İnsanların annelerinden öğrendikleri dilde eğitim görmek istemelerine şaşırabiliyoruz, aksine şaşırmamamız gerekirken

Balık ağaca çıkamaz, uğraşmak nafiledir. Ben denedim, oradan biliyorum. Yoğurtsuz ayran, rakısız rakı sofrası, muhabbetsiz insan, çantasız gezgin saçmadır. Chomsky’ye İngilizce, Vefa Zat’a rakı, Fazıl Say’a piyano öğretmek saçmadır. Pek çok şeyin bir yeri, zamanı vardır. Öbür türlüsü işe yaramaz. Misal ziyafete sefer tasıyla gidilmez. Benim bir arkadaşım vardı, Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde özel olmayan bir odada, 20 yaşındaki 195 cm oğlunu leğenle yıkamaya kalkmıştı. Sonradan Murat Toklucu’nun kitabını (Türk Erkeği ve Diğer Mucizeler) gördüm de çok gülmüştüm.

Rakı içiyorum diye ciyak ciyak bağırıp histerik kahkahalar atmayacaksın, atarsan da bileceksin ki bu bir eğlenme, iyi vakit geçirme, arkadaşlarla sohbet etme biçimi değildir. Bunu öyle zannetmek saçmadır. Hem de yanıltıcıdır. Çünkü bu sadece manik depresiflerin manik fazıdır.

Bizim ülkede muhalefet yok. Tarihte de pek az oldu. Benim de içinde olduğum kimi gruplar da dahil olmak üzere genellikle kibir, nihai bilgiye sahip olduğunu zannetme, klişelerle konuşma filan yaygın oldu.

Eskiden beğenilmeyen solculara “oportünist revizyonist” denirdi, şimdilerde liboş filan deniyor. Hep aynı yazarlar paylaşılıyor, herkes kendi habitatına kapanmış dudaklarını kımıldatıyor ama pek bir şey söylemiyor.

Memlekette muhalefet yok dedik. Ama oturun sayın, ne kadar çok muhalif var değil mi?

Bu kadar çok muhalif eli yüzü düzgün bir muhalefet yapamıyor. Saçma. Bu durum bana hep şiir yazan insan sayısının okuyan insan sayısından fazla olmasını hatırlatır.

Ne kadar çok insan ne kadar çok şeye muhalif. Liberaller, sosyalistler, Kürtler, dindarlar, mimarlar, heavy metalciler yahut Atatürkçüler. Garip ama gerçek, Atatürk dahi muhalefet sembolu haline geldi. Bırakın onu muktedirler de muhalif. Yarattıkları bir şeylere muhalif, yurt dışında bir şeylere muhalif, olsun, muhalif. Ama onlar da muhalefet yapamıyor

Herkes belirli konularda bir süre anlaşabiliyor. Sonra yeni saflar tutuluyor.

Şikayetçiler hiç bir işe yaramıyor. Çünkü genellikle “mızıldanma” düzeyinde kalıyor. Hiç bir şey değişmiyor.

Bunun bir sebebi de ülkenin sorunlarının çok komik olmasından. Yetişkinlerin oturup konuşmalarına bile değmeyecek kadar saçma. Sıradan insani kıymetler, Türkçe sözlükte aradığın kelimeyi bulabilme düzeyinde bir münevverlik, iki tutam iyi niyet beş kaşık da zeka her şeyi çözer.

8 yaşında bir çocuk 8 dakikada 8 sorun çözer. 80 milyona yanaşmışız, 80 yılda birini bile çözememişiz.

sacma-111229-1.

İnsanların annelerinden öğrendikleri dilde eğitim görmek istemelerine şaşırabiliyoruz, aksine şaşırmamaW mız gerekirken. Adı Amedspor olan takıma “bunlar” deniyor, ülkenin kahir ekseriyeti normal karşılıyor. Yahut 1915’te, artık kimsenin umursamadığı birinin kararıyla yok -edilmiş bir milyon kişinin buharlaşma şeklini terminoloji düzeyinde tartışmaktan hicap duymuyoruz. Din işlerine diyanet, yani devlet karar veriyor. Anayasada laik yazıyor. Kimse devleti anayasa mahkemesine vermiyor.

Memleket yanıyor ana muhalefet partisinin tartışmaları anaokulu faaliyetleri kapsamında değerlendirilebilir ancak.

Muhalefet bu haldeyken iktidarın o halde olmasına şaşırıyoruz.

Bana sorarsanız artık hiçbirimizin muhalefetlerden muhalefet beğenme lüksümüz yok. Hiç birimizin “yeni mi aklın başına geldi?”, “bu var ya daha dün şunu diyordu”, “şu var ya dün niye konuşmadı” cümleleri artık lükstür.

Yanıyoruz arkadaşlar. Muhalefet edeni yeterlilik sınavlarından geçirmeyi bir kenara bırakmalıyız. Hem iktidara en etkili muhalefeti kim yapabilir? Yine iktidardan birileri. O iktidardan birileri çıkmış laf ediyor, biz çıkmışız sürekli “ulan hepiniz oradaydınız be”. Elbette eleştirelim. Elbette göklere çıkarmayalım. Ama şunu da unutmayalım. Adam orada olmaya devam mı etsin? Şimdi orada değil işte, daha ne?

Sevgi kelebeği olalım demiyorum. Ama başka rakı yoksa sevmediğin rakıya, rakı bardağı yoksa çay bardağına, çiroz yoksa pilakiye, pilaki yoksa beyaz peynire, beyaz peynir yoksa leblebiye, leblebi yoksa yumruk mezesine rıza göstereceksin. Sonra gider bulursun asıl ihtiyacın olanı. Yanıyoruz yahu. Ölüyoruz. Bugün yapılacak şey mi nedamet getirene, muhalefet edene diskur çekmek, hiza vermek.

Hem çok kötü bir şeydir nihai bilgi sendeymiş gibi davranarak konuşmak.

Bu memleketin bu kadar karışmış olmasına değil bu vakte kadar bu kadar karışmamış olmasına şaşırmak gerekli. Bu karışıklığın arkasından düzgün bir şeyler çıkacaksa bugün akıllı davrananlar, bugün dik duranlar sayesinde çıkacak.