Derin bir yoksulluk içinde yaşayan Romanlar, eğitimden istihdama birçok alanda ayrımcılığa uğruyor. Romanlar AKP’nin seçimden seçime kendilerini hatırladıklarını söyleyerek, “Sadece seçimde görülüyoruz” diyor.

Romanlar sadece seçimde görülüyor
Fotoğraf: marromfed

İlayda KAYA

Artan hayat pahalılığı ve ekonomik krizden en çok etkilenen toplumsal kesimlerin başında Romanlar geliyor. Yoksullukla mücadele eden Romanlar; eğitimden sağlığa, istihdamdan, sosyal yaşama katılamama gibi birçok alanda ayrımcılığa maruz kalıyor. Eşitlik isteyen Roman yurttaşlar, devletten de destek bekliyor. Kendilerinin geri plana atıldıklarını ifade eden Marmara Bölgesi Roman Dernekleri Federasyonu Başkanı Sinan Karaca Öztürk de AKP iktidarı tarafından sadece seçim döneminde hatırlandıklarını söylüyor.

Öztürk, derin yoksulluk sarmalından en çok etkilenen kesimin Romanlar olduğunun altını çiziyor. Öztürk şöyle konuşuyor: “Git gide artan bir hayat pahalılığı var. Romanlar bakkala gittiklerinde yağı bardakla, salçayı kaşıkla alıyorlar. Ülkemizde Romanların özellikle son 15 yılda fakirliğe ve yoksulluğa mahkûm bırakıldığını görüyoruz. Sağlıklı gıdaya ulaşamıyorlar; pazardan kalan artıkları, çöpleri alarak beslenmeye çalışıyorlar. Çöpteki yiyeceklerle nasıl çocuğumu beslerim endişesi yaşıyorlar. Şu an asgari ücretle geçinen bir yurttaş ayda 1 kilo kıyma alabiliyorsa, Romanlar senede 2 kere bile kıyma alamıyor. ‘En iyisini alayım ve besleneyim’ denilmesini geçtim normal bir ürüne normal şartlarda ulaşamıyorlar. Mesela kadınlarımız hijyenik pedlere, kadın sağlığı için önemli ürünlere de ulaşamıyorlar. Biz sorumluların artık taşın altına elini koymasını istiyoruz.”

MÜDAHALE ŞART

Eğitim ve istihdam alanında da geri plana atıldıklarını kaydeden Öztürk, şu ifadeleri kullanıyor: “Toplumda inanılmaz bir önyargıyla mücadele ediyoruz. Bir kamu kurumunda bile çalışmamıza izin verilmiyor. Doğru bir rol modelimiz bile çok az. İş bulamıyoruz ki okuma oranı da artsın. Eğitim çok pahalı. Eğitimdeki fırsat eşitsizliği en çok Roman halkına vuruyor. Devlet okuluna gidecek bir çocuğun giderlerini karşılayamayacak durumdalar. Romanlar en başarılı konumları temsil edebilecekken; bohçacılığa ya da çiftçiliğe mahkûm ediliyor. Bizim önceliğimiz istihdam. Para kazanmadan ne gıdamız ne eğitimimiz olur.”

Roman mahallelerindeki en büyük sorunlardan birinin uyuşturucu olduğunu da söyleyen Öztürk “Biz yıllardır uyuşturucuya dur diyemedik. İktidar bu konuyla ilgili bir adım atsa çok kolay bir şekilde çözüm bulabilirdi. İstanbul’da yeterli hizmeti sağlayacak kaç tane AMATEM var? Devlet neden müdahale etmiyor? Neden bununla ilgili mücadele edilmiyor? Bir kesim yok sayılarak refah yaratılamaz” diye konuşuyor.

ROMANLAR DIŞLANIYOR

CHP’nin önceki gün Roman yurttaşlarla bir araya gelerek toplantı yaptığını kaydeden Öztürk, AKP’nin de 20 Ocak’ta çalıştay düzenleyeceğini anımsatıyor. Öztürk, şunları anlatıyor:

“Romanlar tüm yerel yönetimlerden şikâyetçi. Hiçbir belediye başkanı inisiyatif almıyor. Projelerimizi raporladığımızda belediye başkanlarının isteklerine göre hareket ediliyor. Bazı belediye başkanları bizim görüşlerimize kulak tıkıyor. AKP iktidarı da özellikle seçim dönemi yaklaştığı zaman bizimle görüşmeye başlıyor. Daha önce yaptığı çalışmalarda strateji koyup bütçe ayırmamıştı. Roman halkının eğitime teşviki için kontrollü düzeyde destek olabilirdi. 20 yıldır iktidardalar ve biz artık kendilerinin verdikleri sözlere inanmıyoruz. Yapabilecekleri onca çalışma varken sessiz kaldılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan 10 sene önce bir toplantısında ‘Devlet adına Romanlardan özür diliyorum’ demişti. 10 senedir kayda değer bir çalışma göremedik. İnsan hata yapmayacak ki özür dilemesin. Biz artık kandırılmak istemiyoruz. Romanların yaşadığı onlarca soruna bu zamana kadar çözüm bulmak isteseler bulmazlar mıydı? Bulabilirlerdi. Bunun hesabını kim verecek?”

Gelecek iktidardan beklentilerini de kaydeden Öztürk “Gelecek yeni bir iktidar varsa mevcut iktidar gibi romanları ötelememesi gerekiyor. Yoksulluk üzerinden sahte politikalar üretilmemesi gerekiyor. Biz bu ülkenin bir parçasıyız. Romanların gerçekten istihdam edilmesi gerekiyor. Düzenli bir gelire kavuşmamız lazım. Günde 50-100 TL kazanacakları işlerden kurtulmaları gerekiyor. Sağlığa eğitime rahat bir şekilde ulaşmaları lazım. İş olmazsa para olmazsa, eğitim de olmaz. Bir ötekileştirilmemeyi bekliyoruz” diyor.

***

KİMSE BİZİ HATIRLAMIYOR

Roman yurttaşlar da AKP iktidarının romanlara yönelik kayıtsızlığına tepki gösteriyor.

Tekirdağ’ın Saray ilçesinde yaşayan Gökhan Y. “Günlük Yevmiyeli işlerde çalışıyoruz. Kağıt, çöp topluyoruz. Biz barakalarda yaşıyoruz. Devlet dâhil kimse bizi hatırlamıyor. Bize ilk ayrımcılığı devlet yapıyor. Geçinemiyoruz. Aç kaldığımız geceler oluyor. Artık devletten bir beklentimiz kalmadı. Umudumuz kalmadı. Romanların yaşadığı yoksulluğu bir sorun olarak görmüyorlar” diyor. Tekirdağ’da yaşayan 24 yaşındaki 2 çocuk annesi Ö.İ. de şöyle konuşuyor: “Hayat standartlarımızdan memnun değiliz. Romanlara büyük bir ayrımcılık var. Devlet bizi unuttu. Bizi çadırlara bırakıyorlar. Bize erzak bile getirmiyorlar. Kanalizasyonumuz bile yoktu, kendi imkânlarımızla yaptık. Bizden özür dilemeyin. Bize icraat lazım. Rahat sağlıklı ortamda çocuklarımı büyütmek istiyorum.”