Romanların hayatı krizle birlikte daha da kötüleşti. Roman Federasyonu Başkanı Öztürk ‘Temel gıdaya ulaşamayan Romanlar hayata yenik başlıyor’ diyor. Başkan Öztürk şu ifadeleri kullanıyor: Yeni doğan çocuklar süte erişemiyor. Mama ve bez lüks oldu. Çocuk bezleri defalarca yıkanarak kullanılıyor.

Romanlar hayata 10-0 yenik başlıyor
Fotoğraf: BirGün

Umut SERDAROĞLU

Büyük bir yoksulluk ve yoksunluk yaşayan Romanlar ülkenin en dezavantajlı kesimlerinden. Saray rejiminin yarattığı tahribat toplumun tüm kesimlerini vururken Romanlar da paylarına düşeni misliyle aldı. Hâlihazırda yıllardır büyük sorunlar yaşayan, hem istihdam hem de eğitimde toplumun geneline göre oldukça dezavantajlı konumda bulunan Roman halkının yaşadığı acılar katmerleşti. Romanların yaşadığı sorunları, politik temsiliyeti ve çözüm aşamalarını Marmara Bölgesi Roman Federasyonu Başkanı Sinan Karaca Öztürk ile konuştuk.

Büyük temsiliyet sorunları yaşayan Romanlar ekonomik krizden nasıl etkilenmiş durumda?

Romanlar fiyatların artmasıyla market alışverişlerini dahi yapamayacak durumuna geldiler. Özellikle yeni doğan bir çocuğun süte erişimi neredeyse artık yok, mama ve çocuk bezi fiyatları lüks tüketim haline geldi. Yeni doğum yapmış bir anne gerekli besinleri alamadığı için çocuklarını da iyi besleyemiyor. Bir bebek bezi 100 lirayı aştı, bu yüzden Roman anneler ellerinde bulunan bezleri defalarca yıkayarak kullanıyorlar. Bu sefer de deterjan pahalı olduğu için bezleri yıkamakta da zorlanıyorlar. Fiyatlar Romanları daha fazla etkiliyor. Romanlar açlık yaşıyorlar, açlıkla birlikte diğer temel ihtiyaçları karşılarken de sorun yaşıyorlar. Barınma sorunu yaşıyorlar. Zaten Romanlara kimse ev vermiyor, verildiğinde de kiralarını ödeyemiyorlar. Kiralar inanılmaz bir şekilde arttı. İnsanlar iyi kötü geçimini sağlarken artık bunu da yapamıyorlar. Pazarlarda çöpe atılan yiyecekleri toplayarak evlerine yiyecek götürmeye çalışıyorlar. Zaten Roman olduğu için hayata 2-0 yenik başlayan Romanlar artık 10-0 yenik başlıyor.

YOKSULLUK DÖNGÜSÜ İÇİNDELER

Belediyeler tarafından herhangi bir yardımda bulunuluyor mu?

Belediyeler tarafından yapılan yardımlar yetersiz kalıyor, belediyelerin bütçesi yetersiz kalıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu son zamanlarda ciddi yardımlarda bulunuyor ancak bu yardımlar sadece pansuman oluyor. Çünkü Romanların büyük yarası var. Bizim bu yarayı komple tedavi edecek çözümlere ihtiyacımız var. Bu konuda devletin, valiliğin, kaymakamlığın, il özel idarelerinin çalışması gerekiyor. Kalıcı çözümler sunulmalı. Mesela kaymakamlığın verdiği kömürler yanmıyor. Sonrasında ne durumda olduğumuzu sormuyorlar. Roman Strateji Eylem Planı ile evlere çatı yapılıyor, çatıların her yeri delik deşik, her yerden yağmur ve soğuk alıyor. Sorunlar katlanarak artıyor. Bu sorunların suça dönüşmesinden korkuyoruz. İnsanlar geçinebilmek için farklı işlere yönelebiliyorlar. Biz bunları defalarca anlatıyoruz, ama sesimiz bir yere kadar çıkıyor. Aslında önlemler sorunları çözmede yardımcı olur. Sadece Romanlarla alakalı değil, sosyal devlet olsak, herkesi eşit seviyede gören, koruyup kollayan bir devlet olsa bu sorunların tamamı çözülebilir.

AKP’Lİ ROMAN MİLLETVEKİLİ ROMANLARI TEMSiL ETMİYOR

Romanların politik temsiliyeti nasıl?

Romanların siyasette temsiliyeti yok gibi bir şey. 100 yıllık Cumhuriyet tarihinde sadece 2 tane milletvekili çıkarabilmişiz. Maalesef bu konuda pek bir şey de yapamıyoruz. Özellikle CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu her ne kadar Romanlar için mücadele etse de bir yere kadar yol alabiliyoruz. AKP’li Roman Milletvekili Cemal Bekle ise tamamen AKP politikaları ile hareket ederek koltuğunu koruma derdinde, Romanların sorunları yokmuş gibi davranıyor. Biz artık ona Roman milletvekili demiyoruz bile. Türkiye’de toplasanız iki elin parmağını geçmeyecek sayıda meclis üyemiz yok. İstanbul’da hiç yok, Trakya’da neredeyse hiç yok, İzmir’de ve başka birkaç ilde var. Olanların da yapabildikleri sınırlı. Türkiye’de yaşayan 6 milyonun üzerindeki Roman nüfusunun sorunları 3-5 kişi ile çözülmez.

