözüyle devam etti. Hawking'in "İnsanlığın 100 yılı kaldı, insanoğlunun soyunu devam ettirmek için dünyayı terk edip, başka bir gezegende koloni kurmaya başlaması gerekiyor" sözünü alıntılayan Okumuşoğlu "Bunun sebebiz biziz, bu projelerle yaşam ömrümüz 50 yıla düştü"

Tamamen ticari kaygılarla köylerin dibinde, yerleşim yerlerinde taş ocakları açılmaya çalışıldığını ve ÇED hazırlayanlar ÇED olumlu kararı çıkartma karşılığında para kazandıklarını söyleyen Avukat, "Havaalanımız da olsun, refahımız da olsun ama en önemlisi huzurumuz olsun. Beton yığınları içerisinde, bir bataklık içinde yaşantımız var. Hawking 100 yıl diyor, biz Karadeniz'de 50 yılda kayboluruz" dedi.

Okumuşoğlu'nun savunması bittikten sonra, hakim duruşmayı bitirdi. Duruşma kararı on beş gün sonra açıklanacak.

Duruşma sonrası görüşme yaptığımız Avukat Yakup Okumuşoğlu, kısaca dava sürecinden bahsetti. 3. havaalanı hikayesiyle beraber başlayan bir süreç olduğunu ve burada 3 köyün çevresinde -biri çıkışında, biri girişinde- 2 tane taş ocağının yapılmasının planlanmış olduğunu dile getiren Avukat, "Bu taşocaklarıyla ilgili olarak, Rize Çevre ve ŞEhircilik İl Müdürlüğüne başvuru yapıldığında ÇED gerekli değildir karşılığı alınmış. Bu ÇED gerekli değildir kararı oradaki 3 köyün yaşam alanlarına zarar vereceğinden dolayı köylüler yaklaşık 60-70 tane vekaletle, açtığımız davada davacı oldular" dedi ve " Bizle de bu davayı açtık, bilirkişi incelemesi yapıldı. Yapılan bu incelemede proje tanıtım dosyasının eksikliklerinden bahsediliyor, o süreçte duruşmasını yaptık ve mahkemenin kararını bekleyeceğiz" dedi.