Protestocular tek bir talep etrafında birleşmiş gözükmüyor. Sloganlar, “yüksek fiyat” dan İslam Cumhuriyeti’nin yıkılmasına kadar genişliyor. Durum hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için dikkate alınması gereken önemli bir soru, tam olarak kimler bu protestolara katılıyor?

Ruhani, reform için protestoları nasıl kullanabilir?

Mohammad Ali Shabani

İran’daki protestolarda temel sorular cevapsız kalırken, gelişmekte olan bazı eğilimler gelecekte neler olabileceğine dair önemli ipuçları taşıyor.

İlk önce kuzeydoğudaki Meşhed kentinde başlayan protestolar şimdi İran şehirlerinin çoğuna yayılmış durumda. Bununla birlikte, Tahran ve Tebriz gibi büyük şehir merkezleri, tartışmalı 2009 Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında gerçekleştirilen protestolara benzer bir ayaklanmayı henüz başlatmadılar. Bu nedenle, coğrafi bakımdan bu ayaklanma, ademi merkeziyetçi protestolardan birisi gibi gözüküyor. Protestocuların sayısı az olsa da, etkileri küçümsenmemelidir. Örneğin, bir polis aracının yakılmasını içeren şiddet eylemi Kashan kentinden bildirildi. Küçük protestocu gruplar kritik bir kitle teşkil etmese de, yetkililer zorluklarla karşı karşıya kalıyorlar.

Protestoların örgütlenmesi için kullanılan aracın İran’da yaklaşık 40 milyon kullanıcısı olan popüler akıllı telefon uygulaması Telegram olduğu belirtiliyor. Al-Monitor daha önce Telegram’ın popülaritesini, yetkililerin bu uygulamayı nasıl kontrol etmeye çalıştığını ve İran medyasını nasıl değiştirdiğini yakından incelemişti. Nisan ayında, İran’daki Siber Kurul, 5000’den fazla takipçisi olan kanal yöneticilerinden Kültür ve İslami Rehberlik Bakanlığı’na kayıt olmalarını istedi.

Telegram’ın bir kanalı olan ‘Amad News’ protesto dalgasında önemli bir rol oynamış görünüyor. Bu yüzden kısa bir süre sonra hemen kapatıldı. Dikkat çekici bir şekilde, İran’dan gelen talep, ülkede kısıtlanmaya devam eden bir araç olan Twitter’dan da kamuoyuna açıklandı. Amad News’in kapanmasından sonra ortaya çıkan başka kanallar da kapatıldı, ancak bir tanesi çalışmaya devam ediyor. Bu yazı yazılırken 900.000 takipçisi vardı. Buna ek olarak, İranlı yetkililer, görünüşe göre, bazı bölgelerde mobil veri servislerini sınırlamaya karar verdiler. Dahası, şimdiye kadar İran’da kısıtlamaya maruz kalmamış olan Telegram ve Instagram’ın bazı bölgelerde “geçici olarak” kısıtlandığı söyleniyor.

Protestocular tek bir talep etrafında birleşmiş gözükmüyor. Sloganlar, “yüksek fiyat” dan İslam Cumhuriyeti’nin yıkılmasına kadar genişliyor. Durum hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için dikkate alınması gereken önemli bir soru, tam olarak kimler bu protestolara katılıyor?

İran’ın demografik yapısı değişiyor: 2013’te İranlı seçmenin medeni yaşı 38- 2009’daki yaş ortalamasına göre üç yaş daha büyük. İran nüfusunun yaşlanması kamu taleplerini açıkça değiştiriyor. Şimdiye kadar ekonomik konulara daha fazla vurgu yapılıyordu. Bu, Ruhani’nin hem 2013’deki ilk seçimlerinde hem de 2017’deki ikinci seçimlerinde başarıyla kullandığı söylemdi. Ancak yönetim, işsizlik oranını korumak için her yıl 1 milyona kadar iş yaratma zorunluluğu ile uğraşmaya devam ediyor. Bu nedenle, bu yıl Ruhani başkanlığında sağlanan güçlü ekonomik büyümeye rağmen, Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi kurumlar, 2020’lerin başlarına % 12 civarında bir işsizlik oranı öngörüyor. İşsizlik oranları gençler ve kadınlar arasında çok daha yüksek.
Görgü tanıkları ve videolar, göstericilerin ezici çoğunluğunu gençlerin oluşturduğunu gösteriyor. Tahran’da ikamet eden ve ismini vermek istemeyen bir sosyal bilimcinin İranlı gazeteci Borzou Daragahi’ye verdiği demeçte, “Bu, bu kez sokakları çıkmış olan yeni nesildir. 90’lı nesiller! Sınırları tanımayan bir nesil. Yarışmaya aday olmayan bir nesil!” Sosyal bilimci ek olarak ‘Gösterilerde reformcu eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi’ye veya Musavi’ye dair bir işaret yok. 2009’un olaylarıyla hiçbir benzerlik göstermiyor.

Başkan, büyük bir fırsata öncülük etmek ve meydan okumayı dönüştürmek için eşsiz bir fırsata sahip.
İlk olarak, yönetim mağduriyetlerin ifade edilmesi için kanallar yaratma sözünün üzerinden hareket etmeli. Ruhani’nin Yurttaşlık Hakları Bildirgesi ve Yüce Lider Ayetullah Ali Hamaney’in İslam Cumhuriyeti’ne destek vermeyen İranlılar’ın varlığını tanıması gibi, İslam Cumhuriyeti söyleminde görüş ayrılıklarının kabulünde artış olmuştur. Önemli ve somut bir gelişme, barışçıl protestoların taleplerini yerine getirmek için yargı ve güvenlik hizmetleri de dahil olmak üzere diğer güç merkezleriyle bağlantı kurmak olacaktır. Parlamentonun ulusal güvenlik sözcüsü ve dış politika komisyonu gibi muhafazakâr sesler dahi, verilen sözlerin yerine getirilmesi için çağrı yaptı. Ruhani’nin, Ali Motahari’nin İran’da bulunmadığını belirten “protesto kültürü “nü üretmek için tohum ekmeye başlaması şaşırtıcı bir başarı olurdu.

Kendi yerli muhalifleri için bir araç haline gelme ihtimali olan ve radikallerin ilgisini yeniden ortaya koyma fırsatı verebilecek olan protesto gösterilerine izin vermek yerine, Ruhani’nin Ayetullah Ali Hamaney’i hesaplanamayan güç ve para merkezleri ile mücadele etmek için ikna etmesi gerekmektedir. Bütçe tahsisatlarının ayrıntılarını ve opak aktörlerin mali piyasalardaki aşırı etkisine ilişkin yaptığı açıklama bu oyunda Ruhani açısından çok yanlış bir hamle oldu. Fakat uzun vadede, eğer önündeki fırsatları iyi değerlendirebilirse, Ruhani reform gündemini engelleyen kazanılmış çıkarları bertaraf edebilir.

Al- Monitor’den Çeviren: Pınar Yüksek