Efektif çalışmalar yapan var mı? İktidar göstermelik ‘Roman Açılımı’ndan öteye gitmiyor!

Efektif çalışma konusunda Purçu hariç hiç yok. Hükümetin böyle bir derdi zaten yok, ‘Seçim dönemi gelirim, insanlara bir şeyler veririm, kimseye hal hatır sormam, alacağımı alırım’ mantığıyla yaklaşıp bu inşaları çantada keklik gibi görüyorlar. Ama bunun böyle olmayacağını bir sonraki seçimde Romanlar olarak net bir şekilde göstereceğiz.

Roman Açılımı’nın ise tamamen kandırma projesi olduğunu görüyoruz artık. Hiçbir şey yapılmıyor, sadece Romanların evleri kentsel dönüşüme giriyor. İnsanlar sokakta kalıyor. Gaziosmanpaşa’da, Fikirtepe’de, Uzunköprü’de, Keşan’da, Sakarya’da, Sapanca’da, Kestanelik’te bir sürü örneği var. Kentsel dönüşüm adı altında rantsal dönüşüm yapılarak Romanlar yaşadıkları yerden sürgün ediliyor.

Roman Federasyonu ve Roman derneklerinin ne gibi çalışmaları var?

Roman Federasyonu ve dernek başkanları olarak bizler mahallelerde yaşanan sıkıntıları yerinde gözlemleyip, raporlayıp siyasilerle çözmeye çalışıyoruz. Sosyoekonomik faaliyetlerde bulunmaya çalışıyoruz. Yardım kartları dağıtıyoruz, hastane işlerini çözüyoruz, birçok yerde sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Ancak bizim de imkânlarımız kısıtlı. Orada da siyasi ayrımcılık devreye giriyor. Kimlik olarak sosyal demokratsanız hükümet sunduğunuz hiçbir raporu dikkate almıyor, bizimle birlikte hareket etmiyor. Okula gidenlere kırtasiye malzemeleri alıyoruz. Üniversite okuyan gençlerimize burs veriyoruz. Yeni doğan çocuklara süt, mama, bez yardımları yapıyoruz. Şartları zorlayarak birçok aileye İBB destekli yardım kartları dağıtıyoruz. Mahallelere inerek, onların yanında olarak sorunları yerinde görüp çözüm odaklı çalışmalar yapıyoruz.

Türkiye’de ilk defa yapılacak olan on günlük Roman etkinliğiyle ilgili detay verebilir misiniz?

Roman etkinliği 29 Temmuz – 8 Ağustos arasında Yenikapı Etkinlik Alanı’nda düzenlenecek. Etkinliğe Türkiye ve Avrupa’nın birçok yerinden gelecek. Romanlarla beraber Roman kültürünün sadece müzik olmadığını, Romanların başka kültürleri, meslekleri olduğunu gösterip insanlara Romanları tanıma fırsatı vereceğiz. Romanların dünyaya yayılışını anlatan sempozyumlar yapacağız, Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen derneklerin faaliyetlerini göstereceğiz. Halka Romanların ne zorluklar yaşadığını, kültürümüzü, yaşayış şekillerimizi anlatabileceğimiz, önyargılı yaklaşımları yıkmaya çalışacağımız festival tadında 10 gün boyunca bir etkinlik yapacağız. Bütün yurttaşlarımızı Roman Festivali’ne davet ediyoruz. Gelin önyargılarımızı yıkalım, bir olalım, birlikte olalım, güzel olalım.

ROMANLAR TEMEL İHTİYAÇLARA DAHİ ERİŞEMİYORLAR

•Marmara ve Trakya’da her 10 aileden 7’sinin elektriği kesik

•Edirne Karaağaç, İstanbul Gaziosmanpaşa, Çatalca ve Kumburgaz ile İzmir Tepecik gibi çadır ve barakalarda elektrik ve suyun tamamı neredeyse kesik.

•Yüzde 85’i istihdam dışı çalışıyor

•Sadece yüzde 1’i kamuda çalışıyor

•Yüzde 3’ü belediyelerde çalışıyor

•Büyük çoğunluk müzisyenlik, hamallık gibi işler yapıyor

•İzmir Tepecik’te 20 bin nüfuslu mahallenin yüzde 70’inin elektriği kesildi

•13-16 yaş arası çocuk işçiliğinde artış yaşandı

•Yiyecek, kıyafet, bebek bezi gibi temel ihtiyaçlara erişim çok az