Sabah gazetesi, Hablemitoğlu suikastının zanlısıyla yapılan söyleşiyi iki yıl boyunca yayınlamamış
Yandaş Sabah gazetesi Haber Koordinatörü Abdurrahman Şimşek, Necip Hablemitoğlu suikastının zanlılarından Nuri Gökhan Bozkır ile iki yıl önce yaptığı söyleşiyi yeniymiş gibi yayınladı.
Sabah gazetesinin, Necip Hablemitoğlu davasının zanlılarından Nuri Gökhan Bozkır ile yapılan söyleşiyi iki yıl boyunca yayınlamadığı, Bozkır'ın cezaevine girmesinin ardından ise "yeniymiş gibi" yayınladığı ortaya çıktı.
Yandaş Sabah gazetesinin Haber Koordinatörü Abdurrahman Şimşek, röportajın 2 yıl boyunca yayınlanmamasının kendisine Hablemitoğlu davasında sorulması üzerine “soruşturmanın gizliliğini ihlâl etmemek ve Bozkır’ın söylediklerini araştırmak için beklettiğini” söyledi.
12punto’dan Müyesser Yıldız’ın aktardığına göre Nuri Gökhan Bozkır ile yapılan söyleşi, Bozkır cezaevine girdikten sonra yayınlandı.
Hablemitoğlu suikastı davasının bir celsesinde Nuri Gökhan Bozkır, “2020 yılı şubat ayında Abdurrahman Şimşek yanıma geldi. Elinde soruşturma dosyasından bilgiler vardı. Bana gösterdi” iddiasında bulununca, o röportaj daha da önem kazandı ve hem sanık avukatları hem de Hablemitoğlu Ailesi’nin avukatı Ersan Barkın, Abdurrahman Şimşek’in tanık olarak dinlenmesini istedi.
ISRARLA 20 ŞUBAT 2020 TARİHİNİ VERDİ
Mahkemenin talebi kabul etmesinin ardından Şimşek 4 Mart 2024’teki duruşmada dinlendi.
Şimşek, “doğru söyleyeceğine” yemin ettikten sonra özetle; Hablemitoğlu suikastı hakkında açık kaynaklardan edindiği bilgilere sahip olduğunu, 2017’de yaptığı haberi ise o dönem soruşturmayı yürüten Savcı Necip Cem İşçimen’den aldığı bilgilerle hazırladığını, Ukrayna’ya gittiğinde yanında 2002’deki soruşturmanın belgelerinin bulunduğunu, ayrıca Bozkır’ın röportajda anlattıklarının tümünü gazetede yayımladığını söyledi.
Yöneltilen sorularla birlikte ortaya çıkan ilk çelişki, Bozkır’la yapılan röportajın tarihi oldu. Şimşek, “Tam olarak hatırlamıyorum. Gazetede yayınlandı. Ondan 1 hafta, 10 gün önce gitmişimdir.” dedi. Ancak Nuri Gökhan Bozkır ısrarla 20 Şubat 2020 tarihini verdi. Bunun üzerine uzun süre cep telefonundan uçuş bilgilerini arayan ama bulamayan Şimşek, nihayetinde 20 Şubat 2020 olabileceğini belirtti.
Şimşek, röportajın 2 yıl boyunca yayınlanmamasının sorulması üzerine “soruşturmanın gizliliğini ihlâl etmemek ve Bozkır’ın söylediklerini araştırmak için beklettiğini” belirtti. Av. Ersan Barkın’ın, röportajın yayınlandığı tarihte de dosyada gizlilik kararı olduğunu hatırlatması üzerine ise, “Kamuoyunda gündeme gelmiş; artık kamu yararı olduğunu değerlendirdiğim için yayınladık” dedi.
Şimşek’in, kameraya çektiğini bildirdiği Nuri Gökhan Bozkır’la yaptığı röportajın içeriğine ilişkin sorular üzerine verdiği cevaplara gelirsek; özetle şu bilgileri verdi:
“Levent Göktaş’ı tanıdığını ve yurtdışına çıkması için yardım ettiğini belirtti… Tarkan Mumcuoğlu’nun kod isimle Hablemitoğlu ile temasta olduğunu söyledi… Bütün isimleri gayet rahat bir şekilde tek tek anlattı… Ben Bozkır’a hiçbir isim telkin etmedim.”
SAVCIDAN ENVER ALTAYLI SORUSU
İddianameyi hazırlayan ve duruşmanın savcısı da olan Zafer Ergün, “Peki diğer sanıklarımız Mustafa Özcan, Enver Altaylı’dan size hiç bahsetti mi o görüşmede?” diye sordu.
Şimşek ise şu karşılığı verdi:
“Evet. Onları da bahsetti. Başka bir isim daha var dosyada sanık. Bu silah ticareti yapanlardan biri. Yaşlı bir adam. [Aydın Köstem’i kastediyor] Levent Göktaş, Enver Altaylı ve Mustafa Özcan bu üçünün o dönemde görüştüklerini biliyordu. Cinayet öncesi ve sonrasında da sanki görüştüğüne yönelik tam hatırlamıyorum, ama cinayet öncesi bunların birlikteliği olduğunu söylemişti.”
Bunun üzerine Nuri Gökhan Bozkır, “Tamamen yalan!” diye bağırıp Mustafa Özcan’ı tanımadığını, Aydın Köstem ismini Abdurrahman Şimşek’in verdiğini, hatta Köstem’in oğlundan bahsettiğini, Mehmet Narin ismini de ilk ondan duyduğunu söyledi.
Bozkır’ın iddialarını reddeden Şimşek ise Enver Altaylı ve Mustafa Özcan isimlerini off the record (yayımlanmamak kaydıyla) verdiğini söyledi.
Söz konusu tartışmaların ardından Bozkır, Şimşek’den “annesinin üstüne yemin etmesini” istedi. Şimşek de annesinin üzerine yemin etti.
Sanık avukatları, Şimşek’e şu soruları yöneltti:
“Bu aradaki 3 yıllık süre zarfında Savcı Zafer Ergün’le görüşmeniz oldu mu? Savcıyla Ukrayna’ya gitmeden önce görüştünüz mü? Ukrayna’dan döndükten sonra bu bilgileri herhangi bir şekilde savcılıkla paylaştınız mı?”
Sözkonusu soruların tümüne “Hayır.” cevabını veren Şimşek, Savcı Zafer Ergün’e bir kez sadece nezaket ziyaretinde bulunduğunu, ondan hiçbir bilgi almadığını söyledi.
Duruşmanın ilerleyen saatlerinde sanık avukatlarının sorularına Şimşek'in verdiği yanıtlar şu şekilde:
Soru: Siz bu kaydın tamamını gazetenizdeki habere yansıttınız mı?
Şimşek: Yansıtmadım.
Soru:Neden yansıtmadınız?
Şimşek: Çünkü çoğu şeyin gerçekle alâkâsının olduğunu düşünmediğim için yayınlamadım.
Soru: Bunlar bugüne kadar gizli mi kaldı, sizde mi kaldı?
Şimşek: Yani hiç kimseye şey yapmadım. Benim eski bilgisayarımda durması lâzım. Yani ne yapacağım ki. Bana gazetede kullandığım şekliyle kullandım. Hatta ‘bunu televizyonda kullanalım’ dediler, televizyon yönetimi de sıcak bakmadı açıkçası.