Bir şirket düşünün…

Amacı; İslam devletler birliğini kurmak.

Şirketin amblemindeki dünya haritasında Müslüman ülkeler yeşil ve Türkiye kırmızıya boyanmış. Üzerinde ‘SADAT, Uluslararası Savunma Danışmanlığı’ yazıyor.

SADAT ve düşünce kuruluşu ASSAM’ın (Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi) hedefi şöyle:

Asya ve Afrika coğrafyasında ‘ASRİKA İslam Devletler Birliği’ni kurmak.

Anayasasını bile yazdılar. Başkenti: İstanbul. Dili: Arapça. Bayrağı: Kırmızı ve yeşil zemin üzerine beyaz ay ve üye ülke kadar yıldız. Para birimi: ASRİKA Dinarı. ASRİKA’nın nihai hedefi ise; İslam şeriatı ve akidesini hakim kılmak.

İşin vahim kısmı; SADAT’ın iktidar ile yakın ilişkisi ve Türkiye’de bir gölge orduya dönüştüğü iddiaları… Hep gündemde ama karanlık bir perdenin ardında.

SADAT’ın sır perdesini aralayan ‘Gölge Ordu’ kitabını Ersin Eroğlu ve Caner Taşpınar kaleme aldı. Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan kitap tamamen belgelere dayalı titiz bir inceleme.

Gölge Ordu, SADAT’ı kuran ve bir dönem Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olan emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin ilginç portresiyle başlıyor.

Kitapta pek çok yeni haber var: Eğitim kamplarının ilk kez yayınlanan fotoğrafları. Adnan Tanrıverdi’nin sakallı asker hayali. İktidardan SADAT’a maddi desteğin belgeleri. Bülent Arınç ile SADAT röportajı. SADAT’çıların geçmişine dair resmi belgeler…

Ayrıca kitapta Libya’ya SADAT’ın ÖSO mensuplarını taşıdığı iddiaları, SADAT’çıların bitmeyen şeriat sevdası, Gayri Nizami Harp eğitimleri, El Nusra’ya silah taşındığı suçlaması, harp okulu mülakatlarındaki mensupları gibi konular inceleniyor.

‘Gölge Ordu’nun çarpıcı bölümlerinden birinde ise SADAT ile FETÖ’nün ilişkisi ele alınıyor.

SADAT’ı 28 Şubat sürecinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nden irticai faaliyetler nedeniyle ihraç edilen askerler kurmuştu. 28 Şubat sürecinde 753 subay ve astsubay tasfiye edildi. Bunların 243’ünün ‘Fetullah Gülen Tarikatı’nın mensubu olduğu iddia edilmişti. Peki SADAT’ı kuranlar arasında Fetullahçılar var mıydı?

sadat-feto-iliskisi-974723-1.
SADAT’IN SIR PERDESİ ARALANIYOR
Ersin Eroğlu, Caner Taşpınar
Kırmızı Kedi Yayınevi, 2022

Gölge Ordu kitabı bu sorunun yanıtını resmi bir listeyle ortaya koyuyor. SADAT’ın kurucuları arasındaki Haluk Yıldırım, Yusuf Çağlayan ve Mehmet İlhan’ın 28 Şubat’ta TSK’den ihraç nedeni ‘Fetullah Gülen Tarikatı’ mensubu olmalarıydı. Ayrıca SADAT’ta eğitmen ya da uzman olan 6 eski askerin ismi de Fetullahçı olduğu için ordudan ihraç edilenler listesinde yer alıyor.

Ayrıca SADAT’ın ön kuruluşu ASDER’in (Adaleti Savunanlar Derneği) kurucu ve yöneticileri de ihraç edilen Fetullahçılar listesinde. ASDER Kurucu Genel Başkanı Ahmet Alper, ASDER Genel Sekreter Yardımcısı Ferruh Uluca, ASDER Yönetim Kurulu üyeleri Nuri Onay, Kadir Okatan ve Denetleme Kurulu üyesi Coşkun Şabanoğlu ‘Fetullah Gülen Tarikatı’ mensubiyeti nedeniyle TSK’den ihraç edilmişti.

SADAT’çıların FETÖ’nün Ergenekon ve Balyoz davalarındaki kumpaslara tam destek verdiği de kitapta gözler önüne seriliyor. SADAT kurucularından ve sözcüsü Mustafa Hacımustafaoğulları, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ tutuklandığında verdiği bir röportajda “Başbuğ içerideyse Batı Çalışma Grubu zihniyeti ölmüştür” diyor ve şöyle devam ediyordu: “Atatürkçülük ve laiklik bizim kültürümüzde yoktur.”

Ergenekon operasyonları kapsamında İstanbul Poyrazköy’de kazılar yapılıp önceden gömülmüş silahlar bulunurken SAT komandosu Mehmet Emin Koçak polisle işbirliği yapmıştı. O dönem sık sık ABD’ye gittiği öne sürülen Mehmet Emin Koçak daha sonra SADAT eğitmeni olacaktı.

SADAT kurucularından Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise Ergenekon Davası’nda tanıklık yaparak “GATA’da görevliyken bir örgüt hakkında konuşulduğunu duydum. Ergenekon’un Talmut isimli bir kitabı vardı” diyordu.

Adnan Tanrıverdi ise 2009 yılında Fetullah Gülen için “Milletin gönlünde yer etmiş Hocaefendi” diye konuşurken Ergenekon ve Balyoz operasyonlarından sonra şöyle yazmıştı: “Darbe dönemi bitmiştir. Hesap verme dönemi başlamıştır.” Bu davalarda sahte dijital veriler tespit edilip beraat kararı verildiğinde ise Tanrıverdi ve ekibi tepkiliydi. FETÖ’cü savcı ve hakimlerin açtığı davaların doğru olduğunu savundular.

SADAT heyeti 7 Mart 2016’da ise 15 Temmuz’dan sonra tutuklanacak Genelkurmay Plan Prensipler Başkanı Korgeneral Salih Ulusoy ile görüşmüştü. Bu görüşmeden sonra Tanrıverdi şöyle bir mesaj yayınladı: “20 yıl sonra girdiğimiz Genelkurmay Karargahından içimiz rahat olarak ayrılınmıştır. İrtibatımız devam edecektir.”

Gölge Ordu kitabını okurken Cumhur İttifakı bileşeni MHP’nin SADAT konusundaki sessizliği sık sık akla geliyor. Çünkü SADAT’ın 2011’de hazırladığı anayasa taslağında şunlar yazılı: ‘Türk’ kavramı anayasadan çıkarılmalı. Türkiye federasyon olmalı. 7 bölge özerk olmalı. Anadilde eğitim imkanı sağlanmalı.

Cumhur İttifakı HDP üzerinden Millet İttifakı’nı parçalama hamleleri yaparken MHP’nin gölge ordu konusunda hiç ses çıkarmaması ilginç değil mi?