“Kabataş Erkek Lisesi’nde, son sınıftayken artık iyi gitar çalıyordum. Okulda konserler veriyorduk. Mezun olduktan sonra ‘Beşiktaş CHP Gençlik Kolları var, gel orada çal’ dediler. O binadan içeri adımımı attığımda, CHP’ye-politik hayata giriş yapmış oldum bir anlamda... 1960’ta araya askerlik girdi. Dönünce devam... Cumartesi günleri tam Akaretler’in çıkışında bulunan CHP ilçe binasının üst katındaki salonda, ‘5 Çayları’nda çalıyorduk... Erdoğan Bozok, Gençlik Kolları Başkanı’ydı. 64’te yerine ben geçtim... 1961 Anayasası’nın getirdiği demokratik ortamda, TİP kurulmuştu. Daha sonra işçi sınıfı ile aydınları buluşturmak-kaynaştırmak amacıyla partiye katılanlar arasında Mehmet Ali Aybar, Behice Boran, Adnan Cemgil, Cemal Hakkı Selek, Yunus Koçak, Fethi Naci gibi birçok insan vardı...

TİP, 1965 seçimlerinde, TBMM’ye 15 milletvekili göndermeyi başaran ilk sosyalist parti olmuştu: Mehmet Ali Aybar, Rıza Kuas, Muzaffer Karan, Tarık Ziya Ekinci, Sadun Aren, Yahya Kanbolat, Cemal Hakkı Selek, Adil Kurtel, Behice Boran, Yunus Koçak, Şaban Erik, Yusuf Ziya Bahadınlı, Ali Karcı, Kemal Nebioğlu, Çetin Altan... TİP, Beşiktaş’ta şube açtı ama bir kurucu, yetkili olarak ortalıkta pek kimseler gözükmüyordu. Tuhaf bir durumdu. 1964’te CHP’den istifa ederek TİP’e geçtim. Oranın kuruluşunu gerçekleştirdim, işlevsel hale gelmesine çabaladım. İnsanlar gelmeye başladı. Sıklıkla Çetin Altan geliyordu, konuşmacı olarak... Ancak işler istediğim gibi yürümeyince bir yıl sonra ayrıldım.

Yeniden CHP’ye döndüm, Gençlik Kolu Başkanı olarak ilçe yönetim kuruluna girdim. Bu arada Beşiktaş Halkevi oluşumuna katkı sundum. Zafer, sen de vardın bunun içinde... Evet, Beşiktaş ilçe, İstanbul’da CHP’nin kalesiydi o günlerde... 1989’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Nurettin Sözen, CHP İl Gençlik Kolları Başkanı’ydı ve en sık onunla görüşüyordum...

Merkez için önemliydik. Milletvekillerini bize gönderirlerdi. ‘Beşiktaş ilçeye gidin o gençlerle görüşün’ derlerdi. Gelenleri, sanki imtihan ederdik. Soruları biz sorardık, doğru cevapları bulmaya çalışırdık beraberce. Gelişmeleri aktarır, öneriler sunardık. Kadın Kolları da canavar gibi çalışırdı... Kimler gelip geçmedi ki?!  İsmet İnönü, Ecevit, Turan Feyzioğlu, Orhan Eyüboğlu... İnönü, yılda birkaç kez toplantıları bizim orada yapardı. Zaten bu toplantılar için, CHP’nin başka büyük, elverişli bir binası yoktu İstanbul’da...

Bir gün İnönü’yü ziyarete gitmiştik Heybeliada’daki evine Tümer’le; beni çağırtmış mıydı neydi, hatırlamıyorum. O sıralarda Metin Toker’in Akis dergisine yazıyordum, onunla mı ilgiliydi neydi, bilemeyeceğim şimdi. Akis, Türk basınındaki haftalık haber-siyaset dergilerinin ilkiydi.. Giderek CHP’yi desteklemiş ve DP’ye muhalif yazılarıyla tirajını inanılmaz bir biçimde artırmıştı. Dergi, 27 Mayıs’ı destekledi.

Toker’in, 60 darbesinin hikâyesini yazdığı sayı, 150 bin mi ne satmıştı... Neyse, İnönü ile görüşmemiz bittiğinde zor döndük adadan. Birkaç kadeh atalım bir yerde demiştik ama Tümer’in içkiye pek dayanıklılığı kalmamıştı artık. Tümer, hem harika bir insan, hem müthiş bir oyuncuydu, bilmez misin?! Analım onu burada. Lütfi Akad’ın filmi Kızılırmak Karakoyun’da Yılmaz Güney’le oynamıştı. Sonra Vasıf Öngören’in Almanya Defteri’nde, çeşitli tiyatrolarda... Siz birlikte de oynadınız, Beşiktaş CHP’nin salonunda, Hayvanat Bahçesi’nde, başka oyunlarda da... İstersen son olarak, gelelim benim Belediye Şube Müdürlüklerine...