Nihayet henüz bir hafta geçmesine karşın Putin’in savaşı üniversiteleri de vurdu. İşin bir yüzü kültürel ve politik. Geçen hafta dikkati çekip uyardığım Russofobinin kampüslerden uzak tutulması gerek. Putin’i destekleyenler olabilir ancak nasıl ki her Türk vatandaşı hükümet taraftarı değil her Rusya vatandaşı da savaş taraftarı değil. Zaten hepimizin yakından tecrübe etmiş olduğu sosyal medya kapatmaların falan ardarda gelmesi ülkenin çoğunluğunun bu savaşa karşı olma ihtimalini gösteriyor. Dolayısıyla Ukraynalı dostlarımızla birlikte Rus dostlarımıza da sahip çıkmak gerek.


Üniversite rektörleri, rekör yardımcıları geçtiğimiz haftayı bu tarz sakinleştirici mesajlar vererek geçirdiler. Genel olarak “Ukraynalı öğrencilerimiz, aileleri ve Ukraynalıların yanındayız”, “savaşı protesto eden Rusların yanındayız” şeklinde mesajlar verildi. Bazı üniversiteler Rus öğrencilerini de hatırlayıp mesajları yumuşattılar.

***

Önce biraz tevellütüne bakalım. Üniversitelerin ticarileşmesi malum. Kamu fonları kısıldıkça ya da başka bir ifadeyle liberalleştikçe kampüslerde bir para sıkıntısı ortaya çıktı. İngiltere’de bu dönüşüm önce üniversite harçları olarak ortaya çıktı. 1998’den itibaren önce küçük meblağlar olan bu harçlar zamanla ciddi okul ücretlerine dönüştü ve bugün 12 bin Sterlin civarına çıktı. Üniversitelerin kendi belirledikleri bir fiyat ancak aynı zamanda bürokratikleşerek hantallaşan üniversitelere bu harçlardan gelen ek bütçe de yetmedi.

Bu noktada uluslararası öğrenciler imdada yetişti. Çünkü yerli öğrencilerden alınacak ücret merkezi olarak sınırlanmakla birlikte yabancı öğrencilerde atış serbest bırakıldığı için aynı programlar için yabancı öğrenci ücretleri 3-4 kat daha yüksek olabiliyor. Tüm öğrencilerin yaklaşık yüzde 22’si yabancı öğrenci, yüksek lisans ve doktora düzeyindeki öğrencilerin ise yüzde 60’a yakını yabancı.

Rusyalı öğrenciler o kadar da büyük bir nüfus oluşturmuyor. Toplam sayı 2021 için 3380. Ukraynalı öğrenci sayısı da 870. Bilgi için Türkiyeli öğrenci sayısı da 4135. 2 milyon 751 bin öğrenci içinde bunlar küçük sayılar. Uzatmayalım yabancı öğrencilerin ödedikleri okul ücreti ile İngiltere üniversitelerine sağladığı nakit 10 milyar Sterlin’in üzerinde. En az bir o kadar daha dolaylı harcamalarla gelen nakit olduğu düşünülebilir. 2018-19 öğretim yılı için yapılan bir hesaplamaya göre toplam katma değer 25,9 milyar Sterlin.

***

Balık büyük ancak görünmeyen bir balık da uluslararası fonlar ve sponsorluklar. Geçtiğimiz hafta Birleşik Krallık ve Avrupa’nın pek çok ülkesinde sarsıntı yaratan bir haber bu fonlara getirilen Rus savaşı ambargosu. Ruslarla ortak yapılan projeler askıya alındı ya da yasaklandı. Bu da bazı üniversiteler için ciddi maddi kayıplara neden olacak.

Rus üniversiteleri ile işbirliği yanında boykot edilmeleri de istendi. Ukrayna’nın işgalini durdurma yönünde bir etki bekleniyor anlaşılan. Pek çok akademisyen de çok tereddüt etmeden boykota katıldılar. Malumunuz biz akademisyenler bu konularda biraz fazla gözüpekiz; hemen imzayı atıveririz.

Boykota karşı olanlar da var tabii ki. Filistin nedeniyle İsrail üniversitelerini boykot etme meselesi de benzer tartışmalara yol açmıştır. Çünkü bir taraftan yaptırım gibi görünen boykot öte taraftan o rejime karşı çıkan ve kendi hükümeti tarafından zaten cezalandırılan bir kesimi bir kez daha cezalandırmak anlamına geliyor. Yani iki ucu keskin bıçak.

***

Daha küçük bir kesim ise bilimsel nedenlerle karşı çıkıyor. İklim bilimciler için örneğin çok büyük bir veri alanı olan Rusya’nın terkedilmesi alanın işlevselliğini temelden etkiliyor.

Bir akademisyen arkadaşımızın röportajında belirttiği gibi üniversiteler olarak yapacağımız yaptırımlar en çok kendi arkadaşlarımıza zarar verecek. Üniversitelerde çalışanlar genel olarak daha açık görüşlü ve barıştan yana insanlar. En azından teknik olarak böyle olması bekleniyor. Rusya ya da Ukrayna’dan birlikte çalıştığımız bilim insanları da arkadaşlarımız. Muhtemelen onlarla dostluğumuzu bozmak ve akademik çalışmalarımızı baltalamak Putin’in çok da umrunda olmayacaktır.

Yine de karar sizin.