Ruh sağlığı problemleri giderek artıyor. Psikiyatristler, “Kamudan randevu alma zorluğu, farklı farklı hekimlerin tedaviyi sürdürmesi, muayene süresinin kısa olması gibi çok sayıda sorun tedavileri olumsuz etkiliyor" dedi.

Ruh sağlığı krizi çözüm bekliyor
Fotoğraf: Depo Photos

Sibel BAHÇETEPE

Kamudan ruh sağlığı hizmeti alabilmek bir hayli güç. Randevu alabilmek için saatlerce ya telefon başında ya da internet başında zaman geçiren yurttaşların çilesi bununla da bitmiyor. Her randevuda farklı psikiyatri hekiminin kendilerini muayene etmesiyle karşı karşıya kalan hastalar ne yapacağını bilmiyor. Ruh sağlığı sorunlarının giderek artığına dikkat çeken psikiyatristler "Alınamayan ruh sağlığı hizmetleri hem sağlıkta hem toplumsal alanda şiddet olarak da karşımıza çıkabiliyor" dedi.

KAMUDAN İSTİFALAR

Toplumun ruh sağlığı giderek bozuluyor. Ekonomik kriz, hukuksuzluk, kadına şiddet, siyasilerin kullandığı dil, gelecek ile ilgili belirsizlikler gibi pek çok neden bu sorunların artmasında etkili. Ülkede her 10 kişiden biri kaygı bozukluğu, her 4 kişiden biri de depresyon ile karşı karşıya. Manisa Tabip Odası Başkanı, Psikiyatrist Şahut Duran BirGün’e yaptığı değerlendirmede, Türkiye’de ve dünyada son yıllarda ruh sağlığı ile ilgili bozulmaların artığını söyledi. Özellikle pandemi sonrası bu sorunların büyüdüğünü belirten Duran "Pandemide sağlık hizmetlerine erişimin kısıtlı ve yetersiz olması, sonrasın da normalleşmeyle birlikte telafi edilmeye çalışılsa da bu mevcut olan yükün altından çıkılamadığı ortada" dedi. Kamu hastanelerinden psikiyatristlerin istifalarının da sorunları derinleştirdiğini anlatan Duran, kamuda çalışan psikiyatrist sayısının dünyanın altında olduğunu ifade etti.

SAYI YETERSİZ

Psikiyatrist Şahut Duran, ülkede kamu hastanelerinde çalışan psikiyatrist sayısının dünyanın altında kaldığına değinerek "Bu sayı dünya ortalamasının da altında. Şuan da Türkiye’de ortalama 100 bin kişiye bir psikiyatrist düşüyor. Avrupa Birliği (AB) ülkelerindeki oranın çok gerisinde bu sayı. Türkiye’de şu anda kamu ve özelde çalışan psikiyatri sayısı 7-8 bin kadar olduğu tahmin ediliyor" değerlendirmesini yaptı. Türkiye’deki ruh sağlığı hizmetlerinin yüzde 60’ının kamu hastanelerinin ruh sağlığı hastanelerinden verildiğini kaydeden Duran, şöyle devam etti:

“Ruh sağlığı hizmetinin büyük bölümü Bakırköy, Erenköy, Manisa, Samsun, Adana, Elazığ gibi bölge ruh sağlığı hastanelerinden veriliyor. Özellikle ağır ruhsal bozuklukları olanlara yönelik tedavilerin de yüzde 90-95’i yine bu hastanelerin yataklı servislerinden sağlanıyor. Bunun dışında kaygı bozukluğu, depresyon gibi rahatsızlıkların üniversite hastanelerinde, şehir hastanelerinde yoğunluk yarattığını biliyoruz. Hekim sayısı artan ihtiyaca göre çok düşük oranda kalıyor. Bu yüzden de bir hastanelerde bir yığılma söz konusu oluyor. Özellikle randevuların bulunamamasında bu da çok önemli. 15 dakikaya düşürülmüş randevu sürelerinin dışında, bu hastanelerde çalışan hekimlerin poliklinik hizmetlerinin dışında birçok alanda çalıştığını biliyoruz. Sağlık kurulları heyetlerinde, farklı yerlere görevlendirmelerin yapılması gibi... Bu durumlar oradaki ruh sağlığı alanındaki hizmetlerin sürekliliğini de bozuyor."

Şahut Duran, Psikiyatrist Şahut Duran, Psikiyatrist

İLAÇ UYUMU DÜŞÜYOR

Psikiyatri tedavisinde sürekliliğin önemine dikkat çeken Duran "Özelde psikiyatri tedavisi daha maliyetli. Ama son dönemde buralara da talebin artığını görüyoruz. Bunda en büyük sebeplerden biri sadece randevu alınmaması değil, hastaya bakan hekimlerin sürekli değişmesi de etkili. Aynı hekimi bulamamak en büyük problemden biri ki ruh sağlığı hizmetinin en büyük önemi sürekliliktir. Aynı hekim ile bir şekilde tedavi sürecini yürütmektir. Psikiyatri gibi spesifik durumda hastaların her seferinde farklı bir hekime muayene olması tedaviyi olumsuz etkiliyor. Motivasyonu, sürekliliği azaltıyor, tedavinin başarısını etkiliyor, ilaç uyumunu da etkiliyor" diye konuştu.

***

ŞİDDETİ KÖRÜKLER

“Bozulan ruh sağlığı ve alınamayan ruh sağlığı hizmetleri nasıl bir toplumsal sorun getirir?” sorusuna Duran şu yanıtı verdi: “Bu durum hem sağlıkta şiddete hem de toplumsal şiddette de ciddi anlamda rol oynuyor. Özellikle sürekli tedavi görmesi gereken hastaların tedavilerini sürdürememesi ciddi bir sağlık problemi haline gelebiliyor. Sağlık bir bütündür. Biyolojik, psikolojik ve çevresel olarak iyilik hali olarak değerlendirilir. Dolayısıyla ekonomik kriz, ülkenin içinden geçtiği durum, gelecek ile ilgili belirsizlik, kadına yönelik şiddet, çocuklara yönelik istismar, siyasilerin kullandığı dil, adaletsizlik gibi faktörler de da ruh sağlığımızı olumsuz etkiliyor. Böylesi bir toplumda ruh sağlığı hizmetleri çok önemli. Asıl önemli olan koruyucu ruh sağlığı hizmetleridir."