Daha iki gün önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye’den binden fazla asker ile 13 savaş uçağı çektiklerini açıklamıştı. Dün de Amerikan CNN televizyonu, 16 Temmuz’da Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de yapılması beklenen Putin-Trump Zirvesi’nde, ABD Başkanı’nın, Rusya Devlet Başkanı’na Rusya’nın Suriye’den tamamen çekilmesine olanak tanıyacak bir öneri sunacağı iddiasını ortaya attı.

Kremlin iddiayı yalanlasa da şimdiden, somut sonuç çıkmayacağı tahminleri yapılan Zirve’den bu yönde bir beklenti oluştu haliyle. Rusya, ABD’nin, içeriğini henüz bilmediğimiz, teklifine evet deyip askeri varlığını Suriye’de sonlandırır mı?

Buna değer bir önerinin yapılması gerekir haliyle. Birkaç ay önce sorulsaydı, herhalde “çekilmez” derdim. Ancak şimdi “çekilir” demesem de çekilmeyeceği konusunda net bir görüş ifade edemiyorum. Çünkü kim ne derse desin, Rusya uluslararası alanda Ukrayna sorunu nedeniyle bir hayli sıkıntılı bir durumda. Ukrayna kaynaklı ABD-AB yaptırımlarının kaldırılması koşuluyla Suriye’den askerini çekmesi istenebilir örneğin. Trump’ın sunacağı öneri buna yöneliktir muhtemelen.

Rusya daha önce de Suriye’den çekileceklerini söylemişti ama “bize gerek kalmadığı zamanda” demeyi de eklemişti. Şimdi her ne kadar kesin bir görüş belirtemesem de Suriye’de hala Rusya askeri gücüne gereksinim var diye tahmin ettiğim için, eğer Putin’in çekilme şartı Suriye’nin kendi başına sorunu çözecek durumda olması ise bu pek öyle görülmüyor. Rusya krize askeri anlamda dahil olana kadar Suriye ordusunun yıllarca büyük bir direniş gösterdiği bir gerçek ama çok zorlandığı bir anda Rusya’nın yardımı durumu lehine çevirmesine yol açmıştı. Ancak Suriye “savaş”ta insiyatifi ele geçirse bile önünde aşılmaz bir “siyasi” duvar var. Bu ABD ile müttefiklerinin Suriye ile ona yakın bölgedeki varlığı. Askeri anlamda çekildikten sonra Rusya’nın ABD karşısında kazandığı bölgesel egemenlik avantajından vazgeçmesi düşünülebilir mi gerçekten?

Herhalde düşünülebilir değil çünkü daha önce de asker çektiğini söylediği zamanda Rusya Suriye’de önemli oranda askeri güç bırakmıştı. Filo, uçaksavar sistemleri, savaş uçakları, askeri helikopterleri, tankları, deniz kuvvetlerine bağlı askerleri Suriye’den ayrılmamıştı.

Şunu elbette unutmamak gerek; Putin, Suriye’ye askeri varlığıyla girdiğinde “bu sınırlı amaçları olan bir harekattır” demişti. Amacının bir siyasi uzlaşma için gerekli zemini yaratmak olduğunu da vurgulamıştı. Askeri anlamda cihatçı güçlere karşı Suriye ordusu ile birlikte ciddi zaferler kazanıldığı ortada. Ancak bu çarpışan tarafların “siyasi uzlaşma için gerekli zemin”de buluşmasına yol açmış değil. Suriye yönetimi haklı olarak askeri başarısını masada kaybetmek niyetinde olmadı hiçbir zaman, ama “Suriyeli” olması koşuluyla muhalefetle masaya oturmaktan da kaçınmayacağını defalarca açıkladı. Suriye’nin karşısına Suriye’de hiçbir temsil hakkı olmayan gruplar muhalif olarak çıkartıldı. CenevreGörüşmeleri bu nedenle başarılı olamadı, bu görüşmelerden çıka çıka Astana Görüşmeleri, bu görüşmelerden de kimi “anlaşma”lar çıkabildi. Ama krizi sürdüren gerekçe ortadan kalkmış değil. Suriye’de temsil hakkı/yeteneği olmayan unsurlar kendilerinde Suriye’nin meşru/egemen hükümetiyle pazarlık yapacak hakkı görüyorlar. Suriye böyle bir pazarlığa oturmak için savaş vermiş denemez bunca yıl, Rusya da herhalde bu sonuç için askeri varlığını Suriye’ye götürmüş olamazdı. Yani “siyasi uzlaşma için gerekli zemin” ortada yok. O zaman Putin’in sözünde durup bu “zemin” oluşuncaya kadar Suriye’de kalması olasılık dışı sayılmaz.

Ukrayna Krizi’nin yarattığı aleyhteki ortamın kaybettireceklerinden daha fazlasını, Suriye’de emperyal güçlerin istekleri doğrultusunda bir adım atması halinde kaybedebilir Rusya. ABD etkisinin azaltıldığı, manevra alanının daraltıldığı bir anda, yani şimdiki anda, Rusya’nın Suriye’den ABD isteği doğrultusunda asker çekmesi bunca kazanımın heba olması anlamına gelecek. Tartus’da askeri güç bulunduran, Hmeymim askeri üssünde kalıcı olduğunu duyuran Rusya’nın bunları yapmaktaki amacını ortadan kaldıran bir gelişme olmuş değil. Yani geri adım atması için bir neden yok. Sadece Ukrayna sorunu nedeniyle uğradığı yaptırımlar gerçekten Suriye’de taviz vermesine yol açabilir mi, bu da kuşkulu. Çünkü söz konusu yaptırımlar Rusya’nın üzerinde yaptırım uygulanan ürünleri kendisinin üretmesine yol açan bir sonuç doğurdu. Her şeye rağmen ekonomisiyle, siyasi ağırlığıyla büyük bir güç Rusya. Trump’ın önerisine neden “evet” desin.

Şimdilik Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’un CNN’in iddiasına yönelik olarak yaptığı “haberimiz yok. Bize sadece şaşırmak kaldı” demesine kulak verelim.