SADAT’ın kurucusu Adnan Tanrıverdi’nin geçmişte Erdoğan’ın danışmanlığını yapması hakkında konuşan şirketin Yönetim Kurulu Başkanı ve Adnan Tanrıverdi’nin oğlu Melih Tanrıverdi, “Biz, Cumhurbaşkanımızdan, hükümetten ya da bakanlardan dolaylı ya da direkt olarak herhangi bir talimat almıyoruz. Biz bağımsız bir şirketiz. Adnan Bey bir devlet adamıdır, devleti onu göreve çağırmıştır şirketi için değil devleti için gitmiştir” dedi.

SADAT’ın başkanı Melih Tanrıverdi: Adnan Tanrıverdi bir devlet adamıdır

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kapısına gittiği ve “Paramiliter bir örgüt” olarak tanımladığı SADAT’la ilgili tartışmalar devam ederken, şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Melih Tanrıverdi, iktidarla ilişkileri konusunda açıklamalarda bulundu.

Cumhuriyet’ten Can Uğur’a konuşan Tanrıverdi, babası ve SADAT’ın kurucusu olan emekli tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin geçmişte AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı olmasıyla ilgili soruya, Adnan Tanrıverdi’nin ‘devlet adamı’ olduğunu söyleyerek yanıt verdi. Melih Tanrıverdi, “Adnan Tanrıverdi’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanlığını bir dönem yapması söz konusuyken SADAT ile iktidar ilişkisinin olduğunu düşünmek sizce garip bir durum mu?” sorusunu şöyle cevapladı:

“Ortaya bir teorem koyuyorsunuz onu kanıtlamanız gerekiyor. 10 yıl olmuş SADAT kurulalı. Adnan Paşa, 2020’de görevi bırakmış. Ortada ispatlanmamış bir durum var ise artık bu kenara kaldırılmalı. Biz, Cumhurbaşkanımızdan, hükümetten ya da bakanlardan dolaylı ya da direkt olarak herhangi bir talimat almıyoruz. Biz bağımsız bir şirketiz. Adnan Bey bir devlet adamıdır, devleti onu göreve çağırmıştır şirketi için değil devleti için gitmiştir.”

“HABERLERDEN OLUMSUZ ETKİLENİYORUZ”

Melih Tanrıverdi ayrıca, haklarında çıkan haberler nedeniyle işlerinin olumsuz etkilendiğini belirterek şunları ifade etti:

“Hakkımızda şu an çıkan haberlere benzer haberler çıktığında olumsuz etkileniyoruz tabi. Bazen 6 ay bazen 1 yıl bütün projelerimiz duruyor. O dönemler ciddi zararlar ediyoruz. Bizimle ilgili basında ne kadar az haber çıkarsa iyi. Rakiplerimiz var sahada çünkü. Bunlar bizimle ilgili haberleri iş yaptığımız devletlere götürüyor ve bu bizi olumsuz etkiliyor. Örneğin bir Amerikan şirketi Mali’ye gidiyor ve diyor ki ‘Bunlarla ilgili Türkiye’de böyle iddialar var. Bu sizi de olumsuz etkiler.’ Onlar da bir bakalım deyip geri çekiliyor. Bu en az 6 ayın işlerin durması demek.”