Son günlerde çok fazla rüya görmeye başladım... Psikologların en sevdiği şey rüya. Aslında rüya filan görecek halim yok zaten leş gibi yatıyorum her gece. Nedense yaz bitti diye mi, havalar abartarak saçmaladı diye mi bilemiyorum, artık paso rüya görüyorum.

Rüyalar da sağ olsunlar beni görüyorlar, her geçen gün daha da saçma sapanlaşmaya, daha da bir acayipleşmeye başlıyorlar. Bir iki hafta düzenli rüya gördükten sonra dizi modeli her gece devamını gördüğüm rüyalara bile geçtim. O günün finali de heyecanlı biterse demeyin keyfime.

Tabii gördüğüm bunca fantastik rüyayı hatırlayabilmek için geceleri başucumda bir ses kayıt cihazı taşımaya başladım. Hem şekil görünüyordu, hem de gördüğüm rüyaları yazmama gerek kalmadan not almış olacaktım.

Gel gör ki rüyalanmaların ertesi sabahında kaydettiğim kendi sesimi dinlediğimde ‘Böğüüünn boğorok bono botto boylo kocomon, voy onosono!’ filan gibi seyler duydum. Haliyle uyku ve susuzlukta boğazım Tuz Gölü misali kurumuş, yastık terden Sünger Bob’a dönüşmüş, yorgan, çarşaf sizlere ömür, her yerde kedi tüyü istilası... Anlayacağınız yatak değil Kerbela...

İnternet bile çekmiyor o noktada. Uyurken kim internet kullansın tabii ama bazen de lazım oluyor giderayak.

İlk rüyamda bi arkadaşımı gördüm, bizim dergideki kel olan. Arkadaşım sürekli ‘Abi param yok yeaa, çok fenalardayım yeaa’ diye yanıma geliyordu. Ben de rüyada olduğum için ‘Kanpacığım dert etme, al bu bin lirayı, bi ihtiyacını giderirsin’ filan diye diye buna para vermeye başladım. Gel rüya, git rüya, eleman her gece gelip ‘Abi valla darda kalmasak ortamına gelmezdim, fişekle kardeşine üç beş bi şeyler’ diye geldikçe geliyor, rüyada adama para vere vere hal oluyordum. İki gün daha rüyaya yattım, bu kel ortalıkta görünmedi... Kıllandım.

Bi ara rüyamda telefonum çaldı, bu aradı ‘Pardon abi favorilerde olduğu için götümden aramışım kusura kalma zanpacığım’ dedi. Ben de ‘Ya ne önemi var abi, götünle de olsa bi hasret gidermiş olduk sonuçta’ filan dedim, mevzu kapandı... Arkadaş bu herif iki gün görünmeyince beni rüyamda bi tripler sarmaya başladı.

Atladım rüyamdaki arabama (gerçekte yok zaten) gittim herifin mekanına. Bi baktım her yer hafriyat. Kapıda inşaat kamyonu var, inşaatın külü var, bizim eleman yok. Hemen aradım ‘Abi neredesin ya? Senin evine geldim ama evi yıkmışlar, bi inşaat var yerine’ dedim. Bu herif ne dese beğenirsiniz ‘Abi yeni ev alıyorum, eskisini de yıktırıyorum, zehir zıkkım olsun benden sonra yerleşecek insana’ dedi... ‘Lan olm, benim kiramın kaç para olduğunu biliyorsun, neden senin şu güzel evini kardeşine kiralamadın ya?’ diye sordum. Çünkü rüyamda ev sahibim olacak orçoking kirayı köklemişti de köklemişti (Zaten gerçeğinde de büyük sapladılar ama neyse artık)...

Uyandım, arkadaşımı aradım, açmıyor. Tekrar aradım, bu sefer meşgule yattı. SMS attım ‘Hacı ne iş?’ diye ses yok, Vatzap’ı açtım ‘En son iki dakka önce onlayndı abi bu’ diye ihbar etti Vatzap elemanı. Ulan dedim bari Snapchat’ten görüntülü mesaj atayım, çıplak fotoğrafımın üzerine ‘Abi ben bittim, donuma kadar gitti’ yazdım. Ona da cevap yok...

Tekrar vurdum kafayı yattım. Aslında size İbrahim Tatlıses ve Riyanna rüyalarımı anlatacaktım, ama kısmet değilmiş. (İbo rüyamda elden 3 bin TL verip ‘Saol Kaancım bu senin hakkın’ demişti halbuki.) Riyanna da rüyamda ful Türkçe konuşuyordu ‘Abi adam bekliyoruz kaç saattir gelmedi gtk’ filan diyordu... Ama Riyanna’nın ortam da yılansı iyiydi, onu anlatırım bi ara.

Demek ki zenginlik böyle böyle oluyormuş.