Türkiye’nin Suriye çıkarları Batı’nın ve NATO’nun çıkarlarıyla uyumlu görünse de asimetrik biçimde artan Rusya bağımlılığı, Erdoğan’ı güvenlikten ekonomiye birçok alanda Rusya’ya taviz vermeye zorluyor

Rusya’nın geniş stratejisi

T ürkiye, Rusya ve İran aktif olarak Suriye savaşına müdahil oldular ve her birinin çeşitli çıkarları var. Moskova ve Tahran’daki liderler rejimin başındaki Beşar Esad’a destek verdiler ve stratejik öneme sahip Suriye bölgesindeki etkisini sürdürmesi umuduyla hareket ettiler. Türkiye ise krizin 2011’de patlak vermesinden beri Esad’ın gitmesine takmış halde. Bu üç ülke şimdiye kadar ayrışan hedeflerini uyum içinde götürmeyi başardı. Bunda 2017 ve 2018’de Soçi, Astana, Tehran ve tekrar Soçi’de yaptıkları toplantıların da etkisi oldu. Aslına bakarsanız, bu uyumun sürdürülmesi 2017’den beri Vladimir Putin’in temel stratejisi oldu.

Putin’in Suriye stratejisinin, başlıca müttefiki Esad rejimini desteklemekten ibaret olmadığı açık. Aynı zamanda Suriye savaşını kullanarak bölgedeki Batı ittifakını kırmayı, NATO üyesi Türkiye’yi Moskova’ya daha sıkı bağlamayı hedefliyor.

Putin için öncelik, geleneksel müttefiki Suriye rejimini desteklemekten ziyade Batı ittifakını parçalamak. Son Soçi zirvesi bu çerçevede Putin’in Erdoğan’ı Rusya’ya yaklaştırma yöntemi olarak görülebilir. Görünüşe göre Putin’in “geniş stratejisi” bu.

Türkiye’nin Suriye çıkarları Batı’nın ve NATO’nun çıkarlarıyla uyumlu görünse de asimetrik biçimde artan Rusya bağımlılığı, Erdoğan’ı güvenlikten ekonomiye birçok alanda Rusya’ya taviz vermeye zorluyor. Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma füzeleri alma kararı birçok örnekten biri. Aslına bakarsanız gelişen asimetrik bağımlılık Türkiye’nin Rusya’nın vekillerinden biri haline geliyor olabileceği sorusunu doğuruyor. Aynı zamanda NATO üyesi olan bir vekil, ABD ve NATO ile giriştiği küresel yarışta Rusya’nın arzuladığı temel avantaj olabilir.

Türkiye Suriye krizinin içine çekildikçe Erdoğan’ın Putin’den kopması zorlaşıyor. Suriye krizi kapısına dayanmışken ve Rusya ile İran bölge siyasetinde gitgide belirleyici olurken Türkiye gitgide NATO’nun düşmanlarına borçlu hale geliyor. Gelinen durum, Türkiye’nin sınırlarını korumak için bu iki güce tamamen teslim olmak zorunda kalabileceğini gösteriyor.

İngiltere’deki Kaale Üniversitesi’nde doktora öğrencisi Mustafa Demir’in makalesinden çevrilmiştir.
Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: The Conversation - bit.ly/2EAsj5B