RTÜK personeli de ikna olmadı: "Taraflılık" sorun
İktidara yönelik eleştirel yayınlar yapan medya organlarına ağır cezalar yağdıran RTÜK’ün taraflı tutumu, iç paydaş analizi çalışmasına da yansıdı. RTÜK personeliyle gerçekleştirilen ankette en az onaylanan maddenin, “Tarafsızlık-nesnellik” maddesi olduğu öğrenildi.

Mustafa Bildircin
mustafamertbildircin@birgun.netEleştirel yayınlar yapan medya organlarına yönelik, “İktidarın sopası gibi hareket ettiği” gerekçesiyle eleştirilen RTÜK, stratejik plan kapsamında hazırladığı paydaş analizlerini tamamladı. Toplam 225 personelin katıldığı anket, RTÜK’ün tarafsızlık konusunda gösterdiği zafiyeti de ortaya koydu.
RTÜK Üst Kurul personeline yönelik anketin ardından, personelin kurum hakkında görüşleri 2024-2028 dönemine yönelik stratejik planına eklendi.
PERSONEL İKNA OLMADI
RTÜK’ün yol haritası niteliğindeki stratejik planda yer verilen iç paydaş analizinde öne çıkan ve “Personelin en az katıldığı maddeler” olarak nitelendirilen maddeler dikkati çekti. Buna göre, “RTÜK, kurumsal kaynakların etkin kullanımında başarılıdır” maddesi, personelden en az onay alan maddelerden biri oldu.
Ankette en düşük değere sahip olan bir diğer maddenin ise “İnternet ortamından yapılan radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerinde aile yapısının korunması bağlamında başarılıdır” maddesi olduğu belirtildi.
ÇALIŞANLAR KATILMADI
RTÜK’ün tartışmalara neden olan taraflı görünümün anketin sonuçlarını etkilediği de tespit edildi. Ankete katılan personelinin en düşük oranda katıldığı maddenin, “RTÜK’ü genel anlamda ve aldığı kararlar açısından değerlendiriniz” başlığı altında yer verilen, “Tarafsızlık-nesnellik” maddesi olduğu kaydedildi.
ZAYIF YÖNLER
Kurumun 2024-2028 dönemine yönelik stratejik planında, “Zayıf Yönler” de sıralandı. RTÜK, zayıf kalındığını düşündüğü bazı konularla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“RTÜK’ün toplum nezdinde görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usul ve esaslarının yeterince bilinir olmaması, paydaşlarla iletişimde aksaklıklara yol açmakta, Üst Kurul’un kurumsal imaj ve itibarına ilişkin ön yargılar oluşturabilmektedir. Özellikle yayın içeriklerinin önceden denetimi ve medya hizmet sağlayıcılarının editoryal bağımsızlığına müdahale yasal olarak mümkün olmamasına rağmen, Üst Kurul tarafından verilen kararlar, ifade ve haber alma özgürlüğünün önünde bir engel olarak görülebilmekte ya da millî ve manevi değerlere yeterince sahip çıkılmadığı gerekçesiyle aynı şekilde eleştirilebilmektedir.”