Latin Amerika’nın kesik damarları kanamaya devam etse de neo liberal kapitalist yıkımın onarılmaz hasarlara yol açtığı ‘acılı kıta’ yine, yeniden yüzünü sola dönmeye başladı. Bolivya’dan Peru ve Nikaragua’ya Orta ve Güney Amerika’da son bir yıl içinde sol, sosyalist parti ve isimler iktidara geldi.

Honduras’ta oy sayımı sürerken zafer ilan edilirken Şili gibi kimi yerlerde de iktidara bir adım uzaklıktalar. Bunun yanı sıra Kolombiya’da sağcı Duque, Brezilya’da aşırı sağcı Bolsanaro rejimine karşı isyanlar devam ediyor. Yeni bir darbe tezgahlanmazsa Brezilya’da İşçi Partisi’nin önümüzdeki yıl yeniden iktidara gelmesine kesin gözüyle bakılıyor.

En son 2000’lerin başlarında Venezuela’da Chavez, Brezilya’da Lula, Bolivya’da Morales, Ekvator’da Correal’larla birlikte böylesi bir sol dalga yakalanmış bütün bir Güney ve Orta Amerika’yı sarmalamıştı.

Arka bahçe’de yaşananlardan rahatsız olan Amerikan emperyalizmi bu “sol dalga”yı kırmak için kıta genelinde seferber olmuş, pek çok ülkede dalga kıran işlevi görmüştü. Peş peşe gerçekleştirilen dış müdahaleler ve körüklenen iç karışıklıklarla Honduras’tan Venezuela ve Brezilya’ya süreç kesintiye uğratılmıştı.

LATİN AMERİKA’DA YENİ SOL DALGA

Salgınla birleşen kapitalizmin yapısal krizinin açlık, yoksulluk, sefalet dayattığı halklar dört bir tarafta isyan bayrağını açarken Güney Amerika yine başı çekiyor.

Geçinemeyenler, barınamayanlar, yoksullaşanlar giderek ağırlaşan ekonomik ve toplumsal sorunlar karşısında meydanları doldurmaya devam ediyorlar. Kolombiya’da, Şili’de sağcı yönetimlere karşı aylardır, yıllardır dinmeyen protestolar ilham verici.

Güney Amerika’da esen bu yeni sol dalganın bir öncekinden farklı yanları da mevcut. Neoliberal yıkım politikalarına karşı ortaya konulan halk muhalefeti toplumsal, siyasal dönüşümleri de beraberinde getiriyor.

Toplumsal hareketlerin oldukça güçlü olduğu Güney Amerika yakından takip edilmesi gereken bir coğrafya. Her daim bünyesinde sol umutlar taşıyan bu coğrafyanın tarihsel, kültürel, toplumsal devrimci birikimi ve pratiği her zaman umut verici olmuştur.

Gamze Yücesan Özdemir hocanın Monthly Review Türkiye’nin Mart 2018’de çıkan “Latin Amerika ve Sol” özel sayısında belirttiği gibi “Latin Amerika, Simon Bolivar’ın, Jose Martin’in, Emiliano Zapata’nın ayaklanmaları, sosyalistlerin önderlik ettiği halk isyanları ve devrimleri ile sosyalistler için oldukça zengin, değerli ve romantik bir coğrafya.”

On yıllık bir kesintinin ardından Güney Amerika yeniden bir sol dalganın tesiri altına girerken bu coğrafyadaki pratikler bizim coğrafyamız için de ilham verici.

SOLUN SOLDAN ALMASI GEREKEN DERSLER

Bunun için elbette ki alınması gereken dersler var. Bütün Güney Amerika ülkelerindeki toplumsal kazanımların ve de seçim zaferlerinin arka planında sol-sosyalist güçlerle toplumsal yapıların ittifakı bulunuyor.

Sol ittifaklar süreci çarpıcı deneyimlerle bezeli. Dikkatle takip edilmesinde toplumsal, siyasal yarar var. Latin Amerika’nın sola dönüşü kuşkusuz ki sadece bu kıtayla sınırlı kalmayacak. Pek çok yerde salgının daha da yoksullaştırdığı kitleler yüzlerine sol-sosyalist partilere dönemeye devam edeceklerdir.

Sağ muhafazakâr otoriter liderlerin, neo liberal hükümetlerin yol açtığı toplumsal-siyasal enkazdan kurtuluş tek adresi sol-sosyalist politikalardır.

Latin Amerika solu, en imkânsız gibi görünen anlarda dahi umut saçmayı başarırken bu coğrafyada neden benzeri başarılmasın!